Namık Kemal’den Erdoğan’a İslamcılık, Osmanlıcılık ve Turancılık
Osmanlıcılık,
19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu içindeki bütün ulusları ve unsurları Osmanlılık ruhu içinde birleştirmeyi amaçlamış bir ideolojiydi.
İmparatorluk bünyesindeki tüm kavim, cemaat ve milletlerin din, mezhep ve etnik farkları gözetilmeksizin adalet, hürriyet, eşitlik ortamında beraber yaşamalarını temin etmek isteyen bir anlayıştır. Osmanlıcılık fikri devletin kuruluşunda ve şekillenmesinde fiilen mevcut ve yaşayan bir olguydu. Fransız İhtilali’nin yaydığı hürriyet, eşitlik, milliyet (bir etnik gruba ait olma) gibi fikirler çokuluslu bir yapıya sahip olan yani etnik birliği olmayan Osmanlı’yı olumsuz etkilemiş ve Osmanlı devlet adamları gelişmekte olan milliyetçilik hareketlerinin karşısında Osmanlıcılığı, devletin siyasi birliğinin korunması, devletin devamlılığı için ortaya atmışlardır.
Osmanlı imparatorluğunu batı karşısında korumak için Tanzimat dönemi yazarları Osmanlıcılık ve onun zımnında islamcılık idealine sahip çıktılar. Bunların başında Namık Kemal gelir.
Namık Kemal şiirlerinde Osmanlıyı yüceltir, bir aşiretten bir devlet çıkardığı için Türkleri yüceltir.” Cihangirane bir devlet çıkardık bir aşiretten “ der. Bu devlet yüzyıllarca devam etmiş ve dünyaya nam ve korku salmış ve adalet ve insanlık getirmiştir. Fakat batının ilmi ve fenni gelişmesi Osmanlı’nın ilerlemesine engel olmuş, batı devletleri Osmanlıyı yıkmak için içindeki ihtilaf unsurlarını kullanmışlardır. Osmanlıcı olan Namık Kemal bile Fransızların etkisi ile onların imkanları ile Paris’e kaçar, orada Osmalı ve saray hakkında hoş olmayan şeyler yazar. Bu Namık Kemal’in şahsiyetindeki bu tutarsızlık garip bir ikilemdir. Korumaya çalıştığı devletin yıkılması için çalışan bir devletin öncülügü ile yıkım ve ihtilaf yazıları yazar. Sarayı sultanı suçlar. Onun fikirlerinde bir ahenk yoktur bir yanda ihtilacilik, bir yanda Osmanlıcılık , bir yanda Fransız himayesinde Avrupa’da çıkarıp gazete osmanlıyı eleştirektir.
Osmanlı devletinin bir diğer fikir akımı da islamcılık idi, bu akım iki yüz yıldır devam eden elan savunulan bir fikirdir. Ama islam devletleri tuşları farlı çalan ahenksiz bir piyano gibi olduğundan kimse onları bir araya getiremedi, çünkü onlara yüzyıllarca hem hizmet götürmüş hem de bir araya gelmesini sağlamış bir devletin dışında devletlerin ağzı ile konuştular. Araplar, suudiler batının tesiri ile osmanlı’dan yana değil tuhaf bir tutum aldılar, bu şekilde islamcılık görünürde bir ittihat getiremedi. ittihadı cemaati bile sağlayamayan bir düşünce nerden islam dünyasını bir araya getirecek , Hicaz demiryollarını yapan Osmanlı onu ingiliz tahriki ile tahrib eden bir kısım araplar.
Beri tarafta Ziya Gökalp Turancılık ideali ile Türkleri bir araya getirmeye çalıştı, bu bir aksiyon değil ünlü Turan şiiri ile sınırları çizilmiş bir muhayyel ütopya idi. Bütün bunların arkasından Osmanlı yıkıldı , büyük millet Anadolu’ya sıkıştı kaldı.
Sayın Erdoğan bugün büyük bir iddia değil uygulama ile ortaya çıktı Türk devletlerini Turan idealinden daha yüksek bir birliktelikle bir araya getirdi. Ona gelinceye kadar ki Menderes, Demirel, Özal , Tansu Hanım bu ideali hiç konuşmadılar. Sayın Erdoğan bu gün dünya kadar devletimizin aleyhine çalışan iç ve dış düşmanları hiçe sayarak gelişen Türkiye’nin yanında bir de Türk dünyasını birleştirme idealini ortaya attı ve ilk adım olarak Türk devletlerini bir araya getirdi adını Türk gücü, Türk birliği koydu. öyle ya batı Hristiyan devletlerden paktlar birliktelikler kurup müslüman Türk dünyasını hırpalarken Erdoğan büyük bir cesaretle Türk dünyasını bir araya getirmeyi başardı ve bundan gelecekte bir Müslüman Türk milletler birliği meydana gelecektir, zafer Müslüman milletinin olacaktır,
Erdoğan’ a Osman Beyden bu güne gelen padişahlar ve devlet adamları adına teşekkür ederiz. Bediüzzaman ‘da bu idealler için çalıştı siyasette birlik dinde birlik ve İslam’da birleşmeyi hayatı boyu savundu.
Prof. Dr. Himmet Uç
Nurdan Haber