Nurdanhaber – Prof. Dr. Sıtkı Göksu
Şeytanların yaratılması ne içindir? Cenâb-ı Hak şeytanı ve kötülükleri yaratmış; hikmeti nedir? Kötülüğün yaratılması kötülüktür, çirkinin yaratılması çirkindir denilmektedir.
Cevap: Kesinlikle öyle değildir. Net olarak bilmemiz gereken kötülüğü yaratmak kötülük değildir. Şüphesiz kötülüğü işlemek kötülüktür.
Çünkü, yaratma, var etme bütün neticelere, sonuçlara bakar. Yapmak, özel bir girişim olduğu için, özel sonuçlara bakar.
Meselâ, yağmurun gelmesinin binlerle neticeleri var; bütünü de güzeldir. İradenin kötüye kullanılmasıyla bazıları yağmurdan zarar görse, “Yağmurun yaratılması rahmet değildir” diyemez, “Yağmuru yaratma kötülüktür” diye hükmedemez. Belki iradesini kötüye kullanarak ve çalışmasıyla yağmur onun hakkında kötülük oldu.
Bir başka örmek, ateşin yaratılmasında çok faydalar var; bütünü de hayırdır. Fakat bazıları, kötüyü kazanmakla, kötüye kullanmakla ateşten zarar görse, “Ateşin yaratılması kötülüktür” diyemez. Çünkü ateş yalnız onu yakmak için yaratılmamış. Belki o, kendi iradesini kötüye kullanarak, yemeğini pişiren ateşe elini soktu ve o hizmetkârını kendine düşman etti.
Sonuç olarak: Çok hayır, iyilik için az kötülük kabul edilir. Eğer az kötülük olmamak için, çok hayrı netice veren bir kötülük terk edilse, o vakit çok kötülük işlenmiş olur.
Meselâ, cihada, savaşa asker sevk etmekte, elbette bazı az ve maddî ve bedenî zarar ve kötülük olur. Fakat o cihada, savaşta çok hayır var ki, İslâm, kafirlerin işgalinden kurtulur. Eğer o az kötülük için cihad-savaş terk edilse, o vakit çok hayır gittikten sonra, çok kötülük gelir. O zulmün ta kendisidir.
Hem meselâ, bir tıbbi örnek olarak kangren olmuş ve kesilmesi lâzım gelen bir parmağın kesilmesi hayırdır, iyidir. Halbuki görünüşte bir şer-kötülüktür. Parmak kesilmezse el kesilir, çok kötülük olur. İş daha ileri gidrse insan hayatını tehdit eder. Az bir şer terkedelmesi, ölüme yol açabilir.
İşte, kâinattaki kötülüklerin, zararların, belaların ve şeytanların ve zararlıların yaratılma ve yoktan var edilmeleri kötülük ve çirkin değildir. Çünkü çok önemli sonuçlar için yaratılmışlardır. Meselâ, meleklere şeytanlar musallat olmadıkları, ilişmedikleri için, ilerlemeleri yoktur; makamları sâbittir, değişmez. Bunun gibi, hayvanların dahi, şeytanlar ilişmedikleri için, makamları sabittir, noksandır. İnsanlar ise hayırda melekleri geçebilirler.
İnsanlık aleminde ise, yükselme ve alçalma dereceleri nihayetsizdir-sonsuzdur. Nemrutlardan, Firavunlardan tut, ta evliyaların Allah yolunda sadakatte en ileri olanlara ve peygamberlere kadar gayet uzun bir yükselme mesafesi var. İşte, kömür gibi olan alçak ruhları, elmas gibi olan yüksek ruhlardan ayırt etme ve ayırma için, şeytanların yaratılması ile ve insanların Allah tarafından görevlendirilmesi ve peygamberlerin gönderilmesi olmuştur. İnsanlara bir imtihan ve tecrübe ve cihad (savaş) ve yarış meydanı açılmıştır. Eğer mücadele ve yarış olmasaydı, insanlığın özündeki elmas ve kömür hükmünde olan kabiliyetler beraber kalacaktı. Yücelerin yücesi tabakadaki Ebu Bekr-i Sıddık’ın ruhu, aşağıların aşağısındaki Ebu Cehil’in ruhuyla bir seviyede kalacaktı.
Demek, şeytanlar ve kötülüklerin yaratılması, büyük ve kapsamlı neticeye baktığı için, yaratılmaları kötülük, çirkin değil. Şüphesiz, kötü kullanımlar ve işleme-yapma denilen girişimden gelen kötülükler, çirkinlikler insanın o fiili işlemesine aittir. Allah’ın var etmesine ait değildir. (Bu yazının hazırlanmasında 12. Mektup’tan faydalanılmıştır.)