“Yarışmada Saffet Çalış birinci oldu” Ardından sonuçları açıklanan yarışmada İstanbul’dan Saffet Çalış birinci, Yozgat’tan Resul Tekin ikinci, Kahramanmaraş’tan Abdurrahim Yar da üçüncülüğü elde etti.
Bitlis’te yapılan 2018 Yılı Ezan-ı güzel okuma Türkiye finali sonucları:
1. Saffet Çalış / Üsküdar
2. Resul Tekin / Yozgat
3. Abdurrahim Yağcı / Kahramanmaraş
Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen “İl Buluşmaları” kapsamında Bitlis’te bulunan Erbaş, Ulu Cami’de din görevlileri arasında gerçekleştirilen “Ezanı Güzel Okuma Yarışması Türkiye Finali”ni izledi.
Ardından camide konuşan Erbaş, yarışmanın Türkiye’deki imam, müezzin ve din görevlileri arasında yapıldığını söyledi.
“Bu, yarışmaların en güzelidir, en güzellerinden biridir. Çünkü Ezan-ı Muhammedi, İslam’ın ve Müslümanların en önemli alameti farikalarından birisidir.” diyen Erbaş, şöyle devam etti:
“Bu yarışma, sesi ve ifade ettiği manayla alemi kuşatan Ezan-ı Muhammedi’nin en güzel şekilde okunması gayretinin bir neticesidir. Günde 5 defa gök kubbede yankılanan ezan, Allah ve Resulü’nden tüm insanlığa yönelik ilahi bir çağrı ve davettir. Allah’ın varlığı ve birliği, Hz. Muhammed Mustafa’nın (S.A.V) onun elçisi olduğu, asıl kurtuluşun ahiret mutluluğunda bulunduğu gerçeğini bize haykırmaktadır. Namazın en önemli kurtuluş olduğunu gökleri delercesine ezan okuyan müezzinlerimizin ve hocalarımızın sesleriyle haykırmaları işte bu gerçeği ifade etmektedir. Dolayısıyla hakikatin çağrısını belleklerimize nakşeden ezan, ebediyete kadar lafzı ve manasıyla yeryüzünde yankılanmaya devam edecektir. Her dinin ve o dinine inananların birtakım sembolleri, alametleri ve ayırıcı özellikleri ola gelmiştir. İşte Ezan-ı Muhammedi de Allah indinde tek ve yegane din olan İslam’ın inanlarının en önemli sembollerinden biridir. Ezan-ı Muhammedi bir beldenin ve şehrin Müslüman oluşunun ilanıdır.”
Erbaş, 24 saatin her anında ve her dakikasında yeryüzünde ezan okunduğunu, bunun da ezanın en önemli mucizevi özelliklerinden biri olduğunu kaydetti.
“Ezan Müslümanların kardeşliğini ilan etmektedir”
İslam medeniyetinde edebiyatın, sanatın ve şiirin ayrılmaz bir parçası olan ezanın bir ibadet çağrısı olduğunu anımsatan Erbaş, şöyle konuştu:
“Efendimiz ‘Namaz dinin direğidir’ diye buyurmuştur. İslam’ın en önemli şartı olan namaza çağrı olduğu kadar aynı zamanda dini ve milli musikinin de en özlü sesidir. İslam sanatı ve musikisi içinde özgün bir kimlik kazanan ezan Anadolu, Balkanlar ve Avrasya coğrafyasında bizlere tevarüz eden bugünkü biçimiyle okunmuştur. Farklı makamlarda okunan ve minarelerden yükselen bu ulvi ses, Müslüman ve gayrimüslim pek çok insanın ruh dünyasına tesir etmiştir. Tevhit ve risaletin en özü cümlelerini bünyesinde barındıran ezan, dil, ırk, renk, kültür, ülke ve coğrafyaları farklı da olsa yeryüzünde Müslümanların kardeşliğini ilan etmektedir. Müminlere bir kimlik ve aidiyet kazandıran bu evrensel davet kişiyi İslam toplumunun bir ferdi olduğu şuuruna ulaştırmaktadır. Ezan istiklal mücadelemizden 15 Temmuz’a, bahse konu fonksiyonuyla uyanışın, dirilişin, özgürlüğün ve kurtuluşun sembolü olmuştur. Rabbim bu ezanları ilelebet daim eylesin. Yarışmalara katılan hocalarımı tebrik ediyorum.”
“Yarışmada Saffet Çalış birinci oldu”
Ardından sonuçları açıklanan yarışmada İstanbul’dan Saffet Çalış birinci, Yozgat’tan Resul Tekin ikinci, Kahramanmaraş’tan Abdurrahim Yar da üçüncülüğü elde etti.
Dereceye giren yarışmacılara ödüllerinin verilmesinin ardından minbere çıkan Erbaş, cuma namazı öncesi “Muharrem ayı” hutbesi verdi.
Muharrem ayının müminlerce ganimet ve fırsat bilinmesi gereken kıymetli bir zaman dilimi olduğunu vurgulayan Erbaş, hutbeye şöyle devam etti:
“Hicri yılın ilk ayı olan Muharrem, ilahi feyiz ve bereketin, huzur ve güvenin başlangıcıdır. Muharrem ayı, savaşmanın haram kabul edildiği 4 aydan biridir. Peygamber Efendimiz, ‘Ramazan ayından sonra en kıymetli oruç Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.’ hadisi şerifiyle bu ayın manevi bereketine işaret etmiştir. Önümüzdeki hafta perşembe günü idrak edeceğimiz Muharrem ayının 10’uncu günü Aşure Günü’dür. Peygamber Efendimiz bize ‘Birbirinizin özel ve mahrem hayatını araştırmayınız, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırtınızı dönmeyin, birbirinize kin ve nefret beslemeyin. Ey Allah’ın kulları kardeşler olun.’ diye buyurmuştur. O halde ırk, din, mezhep ve meşrep farklılıklarının arkasına sığınarak kardeşliğimizi hedef alanlara, coğrafyamızda yeni Kerbelalar yaşanmasını arzulayanlara karşı hep birlikte uyanık olalım.”