Nurdan Haber

Akademisyenlerin Hazırladığı Taslak Başkan Erdoğan’a sunuldu!

Akademisyenlerin Hazırladığı Taslak Başkan Erdoğan’a sunuldu!
18 Ocak 2021 - 8:10

Akademisyenlerin Hazırladığı Taslak Başkan Erdoğan’a sunuldu!

Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, öğrencilere 21. yüzyıl yetkinliklerinin kazandırılmasına ilişkin genç nesillerin geleceğini etkileyecek olan Cumhurbaşkanlığı Politika Belgesi Taslağı’nı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘a sundu.

Kurulun Twitter hesabından yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulan belgenin içeriğine ilişkin bilgi verildi.

Belgede, öğrencilere 21. yüzyılda kazandırılması gereken yetkinliklere ilişkin politika önerilerinin ortaya konulduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Bu çerçevede, eğitim yaklaşımı ve ders kitaplarının yeniden ele alınması, ölçme ve değerlendirme süreçlerinin üst düzey düşünme ve ürün ortaya koyabilmeyi destekleyecek biçimde kurgulanması, öğrencilerimizin teknolojinin güvenli ve doğru kullanımı konusunda bilinçlendirilmesinin yanı sıra yazılım ve kodlama gibi beceriler edinerek teknolojinin yalnızca tüketicisi değil, aynı zamanda üreticisi olabilmelerinin sağlanması, öğretmen, öğretim elemanları ve eğitim yöneticilerinin liyakat prensibi çerçevesinde yetiştirilmesi, atanması ve mesleki gelişimlerinin sağlanması, paydaşlarla iş birliğine yönelik olarak, iş dünyasıyla yoğun etkileşim, sektörle bütünleşmiş okul modelleri, staj, öğrenci niteliklerini izleme, kurumlar arasında fiziki ve beşeri kaynakların ortak kullanımı gibi konularda yeni yaklaşımlar ve özgün uygulamaların geliştirilmesi, yetkinliklerin kazandırılması sürecinde etkin bir kalite takibi için temel eğitim ve ortaöğretim kademelerinde kalite güvence sisteminin oluşturulması gibi çeşitli hususlarda kapsamlı politika önerilerine yer verilmiştir.”

Akademisyenler ve eğitim camiasından çağrı

Öte yandan milli ve manevi değerlere ilişkin içeriklerin de bulunması gerektiğini belirten eğitimci akademisyenlerden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a önemli çağrı geldi.

“Batılı tarz insan anlayışının bize hiçbir açıdan uymayacağı bir gerçekliktir”

Fulbright Eğitim Komisyonu’na dikkat çeken Prof. Dr. Abdulhak Halim Ulaş, milli savunma sanayiindeki yakalanan önemli başarıları milli eğitimde yakalanamadığını ifade ederek şöyle konuştu:

Özellikle savunma sanayii ve bilişim teknolojileri konusunda yerli ve milli duruşun önemini derinden kavrayan ülkemiz, bu zaruret hali karşısında güçlü bir irade sergileyerek önemli hamleler yapmıştır. 1949 yılında Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasında imzalanan ikili anlaşmalar sonucunda Fulbright eğitim komisyonuna teslim edilen Türk Milli eğitim sistemi, kültürel kodlarımızdan uzak düştüğü kadar, modern ülkelerin bilimsel düzeyine de asla yetişememiştir. Eğitim ve öğretimin iki ayrı disiplin olduğu herkesin malumu olan bir gerçekliktir. Bu açıdan, öğretim konusunda modern batının, öğretim yöntem ve tekniklerinden, öğretim teknolojilerine kadar elde ettiği müktesebat özenle bünyemize dâhil edilebilir. Fakat konu, eğitim yani bir anlamda “iyi insan modeli” yetiştirme söz konusu olduğunda, batılı tarz bir insan anlayışının bize hiçbir açıdan uymayacağı da ayrı bir gerçeklik durumudur. Bizler batılı eğitim anlayışını sistemimize dâhil ederek ne bir İbn-i Sina ne de bir Gazali, ne de bir Farabi, ne de bir Bediüzzaman asla yetiştiremeyiz. Böyle numune-i imtisal zatlar ancak ve ancak İslam tefekkür ve idealinin ikliminde yetişebilir. Bu açıdan asrın modasına uyup makyajlı her kavramın üstüne mal bulmuş mağribi gibi atlayarak bünyemize dâhil etmeye çalışmak bu millete yapılacak en büyük ihanettir.

“Eğitim düzelmediği yerde nesil asla yetişmez”

Sosyolog Eğitimci Yazar Adnan Kalkan, şu ifadeler bulundu:

“Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, öğrencilere 21. yüzyıl yetkinliklerinin kazandırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Politika Belgesi Taslağı’nı hazırlayarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sundu. Bu güne kadar yapılan çalışmalar ve raporlar manevi değerlerden kopuk materyalist ve batı pozitivizmi üzerinden şekillendi. Oysa ki bizim hamurumuz İslam’dır.

