Eğer üstünüzde Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı,
içinizden hiçbir kimse asla temize çıkamazdı. (Nur, 21)
Cenâb- Allah Celle Celalühu, Hardal Tanesi Kadar İmanı Olan Kimseyi cehennemden Çıkarıyor.
Ahrette Peygamberimiz Aleyhisselatü Vesselam Efendimiz Hazretlerine şefaat hakkı verilecektir. Peygamberimiz, şefaat hakkını burada kullanacaktır. Cenâb-ı Allah’tan Celle Celalühu ümmetini dileyecektir. Yüca Allah da: “Zerre kadar imanı olanı cehennemden çıkarın!” buyuracaktır.
Gidip Rabbimin huzuruna çıkmak için izin talep edeceğim. Bana izin verilecek. Önünde durup, Allah’ın ilham edeceği ve şu anda muktedir olamayacağım hamdlerle Allah’a medh u senâda bulunacak, sonra da Rabbime secdeye kapanacağım. Rabb Teâla:
“Ey Muhammed! Başını kaldır! Dilediğini söyle, söylediğine kulak verilecek. Ne arzu ediyorsan iste, talebin yerine getirilecektir! Şefaatte bulun, şefaatin kabul edilecektir!” buyuracak. Ben de:
“Ey Rabbim! Ümmetimi, ümmetimi istiyorum!” diyeceğim. Rabb Teâla: “(Çabuk onların yanına) git! Kimlerin kalbinde buğday veya arpa danesi kadar iman varsa onları ateşten çıkar!” diyecek. Ben de gidip bunu yapacağım! Sonra Rabbime dönüp, önceki hamd u senâlarla hamd ve senâlarda bulunacağım, secdeye kapanacağım. Bana, öncekinin aynısı söylenecek. Ben de: “Ey Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!” diyeceğim. Bana yine:
“Var, kimlerin kalbinde hardal danesi kadar iman varsa onları da ateşten çıkar!” denilecek. Ben derhal gidip bunu da yapacak ve Rabbimin yanına döneceğim. Önceki yaptığım gibi yapacağım. Bana, evvelki gibi:
“Başını kaldır!” denilecek. Ben de kaldırıp:
“Ey Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!” diyeceğim. Bana yine:
“Var, kalbinde hardal danesinden daha az miktarda imanı olanları da ateşten çıkar!” denilecek. Ben gidip bunu da yapacağım. Sonra dördüncü sefer Rabbime dönecek, o hamdlerle hamd u senâda bulunacağım, sonra secdeye kapanacağım. Bana: “Ey Muhammed! Başını kaldır ve (dilediğini) söyle, sana kulak verilecektir! Dile, talebin verilecektir! Şefaat et, şefaatin kabul edilecektir!” denilecek. Ben de: “Ey Rabbim! bana Lailâhe illallah diyenlere şefaat etmem için izin ver!” diyeceğim. Rabb Teâla:
“Bu hususta yetkin yok! -veya: “Bu hususta sana izin yok!- Lâkin izzetim, celâlim, kibriyâm ve azametim hakkı için lailâhe illallah diyenleri de ateşten çıkaracağım!” buyuracak.” (Buhari, Tevhid: 36, 19, 37, Rikak: 51; Müslim, İman: 322)
“Kalbinde (hardal tanesi) kadar imanı olanı cehennemden çıkarın…” sözünden Hüccetü’l-İslâm İmam Gazali hazretleri: “İmanın gerçeğini anlamış, ancak, şehadet kelimesini söylemesine ölümün engel olmuş olduğu kimselerin cehennemden çıkarılacağı” hükmünü çıkarmıştır. Yani şehadet kelimesini bile getirmemiş olan cennete gireceklerdir hükmünü veriyor. Cennette ebediyen kalmayacaklardır.
Böyleleri bile cennete giriyorsa, ey Müslüman senin gibi hayatı ibadetle geçmiş, Allah’a inanmış, bunu söylemiş, İslâm’ın şartlarını yerine getirmiş birisi günahlarından dolayı ümitsizliğe kapılmamalı, namazı ibadetleri terk etmemeli, şeytanın, nefsin kulu, kölesi olmamalıdır.
