Nurdanhaber – Prof. Dr. Sıtkı GÖKSU
İnsan alem sarayında gezintiye çıktığında kudret mucizesi olan sanat eserlerini görür. Bunlar hayvanlar aleminden, bitkiler aleminden veya planlı, geometrik şekilleri olan çok geniş bir yer tutan cansızlar aleminden olabilir. Tabiatları lâtif, ince ve güzel sanatlara düşkün bazı insanlar vardır. Bunlar özellikle özel bahçelerinde pek güzel planlı, geometrik bir şekilde şekilleri, arkları, havuzları, şadırvanları yaptırırlar. Bahçelerine pek muntazam bir manzara verirler. Ve o şirinliğin, o güzelliğin derecesini göstermek için ne yapıyorlar? Bazı çirkin kaya, kaba, intizamsız mağara ve dağ heykelleri gibi şeyleri de ilâve ediyorlar. Ta ki, onların çirkinliğiyle, düzensizliğiyle bahçenin güzelliği, şirinliği fazlaca parlasın. Çünkü
“Eşyânın hakikati ancak zıtlarıyla bilinir.”, “her şey zıttı ile bilinir.” Kuralı ile zıtlıklar bazı şeyleri anlamamıza vesile oluyor. Meselâ,
Karanlık olmazsa ışık bilinmez, lezzetsiz kalır.
Soğuk olmazsa hararet anlaşılmaz, zevksiz kalır.
Açlık olmazsa yemek lezzet vermez.
Mide harareti olmazsa, su içmesi zevk vermez.
İllet, bela olmazsa âfiyet, sağlık zevksizdir. Hastalık olmazsa sıhhat lezzetsizdir.
Evet, bu kâinatta hayır-kötülük, lezzet-elem (tatlı-acı), aydınlık-karanlık, sıcaklık-soğukluk, güzellik-çirkinlik, hidayet-dalâlet (doğru yol-sapkınlık) birbirine karşı gelmesi ve içine girmesi, pek büyük bir hikmet içindir. Çünkü kötülük olmazsa hayır bilinmez. Elem-acı olmazsa lezzet anlaşılmaz. Karanlıksız aydınlık, önemi olmaz. Soğukla, sıcaklığın dereceleri gerçekleşir. Çirkinlikle, güzelliğin tek bir hakikati, bin hakikat ve binler çeşit güzellik mertebeleri var olur. Cehennemsiz, Cennetin pek çok lezzetleri gizli kalır. Bunlara kıyasen, herşey, bir yönüyle zıttıyla bilinebilir. Ve birtek hakikatı, sümbül verip, çoğalıp çok hakikatler olur.
Madem bu karışık yaratılanlar fani dünyadan baki aleme akıp gidiyor. Elbette, nasıl ki hayır, lezzet, ışık, güzellik, iman gibi şeyler Cennete akar; öyle de, şer, elem, karanlık, çirkinlik, küfür gibi zararlı maddeler Cehenneme yağar. Ve bu devamlı surette çalkanan kâinatın selleri o iki havuza girer, durur.
Dikkatli bir şekilde araştıran bir kimse, o zıtları toplayan bahçenin manzarasına baktığı zaman anlar ki, o çirkin, kaba şeyler bilerek yapılmıştır. Ta ki, güzellik, intizam, şirinlik artsın. Zira, güzelin güzelliğini arttıran, çirkinin çirkinliğidir. Demek bahçenin tam düzenliliğini tamamlayan, o çirkinlerdir. Ve o çirkinlerin düzensizliği nispetinde bahçenin düzenliliği artar.
Bunun gibi, dünya bahçesinde düzen ve düzenliliğin son sisteminde bulunan yaratılmışlar ve sanatla yaratılmışlar arasında-hayvanlarda olsun, bitkilerde olsun, cansız varlıklarda olsun-bazı çirkin, intizamdan, düzenlilikten hariç şeyler bulunur. Bunların çirkinliği, düzensizlikleri, dünya bahçesinin güzelliğine, intizamına bir ziynet, bir süs olmak üzere her şeyi hikmetle ve sanatlı bir şekilde yapan Allah tarafından amaçlı olarak yapılmış olduğunu kim görebilir? Pek yüksek, geniş, şairler gibi bir hayalle dünyanın o bahçe manzarasını nazar altına alabilen adam, görebilir.
Bununla beraber, o gibi şeyler kastederek, bir maksat gözeterek olmasaydı, şekillerinde hikmetli karşıtlık-zıtlık olmazdı. Evet, zıtlıkta kasıt ve irade vardır. Her insanın bütün insanlara yüz-çehre olarak farklılığı buna delildir. (Mesnevi-i Nuriye’den faydalanılmıştır.)