Nurdanhaber –
PAYLAŞILAMAYAN ADİL, CÖMERT, SULTAN SELÂHADDÎN EYYÛBÎ
Selâhaddîn’nin ortaya çıktığı dönemde siyasi ortam
Selâhaddîn Eyyûbî tarih sahnesine çıktığı zaman, Büyük Selçuklu devleti yıkılmış yerini yedi Selçuklu devleti, beşte Selçuklu Atabegliği almıştı, hepside birbiriyle rekabet halindeydi. Ayrıca Mısırda kurulan Şiâ Fatimi Halifeliği Sünni Abbasi Halifetiyle rekabet etmekteydi.
Yani alem-i İslam bügünkü gibi paramparçaydı. Bunu fırsat bilen Haçlılar peşpeşe Haçlı seferleri düzenlemeye başladılar. Koca alem-i İslam bu seferlere siyasi birlikten yoksun olduğu için karşı koyamadı hatta bazı idareciler sırf kendi durumlarını sağlama almak için Haçlılarla ittifak yaptılar. Sonuçta Kudüs ve çevresindeki elliiki şehir ayrıca Urfa, Antakya, Tarsus Haçlıların eline geçti. Ele geçirdikleri yerlerde büyük katliamlar yaptılar. Bütün Müslümanlar bir lider ve kurtarıcı bekledikleri bir dönemde Allah bu salih ve yiğit kulunu gönderdi.
Selâhaddîn’nin Künyesi ve Kökeni
el-Melik el-Nasır Ebu’l Muẓaffer Selâhaddîn Yusuf bin Necmeddin Eyyub, D;1138, Tikrit Ö; 4 Mart 1193, Şam), Eyyûbî hanedanının kurucusu olan hükümdar.
Dünya tarihinde haklı bir şöhret kazanan ve örnek bir sultan olarak gösterilen Selâhaddîn-i Eyyûbî, İslâm tarihinin en tanınmış kahramanlarından biridir. Mehmed Âkif Ersoy onu “Şark’ın en sevgili sultanı”, Fransız tarihçisi Champdor “İslâm’ın en saf kahramanı” diye nitelemiştir. Selâhaddîn kaynakların ittifakla belirttiğine göre dindar, merhametli, cömert, güler yüzlü, vakur, sağlam iradeli, mert ve heybetli bir kişiydi.
Selâhaddîn Eyyûbî’ye tarih boyunca farklı etnik kökenler atfedilmiş, çeşitli halklar mirasını sahiplenmişlerdir. Bunu temel sebebi bu kadar başarılı ve sevilen bir Sultana sahip olma isteğidir. Ancak kendi devrinin tarihçileri ile batılı tarihçiler ve iki kişi haricinde bütün Arap tarihçileri Selâhaddîn’in Kürd olduğu konusunda müteffiktirler, bizde bu yöndeki kaynakları vererek gereksiz tartışmalara girmeyeceğiz.
Kürd olduğunu belirten kaynaklar
- İslam ve Türk tarihinin önemli ismi merhum Prf. Dr. Faruk Sümer şöyle kaydeder. Selçuklular’ın Âzerbaycân, Kürdistân, Errân ve Doğu Anadolu’ya geldiklerinde birçok Kürd hânedânları ile karşılaştılar. Sümer devamında: “Bunlardan Revâdiler (Selâhaddîn Eyyûbînin mensub olduğu hanedan), Âzerbaycân’ı idâre ediyorlardı. Emîr Ahmed-il de bunlardan olup Erdebîl ve Tebrîz şehirlerinin hâkimiydi. Adı geçen yerler XI. yy’ın sonlarından itibâren Ahmedil’in Türk memlükü Aksungur ve oğulları tarafından idâre edilmiştir. Şeddadiler şimdiki Gürcistan ve Ermenistana hakimdiler. Karakoyunlular zamanında Erdebîl’den Muğan’a kadar uzanan bölgenin Câkirlü oymağının yurdudur ki İbn Arab şâh’a göre bu oymak Kürd menşelidir” demektedir.
- Ünlü İslam alimi, SIBT İBNÜ’L CEZVİ Mir’atü’s-zeman fi Tarihi’l-âyan, yine devrin tahihçilerinden İBNÜ’D-DÜRER – DEVÂDÂRİ Kenzü’d-dürer ve Câmiü’l-gurer adlı eserlerinde Malazgirt meydan muharebesinde Sultan ALPARSLAN’ın ordusunda Revadi, Şeddadi ve Mervani Kürd hanedanlarına mensub 10,000 kişilik askerin Sultan’n komutasında Bizanslara karşı savaştığını naklederler.