Pozitivist materyalist bir anlayışla mühendisler, doktorlar yetiştirebilirsiniz. Lakin yetişecek mühendisler bomba yapıp insan öldürebilir, doktorlar ise ilaçlarla insan öldürebilir. Japonyayı kana bulayan atom bombalarını yapan mühendisler, organ mafyasına çalışan doktorlar buna en bariz örneklerdir. Yetişecek nesil ancak imanlı ve ahlaklı olursa bu vatana ve ümmete faydalı olabilir. Ders kitaplarının Allah’tan kopuk olduğu ve eğitim sisteminin maneviyattan uzak olduğu bir memlekette huzur beklemek hayal olur. Sayın Cumhurbaşkanımız Eğitim sistemi ve müfredat çalışmalarını milli ve manevi karakteri olan uzmanlara yaptırmadıkça asla eğitim düzelmez. Eğitim düzelmediği yerde nesil asla yetişmez.”

“Âlim, Arif ve Hâkim” insan profilini tekrar diriltmeliyiz”

Prof. Dr. Osman Çakmak eğitim sisteminin ve müfredatın yetiştirmesi gereken insan tipi ile ilgili şunlara değindi:

“Kalb-i Selim, Akl-ı Selim ve Zevk-i Selim. Medeniyetimizde üç sütunla karşılaşırız: Kalb-i Selim, Zevk-i Selim, Akl-ı Selim. Kalb-i Selim, topyekûn değerlerin, ahlak ve adabın; tasavvuf, ibadet iman mecrasının, Zevk-i Selim, sanat mecrasının, Akl-ı Selim ise ilim ve tefekkür mecralarının menzili olmuştu.

Alim-arif-hakim insan projesi için hakikat sarayının yapı taşları döşenecek ve saray inşa olacaktır. Tarihimizde olduğu gibi “Âlim, Arif ve Hâkim” insan profilini tekrar diriltmeliyiz. Geçmişimize bakarsak okullar, aile topyekûn kültür hayatı Âlim, ilim yolculuğunun yapıtaşlarını döşüyordu. Arif, Âlim’in ulaştığı bulguları dikkate alıyor; marifet ve fikir yolculuğunun hamurunu karıyordu. Hakîm hayatımızın iç ve dış dünyalarının hikmet duvarlarını örüyor; âlim ve Ârif’in gerçekleştirdiği buluş ve oluş/um/ların neticesinde, hakikat sarayının inşasına katkıda bulunuyordu.”

“Eğitimin her türlüsünde bizim genetik kodlarımıza göre disiplin şart”

Doç. Dr. Bayram Özer ise eğitim sistemimizin kendi medeniyetimize dayanması gerektiğini belirterek şunları söyledi:

Milli ve manevi değerlerimizi çocuklarımıza aşılaması gereken okullarımız milli değilse o zaman ne yapmalıyız. Neyi konuşmalıyız. Sınav sistemini Finlandiya’ya benzetelim, eğitim Felsefesini Amerika’dan alalım, mesleki eğitimde Almanya’ya dikkat edelim din eğitiminde Fransa’daki laikliğe göre hareket edelim. Ortaya çıkan şey tam bir yamalı bohça misali. Hiçbir yerinde biz yokuz. Öyle ki yakın bir zamana kadar ders kitaplarında bulunan görsellerde bile İsviçre’nin Alpleri, Hollanda’nın inekleri, Amerika’nın çölleri ve Danimarka’nın insanları vardı. Nurettin Topçu’nun dediği gibi “memleketimizde genç ruhlara sunulan her şey, program, kitap, metot, hepsi, hepsi garbın aktarma malı. Hatta mektep binalarımız bile yok. Benliğimiz kültürün bu mabedinde henüz şahsiyetini kazanmamıştır”.

Bizi temsil eden örneklerimiz var. En güncel olanı Yusuf Kaplan’ın yaptığı Medeniyet Tasavvuru Okulları. Veya İhsan Şenocak’ın yaptığı İFAM okulları örnekleri. Yani kısaca aşağıdakiler acilen yapılmalıdır;

Medeniyet tasavvurumuza dayanan bir eğitim felsefesi ortaya koymamız lazım. Bu pragmatizm olamaz.
Özel ve üstün yetenekli öğrencilerimizi özel ve üstün bir eğitime tabii tutmamız lazım
Öğretmenlerimizi zeki ve öğretme azmi olan öğrencilerden seçmeliyiz
Öğrenciler kendi kültür ve değerlerimize uygun bir okul kültürü ve modeline göre yetiştirilmeliyiz. Ahmet Yesevi, Mevlâna, Yunus Emre ve Gazali’nin öğrenciler için tavsiyeleri dikkate alınmalı.

Eğitimde disiplini tekrar tesis etmek zorundayız. Öğrenci merkezli eğitimin öğrenci krallığı ya da veli hegemonyası gibi anlaşılmaması lazım. “Eğitimde disiplin mi kaldı, Uzaktan eğitimde disiplin nasıl olacak?” diyebilirsiniz. Uzaktan ya da yüzyüze farketmiyor. Eğitimin her türlüsünde bizim genetik kodlarımıza göre disiplin şart.

Sınavsız eğitim hayalinden vazgeçmeliyiz. Eğitim sınavlı da olabilir sınavsız da. Önemli olan hangisini tercih ederseniz edin, onu doğru şekilde yapmaktır. Sınav yapmak ise sadece çoktan seçmeli testlerle gerçekleşmemektedir. Sınav yapmanın alternatif birçok yöntemi bulunmaktadır.

YeniŞafak

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )