Eğer üstünüzde Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı,
içinizden hiçbir kimse asla temize çıkamazdı. (Nur, 21)
Cenâb-ı Allah Celle Celalühu Kulum Beni Nasıl Tanıyorsa, Onunla Öyle Muamele Ederim, Buyuruyor.
Bir hadis-i kudsî’de Cenâb-ı Hak buyurmuş: Ene ‘inde zanni ‘abdi bî. Yani, “Kulum Beni nasıl tanırsa, onunla öyle muamele ederim.” (Buhari, Tevhid:15)
Bu ne büyük bir müjdedir. Ne büyük bir vaattir. Ancak Rabb’e layık bir beyandır. Başkası bunu yerine getiremez. Biz de Cenâb-ı Allah’a Celle Celalühu hiçbir zaman suizanda bulunmayacağız.
Bununla ilgili Peygamberimiz aleyhisselatü vesselam efendimiz hazretlerinin hayatından bir örnek. Efendimiz, ölüm döşeğindeki bir gencin yanına girer ve ona: “Sen kendini nasıl buluyorsun?” diye sorar. Genç de: “Ben Allah’ın affını umarım ve günahlarımdan da korkarım.” diye cevap verir. Onun bu hüsnü zannı üzerine peygamber efendimiz mutlaka Allah bu kuluna dilediğini verir ve onu korktuğu azabından emin kılar buyurur:
Peygamber Efendimiz (a.s.m.), ölüm döşeğinde olan bir gencin yanına girdi ve ona, “Sen kendini nasıl buluyorsun?” diye sordu. Genç, “Ben Allah’ (ın affın)ı umarım Yâ Resûlâllah! Ve günahlarımdan da korkarım.” dedi. Bunun üzerine Resûlâllah (a.s.m.) buyurdu ki, “Bu vakitte herhangi bir kulun kalbinde bağışlanma umudu ve günah korkusu birleşince mutlaka Allah o kuluna dilediğini verir ve onu korktuğu azabından emin kılar.” (Neseî, Zühd: 31)
Bu yüzden hep hüsnüzan edelim. Bizi affeder, bağışlar, cennetine koyar diye. Kesinlikle ümitsizliğe düşmeyelim.
Allah’ın kullarına olan nimetleri saymakla bitmez. Üzerimizde sonsuz nimetleri vardır ve bizlere çok değerli, paha biçilmez, elmastan, mücevherlerden daha değerli nimetler ihsan etmiştir. Büyüklüğünün fazlının, merhametinin, neticesi olarak…
Cenâb-ı Allah’ın Celle Celalühu doksan dokuz ismi vardır. En güzel isimler onundur. Nasıl Kudretinin yani Kadir isminin sonu yoktur, ilminin yani Âlim isminin sonu yoktur öyle de merhametinin yani Rahman ve Rahim isimlerinin tecellilerinin de sonu yoktur.
En büyük günah bile onun rahmetinin yanında deryada bir katre bile değildir. İşte Mümin olan bunun böyle olduğuna inanır ve günahı ne kadar büyük olursa olsun Allah’tan ümidini kesmez. Ancak kâfirler, yani Cenâb-ı Allah’ı Celle Celalühu gereği gibi tanımayanlar ümitsizliğe düşer.
En Ümitsiz Vaziyetteki Yunus Aleyhisselam’ın Kıssası:
Denize atılmış, büyük bir balık onu yutmuş. Deniz fırtınalı ve gece dağdağalı ve karanlık… Böyle birisinden daha ümitsiz birisi var mıdır? Bunu kim kurtarabilir. Gece vakti, dışarıda fırtına var, deniz dalgalı, balık denizin içinde. Tut tutabilirsen..
O hâlde ona kurtuluş verecek öyle bir zat lâzım ki sözü hem balığa, hem denize, hem geceye, hem havaya geçebilsin. Çünkü onun aleyhinde “gece, deniz ve balık” birleşmişler. Bu üçünü birden söz geçirebilecek bir zat ancak onu sahile çıkarabilir. Eğer bütün halk onun hizmetkârı ve yardımcısı olsa idiler, yine beş para faydaları olmazdı.
İşte böyle bir vaziyette Yunus Aleyhisselam hatasını anlıyor ve Cenab-ı Allah’a Celle Celalühu sığınıyor.
LA İLAHE İLLA ENTE SÜBHANEKE İNNİ KÜNTÜ MİNEZZALİMİN diyor. Yani Başka ilah yok ancak Sen varsın. Sen her türlü noksan sıfattan münezzehsin. Muhakkak ki ben zalimlerden oldum. İşte bu yakarış onu çok hızlı bir şekilde kurtarmaya vesile olmuştur.
Cenâb-ı Allah Celle Celalühu da onu affetmiş, balığın karnını bir denizaltı hükmüne getirmiş ve dağ gibi dalgaların dehşeti içinde çalkalanan denizi sakinleştirmiş, emniyetli hale getirmiş, göğü bulutlardan temizleyerek, fırtınayı sonlandırmış ayı da bir lamba gibi başı üstünde bulundurmuş. Bu şekilde onu selametle sahile çıkarmış. Yunus aleyhisselam da Yaktin ağacı altında Cenâb-ı Allah’ın Celle Celalühu bu iyiliğini seyretmiş.
Kıssadan hisse kabili biz de ne kadar çok günah işlemiş olsak bile, ne kadar ümitsiz bir vaziyette olsak bile yeter ki kusurumuzu anlayalım, Halık’ımızı, yaratıcımızı tanıyalım, yaptıklarımızdan pişman olalım, ona dönelim Yani onun söylediği sözleri çokça söyleyelim inşallah Cenâb-ı Allah Celle Celalühu bizi affeder, o ümitsiz durumdan, boğulma derecesinden bizleri kurtarır.. Çünkü ondan başka kimse yok ki ona gidelim, sığınalım, yardım isteyelim. Allah’tan başka kimsenin bizi kurtarmaya gücü yetmez.
“Benim canımı alacak, sonra beni diriltecek O’dur. Hesap gününde hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O’dur.” (Şu’arâ, 81,82)