- Asad ad-Dîn Shîkûh and Najm ad-Din Aiyûb, who was the eldest of Shâdi’s sons, were natives of the .town of Duwîn and drew their origin from the Kurdish tribe called ar-Rawâdiya. (Esedüddin Şérko ve Necmeddin Eyyub, Duwin kasabasının yerlisi olup kökleri er-Ravadiye adlı Kürd aşiretine dayanan Şadi’nin en büyük oğullarıydı.), Ibn Khallikan’s Biographical Dictionary (translated from the Arabic by Bn Marc Guckin de Slane), Vol. 4, Paris, Printed for the Oriental Translation Fund of Great Britain and Ireland, 1871, 481.
- Minorsky, Studies in Caucasian History, Cambridge University Press, reprinted 1977 (first edition: Taylor’s Foreign Preee, 1953), ISBN 0 521 05735 3, s. 124 – 132.
- Lee Hancock, Saladin and the Kingdom of Jerusalem: the Muslims recapture the Holy Land in AD 1187, The Rosen Publishing Group, s.23, 2004.
- Salâh ed-Dîn (Saladin) was the son of Ayûb, and grandson of Shâdi, a Rawâdiya Kurd of the great Hadâniya tribe. He was thus of Kurd descent. Several of his bravest warriors and most trusted counsellors were Kurds, and during his reign, and that of his brother el-‘Âdel, Kurds ruled in Armenia, Mesopotamia, Syria, Palestine, Egypt, and Arabia., note by Lieutenant-Colonel Conder (Claude Reignier Conder), Baha’ Al-Din Yusuf Ib Ibn Shaddad, Saladin Or What Befell Sultan Yusuf , Kessinger Publishing, xv
- …bir Kürd asker ailesi, Müslüman dünyanın lideri olur: Bu lider Eyyûbîlerdir.” , “1169 yılında, fethedilen Mısır’da, Suriye ordusunun bir Kürd emiri, Selâhaddîn, amcasının ardından vezirliğe yükselir.” Boris James, Saladin et les Kurdes: Perception d’un Groupe au Temps des Croisades, A Special Issue of Études Kurdes, Paris: L’Harmattan, 2006 – Boris James, Selâhaddîn ve Kürdler: Haçlılar Döneminde Bir Topluluğun Kavranması, İngilizceden Türkçe’ye tercüme eden Nazlı Bilgiç, Istanbul: Avesta, 2011, s.7
- “being neither Arab nor Turk, but a Kurd of the Rawadiya clan” Stanley Lane-Poole, Saladin and the fall of the Kingdom of Jerusalem, G.P. Putnam’s Sons, London, 1898, s.4
- Mehmet Sılay, “Ortadoğu Barışının Mimarı Selâhaddîn Eyyûbî”, İstanbul, 2009.
Türk kökenli olduğunu belirten Türk tarihçileri varsada bunların dayanacağı hiçbir kaynak mevcut değil sadece, Cumhuriyet sonrası gelişen her ünlüyü Türk yapma uğraşısından ibarettir. Diğer bir görüş ise tarihçi İbn Haldun‘un Mukaddme adlı eserinde belirttiğine göre Selâhaddîn Eyyûbî’nin atalarının, Yemen‘in Himyeri vilayeti eşrafından Hezbâniyye aşretine mensup Araplardan olduğu ve aşiretin Nahçıvan, Gürcistan sınırında yaşayan Ravvadi Kürdlerine karışarak Kürdleştiğini ve Hezbâniyye aşiretinin Himyeri bölgesini yüzyıllarca yönetmiş olan Devs hanedanına akraba olduğudurki bu çok uçuk bir iddia olduğu gibi, İbni Haldun Selâhaddîn’den iki yüz sene sonra yaşamıştır çok iyi bir sosyolog ve devletlerin kuruluş asabiyelerini analiz etmekle beraber iyi bir tarihçi olarak kabul görmemiştir. ( İbn Haldun, “Mukaddime”, 2. cilt, s. 622, Milli Eğitim Bakanlığı, 1996.)
Ait olduğu Revadi Kürd Aşireti, Şeddadi Kürd Devletine tabi olarak Güney Kafkasya’da varlığını sürdürmekteydi. Nahçıvan Hanı olduklarında tarihçiler müttefiktir.
Selam, Hürmet ve Duâlarımla. Allaha emanet olun. Gelecek makalemiz, Revadi’lerin Selçuklularla ilişkisi hakkında olacak.