Hüsnü Ağabey ile Dünya Bayramlaşması
“O cemaat; telsiz âletlerin âhizeleri hükmünde, bütün dünyaya ders işittirmek istemek işâreti ve hakikatı ise; İnşâallah tamamıyla sonra çıkacak. Şimdi efradı birer küçük çekirdek iseler de ileride tevfîk-ı İlâhî ile birer şecere-i âliye hükmüne geçerler ve birer telsiz telgrafın merkezi olurlar. Mektubat/376” diye Hulusi Bey’in rüyasını tabir ettikleri mananın bir numunesini bu bayramda Hüsnü Bayramoğlu Ağabey’in bayramlaşması ile müşahede ediyoruz.
Ahmet Feyzi Ağabeyin Hz. Üstadımıza Maidetü’l Kur’an’ın zeylini takdiminde “Ahmed Feyzi senin söylediklerine itiraz etmiyorum, yanlıştır demiyorum ve fakat ben görmeyeceğim inşaAllah Hüsnü görecek” diye ifade buyurmuş oldukları günlerin de bir misaline bayramın 2. günü şahid olduk.
Hüsnü Bayramoğlu Ağabey telekonferans yoluyla yetmişten fazla ülkeden kardeşlerimizle bir araya gelerek bayramlaştı. Kastamonu Lahikası’ndan Bediüzzaman Hazretleri’nin Bayram Tebriği Lahikaları Hüsnü Ağabey tarafından okunduktan sonra tek tek kardeşlerimiz Hüsnü Ağabey ve birbirleriyle bayramlaştı.
Avustralya’dan 4 şehir, Arabistan’dan Mekke, Medine Hicaz bölgesi, Macaristan, Arjantin, Sırbistan, Avusturya, İsveç, Malawi, Fransa’dan iki ayrı merkez, Fas, Azerbaycan, Kosova, Almanya’dan 4 ayrı merkez, Bolivya, Kuveyt, Papua Yeni Gine, Filipinler, Endonezya, Güney Kore, Laos, Vietnam, Afganistan, Cezayir, Ürdün, İrlanda, Hollanda, İngiltere’den iki merkez, ABD’den iki merkez, Yunanistan, Umman, Güney Afrika, Dağıstan, Arnavutluk, Estonya, Letonya, Litvanya, Brezilya, Makedonya, Ekvator, Gürcistan, Costa Rica, Letonya, Şili, İsveç, Norveç, Finlandiya, Polonya, Macaristan, Latin Amerika’nın diğer ülkeleri, Surinam, Küba, Peru, Uruguay, Kamboçya, Çek Cumhuriyeti, Tanzanya, Malezya, İran’dan iki merkez, Irak, Sudan, İspanya, Karadağ, Tayvan, Kamerun, Belçika, Senegal, Madagaskar gibi ülkelerden kardeşlerin ve cemaatlerin iştirak ettiği bayramlaşma muhteşem bir uhuvvet, ittihad, ümit, şevk ve heyecana vesile oldu.
Mesela Avustralya’dan Murat Tok Bey “Biz hariç dünyadaki kardeşlerimizin isimlerini duyuyorduk fakat ne güzel oldu şimdi simaen de görüşmüş olduk vesilenizle, şevklendik; Allah vesile olan kardeşlerimizden ve Hüsnü Ağabey’imizden razı olsun” dedi.
Güney Afrika’dan Zahid kardeşimiz de “Üstadımız yanımda vasiyetnamemde evlat kabul ettiğim talebelerimi tevkil ediyorum, onlarla konuşanı benimle konuşmuş kabul ediyorum diyor biz de şimdi öyle bir hal var ki elhamdulillah Üstadımızla bayramlaşıyor gibi bir sürur ve şevk ile bayramlaşıyoruz!”
Arjantin’den Abdullah kardeş ise “Risale-i Nur’un telif ve neşri ile nasıl Anadolu adeta bir Medrese-i Nuriye hükmüne geçmiş ise aynı şekilde şimdi internet üzerinden Hüsnü Ağabey’in dinlediğimiz dersleri ile bütün dünya büyük bir Mederese-i Nuriye oldu. Hüsnü Ağabey’den hizmetimizin meslek ve meşrebine matuf ihlas, sadakat ve kanaatin ehemmiyetini anladık. Bununla beraber bu canlı yayın dersler sosyal medya mecralarında ders okumak isteyenler için, Risale-i Nur’un ruhuna uygun kemal-i ciddiyetle nasıl ders yapılması gerektiği mevzuuna da tam bir numune-i misal oldu. Memleketten binlerce kilometre uzakta, vatanımızdan ayrı, ailemizden ayrı, nur talebeleri ağabey ve kardeşlerimizden ayrı, bir taraftan da bu korona musibeti dolayısıyla bu gurbet diyarlarında bayramı hüzünlü ve buruk geçireceğimizi düşünürken Hüsnü Ağabey ile bayramlaşmamız ve görüşmelerimiz ile hüzün, gam ve keder yerini neşe, sürur ve inşiraha bıraktı. Hüsnü Bayram Ağabey’in bir selamı ve abilerimiz ve kardeşlerimizle tam bir bayram ettik. Mübalağa ettiğimi düşünebilirsiniz fakat ben bu dokuz senede böyle bir bayram geçirmemişim. Allah ebeden razı olsun, vesselam” diyerek hissiyatını ifade ettiler.
Yetmiş ülkeden kardeşlerin tamamının mikrofonu açıldığı anda ise selamlaşmalar, şükür ve hamdler ile kelime-i tayyibeler ve tebrikleşmeler birbirine karıştı, Ağabey de bütün cemaat de fevkalade manevi bir sürura gark oldu.
Hüsnü Ağabey son olarak; “Kardeşlerim şu sürur var ya iman kardeşliğinin, İslamiyet’in süruru ve Risale-i Nur’un bize kazandırdığı şirket-i maneviyenin sürurudur, biz bu sürura vesile olan Risale-i Nur’a sadakat ve kanaat ile hizmette sebat ederek bu nimetin şükrünü eda etmeliyiz” diyerek kardeşlerimizi selamladı..