Bundan daha dehşetlisi Cenâb-ı Allah’ın Celle Celalühu sebepsiz olarak cehennemden çıkaracakları yani işledikleri bir amel olmaksızın, önden gönderdikleri bir hayır bulunmaksızın kimseler de vardır. Bunlar Allah’ın azatlılarıdır. Yani hiçbir kimsenin şefaati ile olmaksızın, Allahü Teâlâ’nın kendi fazlı ve ihsanı ile çıkarılan bu kimselere cennettekiler “Bunlar Allah’ın azadlılarıdır” derler:
…… Sonra Yüce Allah: “Tekrar gidin, kalbinde bir dinarın yarısı ağırlığında hayır bulduklarınızı çıkarın!” diye buyurur. Kalabalık bir topluluk daha çıkarırlar. Sonra:
“Ey Rabb’imiz, orada iyilik sahibi hiçbir kimse bırakmadık.! derler. …………. Allah Azze ve Celle bütün bunlardan sonra:
“Melekler şefaat etti, Peygamberler şefaat etti, Müminler şefaat etti, sadece rahmet edicilerin en merhametlisinin şefaati kaldı” diye buyurur. Bundan sonra cehennemden bir avuç (Kabza) alır, oradan hiç hayır nedir bilmeyen bir topluluk çıkarır. Bunlar kömürleşmiş bir haldedirler. Bunları cennetin girişlerinde bir nehre atar. O nehre “hayat nehri” denilmektedir. Selin getirdiği yığındaki tanenin çıkması gibi oradan çıkarlar. Görmez misiniz, taşın veya ağacın güneş yönüne gelen tarafı hafif sararmış ve yeşilimsi olarak görünür. Gölge tarafına gelen kısmı ise beyaz olur. ……….İnci gibi çıkarlar. Boyunlarında mühürler vardır. Cennet ehli onları tanır. Bunlar Allah’ın azatlılarıdır, işledikleri bir amel olmaksızın, önden gönderdikleri bir hayır bulunmaksızın Allah onları cennete koymuştur. Sonra Cenâb-ı Allah onlara:
“cennete girin, gördükleriniz sizindir!” diye buyurur. Onlar: “Ey Rabb’imiz, âlemlerden kimseye vermediklerini bize verdin.” derler. “Size benim katımda bundan daha üstünü vardır.” denilir. Onlar: ‘Ey Rabb’imiz, bundan daha üstün ne olabilir?” derler. Yüce Allah: “Rızam, artık bundan sonra ben ebediyen size kızmam!” diye buyurur.
Bir rivayette “Hiçbir amel işlemeksizin, hiçbir hayır göndermeksizin Allah bunları cennetine koydu. Onlara: “Bu gördükleriniz ve bir o kadarı sizindir.” denilir” diye ilâve vardır. (Müslim: İman: 302)
İşte ey Müslüman, nasıl merhamet edicilerin en merhametlisi bir Rabb’in Halık’ın, Yaratıcın, Şefaatçin olduğunu buradan anla. Ondan ümidini kesme. Şeytanın maskarası olma. Böyle bir zatın kulu olduğun için şükret. İbadetinle onu sevdiğini göster. Günahından tövbe et. Müptela olduğun kötü alışkanlarını terk et. İnşallah, Allah Celle Celalühu seni affedecektir.
Buraya kadar verdiğimiz bilgilerde de görüldüğü gibi, Cenâb-ı Allah Celle Celalühu kullarını ne kadar çok seviyor, bir babanın, annenin çocuğuna evladına olan sevgisinden bin kat daha fazla, her vesile ile kullarını sevdiğini gösteriyor, onlara hadsiz ikramlarda, izzetlerde bulunuyor, onlara cennet gibi bir yer hazırlamış, onların cehennemden kurtulup cennete gidebilmeleri için bütün kolaylıkları, yolları gösteriyor, imkânları hazırlıyor.
Bütün bunlara rağmen insan onu tanımasa, nimetlerine, ikramlarına, ihsanlarına nankörlük yapsa, cennete girmemek için inat etse, günah işlemeye devam etse bunlara karşı da artık kimsenin merhamet etmeye hakkı yoktur. Zarara kendi rızasıyla girene merhamet edilmez. Tüh onların akılsız başlarına de. Gerçekten kâfir cehenneme lâyıktır, Allah kullarına asla zulmetmez bil ve ayıl.