Nurdanhaber – Muhammed NUMAN
“Baş, bir batman taşı kaldırdığı halde; göz, bir saçı kaldıramadığı gibi; o latife, bir saç kadar bir sıkleti, yani gaflet ve dalaletten gelen küçük bir halete dayanamıyor. Hattâ bazan söner ve ölür. Madem öyledir; hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem’a, bir işarette, bir öpmekte batma! Dünyayı yutan büyük letaiflerini onda batırma. Çünki çok küçük şeyler var, çok büyükleri bir cihette yutar.”[1]
Hizmet-i Nuriye bir bütünlük içerisindedir. İmani esaslar temelidir. Çeşitli fikir akımlarının yani izm’lerin hava uçuçtuğu bir devirde izm’siz bir hareket teşkil ettirerek sadece fikirde kalan felsefi izm’lerden uzak ve izm’leri çürütüp bertaraf eden aşırılıklarda yani ifrat ve tefritten uzak tutup insanları dengede tutmaktadır.
Risale-i Nur, insanı dengede tutarken hem kendi bütünlüğünü hem de insanın bütünlüğünü bozmadan yapmaktadır. Bir kısmını inkar, bir kısmını kabul gibi bir şey söz konusu değildir, bir bütünlük içerisindedir.
İmani mevzular, Lahikalar, Müdafaalar olmak üzere üç ayak üzerine tesis edilmiştir. Bunların herbirisi tüm dönemin özelliklerini ihtiva etmektedir. Yani her bir eserde üç said dönemlerinin iz düşümleri mevduttur. Sadece bir veya iki dönemi kabul edip geri kalan dönemleri ve eserlerini kabul etmemek, okumamak, önemsememek ise istikametten çıkmaya ve kafa fenerine göre hareket etmeye sebep olur. Lahikalar ve müdafaaları kabul etmemek, önemsememek sadece imani bahisleri tercih ve kabul etmek ise buna girmektedir. Çünkü birisi sadece Sözler, lemalar, mektubat, şualar, mesnevi, i. İ’caz’ı kabul edip gerisi kabul etmese ve tüm mesaisini bunları anlamaya teksif etse belki bu kitaplardaki mevaizi massebip manen terakki edebilir. Ama lahikaları düstur yapmazsa çok defa aldanır ve çevresindekileri aldatır. Çünkü elinde bir metod bulunmuyor. Metod, şablon olmayınca da kafa fenerinin yakıp, onun ışığına göre hareket edecek ve imani bahsileri nurlardan, usul’e taalluk eden şeyleri başka yerlerden alarak, meslek başka meşrep başka nev zuhur bir şey ortaya koyacaktır. Belki parmak ısırtacak kadar ilmi/malumatı olacak ama yaptığı hareketi çocuk bile yapmaz nurculuk namına diye hareketlerde bulunacaktır.
Üstadın, üç said devresinde telif edilen eserler basamak gibidir. Tefsir mukaddimesi Muhakemat ve İşarat’ü-l i’caz ile başlayıp aynı dönemlerde te’lif edilen ve Asar-ı Bediyye ismiyle cem edilip neşredilen bu içtimai eserler ve devamında Sözler, Lem’alar, Mektubat ve Şualar ile devam edip yavaş yavaş üçüncü Said devresine giden süreçte Lahikalarla artık bir hareket haline gelmiştir.
Şimdi farz edelim ki, birisi birinci ve üçüncü said dönemlerini görmezden gelse ve o döneme bakan eseri ve meseleleri reddetse, elbette bu hizmetin kudsiyeti ve şahs-ı manevisi bir mühlet sonra belli şartlar tahtında iddetini tamamlayıp, tokatlamaya başlayacaktır. Ama bunun bir mühleti var, bu iddet dolunca netice kaçınılmazdır.
Bu sebeple imhal edilen müddet dolmadan evvel, inattan vazgeçip, tavsiye ve üstündeki akrebi gösterip söyleyene kulak verip dinlese ve eski fikirlerini tashih edip, o fikirleri benimseyenlere de ulaşıp onları da tashih edip istikamete getirmesi elzemdir.
Hizmetin imani esaslarını ders veren eserler baş gibidir, ameli düsturlar göz gibidir. İmani bir meseleyi tam anlamasa ve reddetmese ve kabul etse bundan mesul olmaz. Ama usule bakan şeylerde olan gaflet, ihanet ve dalalet ise tamiri mümkün olmayan şeylere de sebep olur. Bu sebeple harekatımızda azami dikkat etmek elzemdir. Her hareketimizde Lem’alarda mezkur mehazdaki “dikkat!” ikazını dimağımızın her yerine nakşetmeliyiz.
Ne mutlu hizmette dengeyi bulana. .
Selam ve dua ile
Muhammed Numan ÖZEL
[1]Mektubat ( 100 )
[2] Zübeyir GÜNDÜZALP