Yıllar önce Zübeyir ağabeyden naklettiğim bir hatırayı, bir takım insanlar hatıranın hakikatinden çok farklı yorumlayarak fitne çıkarmaya çalıştıklarını müşahade ediyorum. Bu konuda bir kaç hakikatı ifade edeyim ki;
Vekillik Üstadın tarzına sadakattir. Üstadımız “Hizmetkarlığı makamata tercih ediyorum” diyor.
İşte Üstadımız;
“Şimdi bütün talebelerin fevkinde diyerek değil, benim en yakınımda hizmetimde olup bir derece tam tarz-ı hareketimi bilenler ve yakından görenler içinde, dört-beş adamı mutlak vekil yapıyorum. Ben ölsem veya hayatta şuursuz kalsam, Nurlara karşı hizmetimin tarzını bilerek tam yapabilsinler. Şimdilik Tahiri, Sungur, Ceylan, Hüsnü ve bir-iki adam daha mutlak vekilim olarak vasiyet ediyorum.” demekle o ağabeylerimizin sadakat ve ihlaslarına istinaden onları tarzına mutlak vekil tayin etmiştir.
Bahse konu olan hatıram şöyle;
Emirdağ -2 lahikası yeni basılmıştı. Tashihinde çalıştığımız için orada geçen mutlak vekil kavramı ne anlama geldiğini merak ettim ve düşündüm. Zübeyir Abi Süleymaniye’deki ikinci kattaki odasındaydı. Kendisine şöyle bir soru sordum:
“Mutlak vekil ne demektir?” verdiği cevap şöyle oldu:
“Mutlak vekil hamallık ve hizmetkarlıktır. Taarruz olur, mahkemeye celp ederler. Çıkar Nurların müdafaasını yaparız. Eğer “Ben Üstadın vekiliyim, şuyum, buyum.. bundan sonra beni dinleyiniz diye bir söz benden duyarsanız Dr. Macit ile Dr. Mehmet Akay’a vasiyet ettim. Bir iğne vurun, öldürün.. katil olmazsınız. Hakkımı helal ediyorum.”
Birinci Nokta : Zübeyir abi de benden “Ben Üstadın vekiliyim, şuyum, buyum.. bundan sonra beni dinleyiniz” diye başlıyan cümlesinin manası,
–“Üstadı değil! Beni dinleyin” ifadesinin, üstada ihanet olduğunu ifade ediyor. Yani sadakatinin gereği, böyle bir ihanet bende görürseniz, böyle yaparsınız diyor.
İkinci Nokta; Hem bildiğiniz üzere Üstadımız vasiyetinde sarih olarak sadece dört isim zikretmiştir. Risale-i Nura ve Üstada sadakatı herkesçe malum olan Zübeyir Ağabey vasiyette kendi isminin açıkça yazılı olmamasından ve üstada sadakatinin gereği “Ben Üstadın vekiliyim, şuyum, buyum.. bundan sonra beni dinleyiniz diye bir söz benden duyarsanız Dr. Macit ile Dr. Mehmet Akay’a vasiyet ettim. Bir iğne vurun, öldürün.. katil olmazsınız. Hakkımı helal ediyorum.” diyerek davasındaki kararlılığını ve sadakatını ve ne kadar kitabi olduğunu ifade ediyor.
Maalesef üstadımızın yanında terbiye edilen hizmetkarlarının aleyhinde bulunanlar, sanki kendilerini üstad yerine koyup, muazzez Üstadımız tarafından Mutlak Vekil tayin edilmiş Hüsnü abiye talimat vermek, muarız olmak gibi çok hadsizlikler yapmaktadırlar ve çok büyük bir manevi cinayetler işlemektedirler.
Hem “Üstadımız ulema yetiştirmemiş,hizmetkar yetiştirmiştir” diyen Zübeyir abinin sözünün isabeti de bu zamanda daha iyi anlaşılmaktadır.
İşte bunun gibi pek çok hikmetler için Üstadımızın Mutlak Vekili Hüsnü Bayramoğlu abimiz de Risale-i Nurların lahikalarından; Sadakat, Nurlara kanaat, İhlas ve Tesanüd konuları üzerinde tahşidat yapıyor.
“İttihad-ı nur tam tahakkuk edince ittihad-ı İslam gerçekleşecektir”diyor.
Başkalarının şahsi, indi fikirlerinin Nur dairesinde gerek olmadığını vurgulamaktadır. Çünki Üstadımız bizi her konuda tenvir etmiş ve Risale-i Nurlarda ihtiyacımız olan her meselenin cevabını vermiştir.
Onun için dünyevi, maddi ve siyasi maksad peşinde koşanların aldatıcı sözlerine aldanmamak gerekiyor.
Not: Mutlak kelimesi üstadın tarzında Mutlak Vekil demektir.
Ahmet Emin Dernekli
Risale Ajans