Nurdanhaber – Abdullah Saidoğlu
Eskiden bir yerde köylüler toplanıp çobanları hakkında konuşmuşlar:
“Çobanımız yıllardır sürümüze bakıyor. Bugüne kadarki çobanların en iyisi. Atalarımızın anlattığı eski çobanlarla mukayese dahi edilemez. Hatta bizzat bizim gördüğümüz çobanlar bile bunun eline su dökemez. O çobanlar koyunlarımızı kurtlara yediriyor, kalanı kendileri yiyor, üstelik bir de bizi borçlu çıkarıyorlardı. En iyi olanı, sürüyü bire bir teslim ediyordu. Bu çoban zamanında ise hayatımıza bereket geldi. On koyunu olanın koyunu yirmiye çıktı. Evimizden süt, yoğurt, yağ, kaymak eksik olmuyor.
Fakat yeni yetişenlerimiz bu farkı bilmiyor. Arada bir koyun zayi olsa yahut sahanda yumurtanın üzeri yağla örtülmese şikâyetleri bitmiyor. Çobanı değiştirelim mi?”
Aksakallar “Bu çoban bize Allah’ın bir lütfu. Nankörlük etmeyelim. Yoksa yine eski günlere döneriz.” demişlerse de her kafadan bir ses çıkmış. Aralarında şu konuşmalar geçmiş:
– Belki daha iyisine rastlarız. Bir kere denemekten ne çıkar?! Bakalım ne olacak.
– Denemek mi? Fakat bugüne kadar hiçbiriniz minareden atlamayı denemedi. Ha, “Bakalım ne olacak.” diyorsanız önce minareden atlayın bakalım ne olacak. Sonra gelin bunun ne olacağını konuşalım.
Hem minareden atlarsanız zarar kendinize münhasır kalır. Sürü ise yalnız size ait değil. Zarar herkese gelecek.
***
– Yenisi kötü çıkarsa bunda Allah’ın bir hikmeti vardır, deriz. Bizim şer bildiklerimizde hayır olabilir.
– Siz iradenizi hayır tarafında kullanmanıza rağmen şerlerin önünü alamazsanız ancak o zaman bu sözü söylemeye hakkınız olur. Yoksa belayı kendiniz davet ederseniz Allah’tan hangi yüzle hayır umacaksınız?!
***
– Bu çoban kurtlara fırsat vermiyor. Onun yüzünden kurtlar sürümüze diş biliyorlar. Korkuyoruz sürümüze bir ziyan edecekler.
– Bundan önce zaten edebildikleri kadar ziyan ediyorlardı. O durumdan bu çoban sayesinde kurtulduk. Bundan sonra da yine asıl o olmayınca eskisi gibi ziyan edeceklerdir.
***
Aksakallar son olarak şunu söylemiş:
– Kim evinin orta direğini değiştirmek isterse önce daha kuvvetli bir direk bulsun ve dayasın. Yoksa evini kendi eliyle yıkmış olacak ve kendisi de altında kalacaktır.
***