KUYRUKLU İNSAN İDDİASI DOĞRU MU?
Soru: Kuyruklu insanın dünyaya gelmesi iddiası aklıma vesveseler getiriyor. Bu konuda araştırmalar yaptım. İnternete bu konuda kafa karıştırıcı pek çok şey var.
Yardımcı olursanız sevinirim.
Cevap: Okuyucunun burada kuyruklu insanın varlığı konusunda kafasını karıştıran, biyolojik gelişmelerin nasıl meydana getirildiğini bilememesinden kaynaklanmaktadır.
Önce şunun iyi bilinmesi gerekir ki, hiçbir hadise ve hatta hiçbir atom gelişigüzel ve başıboş hareket edemez. Bunu artık günümüzdeki teknik olaylardan daha iyi anlıyoruz. Mesela siz bir halı dokumak istiyorsunuz. Önce bunun programını bilgisayara yüklüyorsunuz. Sonra dokuma sistemini kurup bilgisayara bağlıyorsunuz. Sistemi çalıştırdığınız zaman makinelerde bilgisayardaki programa göre halı dokunur. Siz hangi şekil ve desenleri programlamışsanız onlar dokunur. Bu dokuma işinde hiç bir gelişigüzellik ve karışıklık olmaz.
Şimdi bu halı konusunda bir değerlendirme yapalım:
-Halı neyden dokunuyor?
-İpliklerden.
-İplikler neyden meydana geliyor?
-Moleküllerden?
-Moleküller neyden meydana geliyor?
-Atomlardan.
Zaten bütün maddi varlıkların meydana gelmesinde kullanılan temel maddeler atomlardır.
İşte bu atomlar gelişigüzel değil, bizim bilgisayara yüklediğimiz program çerçevesinde şekillenmektedir. Bu program dışında bazı atomlar devreye girecek olsa, onlar programı işlemez hale getirecektir. Biz o program dışı devreye giren atomlara veya karakterlere virüs diyoruz. Yani, program harici virüs devreye girerse o programı bozar ve işlemez hale getirir. Halının bilgisayardaki programı, onun kader defteridir denebilir. Yani, halı o programa göre dokunmaktadır.
İşte kâinatta canlılar âleminde, yani bitkilerde, hayvanlarda ve insanlarda meydana gelen olaylar ve o bu varlıkların yaratılması bu bilgisayar programının çalışma sistemi gibi işlemektedir. Mesela bir incir çekirdeğinde, incir ağacının bütün özellikleri planlanmış ve programlanmıştır. Ne bir atom o programın dışına çıkar ve ne de noksan olur. Meyvenin şeklinden yapraklardaki tüy şekillerine ve yaprağın kokusuna varıncaya kadar her şeyi Allah o incir çekirdeğinde şifrelemiş ve programlamıştır.
Allah’ın sonsuz ilmi, iradesi ve kudretiyle incir ağacı, onun yaprak ve çiçekleri atomlarla, o çekirdekteki programa göre dokunmaktadır.
İncir çekirdeği neyse, tavuk yumurtası da odur. Döllenmiş, yani zigot halindeki insan yumurtası da odur. O yumurtaların içerisinde incir çekirdeğinde olduğu gibi o canlının genetik yapısını Allah kromozomlarındaki DNA’lara şifrelemiştir. O yumurtaya hangi civciv veya kuşun genetik yapısı şifrelenip planlanmışsa atomlarla onlar dokunur.
İnsanın zigot haldeki o tek hücresindeki kromozomların DNA’larına hangi genetik yapı şifrelenmişse, o şifrelere göre, ne bir organ fazla ve ne de bir organ noksan olmamak kaydıyla, Allah’ın sonsuz ilim, irade ve kudretiyle o insan yaratılır.
Gerek insanın ve gerekse diğer canlıların genetik yapısını şekillendiren kromozomlar üzerindeki DNA’ların bazı bölgelerinde meydana gelebilecek bir hasar veya bozulma, bozulan genler hangi karakterleri şifreliyorsa, o karakterler ve organlar arızalı olur. Bu bazen bir organ fazlalığına yol açtığı gibi noksanlığına da yol açar. Mesela 5 ayaklı veya 3 ayaklı buzağı doğması gibi.
Ne insanda ve ne diğer canlılarda hiçbir organ fazla ve lüzumsuz değildir. Her birinin pek çok vazifesi vardır. Bazılarının görevi bilinmiyorsa, bu henüz bizim onların vazifelerini tespit edemediğimizi gösterir.
İnsanda kuyruk değil, kuyruk sokumu vardır. Bu yapı insanın bağdaş kurarak rahat oturabilmesi içindir. Bu yapı için şifrelenmiş genler bazen zarar görmüş veya dumura uğramış olabilir. O zaman kuyruk sokumu anormal bir yapı olarak normalden uzun olabilir. Bunun hayvanlardaki kuyruk yapısıyla bir ilişkisi yoktur.
Hem insanda sadece kuyruk kısmında değil, diğer azalarda da pek çok anormallikler olabilir. Mesela gözleri teşekkül etmemiş olabilir. Elleri ve ayakları meydana gelmemiş olabilir. Bu anormallikler, yukarıda temas etmeye çalıştığımız gibi, genetik yapıdaki bir takım arızlardan dolayı meydana gelebilmektedir.
Günümüzde insan nasıl bir hücreden en mükemmel şekilde yaratılıyorsa, ilk insan Hz. Âdem babamız da tıpkı bizim gibi en güzel surette yaratılmıştır. Buna en büyük delil senin dedendir. Deden nasıl insan olarak mükemmel ise onun dedesi de öyledir. Onların dedeleri ve en nihayet hepsinin dedesi Âdem babamız da öyle en mükemmel şekilde, Kur’an’ın ifadesi ile, Ahsen-i takvimde yaratılmıştır. Vesvese ve endişeye hiç gerek yoktur. Müsterih olunuz.
Prof. Dr. Âdem Tatlı.