Türkiye Düşünce Platformu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akın’dan Açıklama
Muhterem Hazirun
Rabbim bizlere sayısız nimetler veriyor, sağlık, aile, mal-mülk ve makam-mevki bunlardan bazıları. Fakat bizler bu nimetler karşısında şükrümüzü eda edebiliyor muyuz? Yoksa bu nimetlere burun kıvırıp hep daha fazlasını mı istiyoruz? Materyalizm ve kapitalizmin artık yeni bir insan tanımı yapmaya çalıştığı bu çağda şükür, hamd, kanaat, doyum, tevekkül ve sabır azaldıkça depresyon, panik atak ve obsesyonlar artıyor. Kadere rıza ve ahiret inancı zayıflayınca paranoya ve narsistlik zirve yapıyor. Elindeki ile yetinme azalınca istifçilik artıyor. Halbuki Rabbimiz altın ve gümüşü Allah yolunda harcamayıp biriktirenler için acı ve elem verici bir azap müjdeliyor.
Peki çocuklarımız? Maalesef onlardan bundan nasibini alıyor. Hepsinin çok sayıda ayakkabısı, elbisesi ve oyuncağı var. Harçlığını eksik etmiyoruz ama giderek daha az doyum sağlayan ve kanaatkar bir kişilik yapısından uzaklaşıyorlar. Verilen hediyenin markasına bakıyorlar.
Değerli Rıza Derindağ hocamızın Tanzanya’da oradaki Müslüman kardeşlerimiz için yapmış olduğu çalışmalardan bir iki videoyu sizinle paylaşarak şahsım dahil bir nefis muhasebesi yapmamızı istedim.
“Parayla saadet olmaz sözü ne doğru bir söz.”
Öyle olsaydı yani maddi refah manevi huzuru da beraberinde getirseydi İskandinav ülkelerinde yaşayanların dünyanın en çok yüzü gülen insanları olması, Afrika’da yaşayanların da en somurtkan insanlar olması gerekirdi. Ama videolardan da görüleceği üzere durum tam tersi.
Bize gelince sosyal hayatta, Tekasur, teberruc ve tecessus almış başını gidiyor. Acaba yaptığımız hesapta bir hata mı var?