Eski klasiklerde bir teklif var:
MİLLETLER SAĞLAM BİR İSTİNAD NOKTASINA DAYANMAZLARSA YIKILMAĞA MAHKUMDUR .
M.Kemal orada diyor:
“Biz şimdi dini kaldıracağız, yerine ne koyacağız!”
Muhatabı: “Siz daha iyi bilisiniz.” deyince..
M.Kemal: “Ben Kemalizmi düşünüyorum.” diyor.
İsteyen Allahın Dinine.. İsteyen kurgu dine…
Kurgu din dünyada çok…
Allahın dini: “İNNE’D DİNE INDALLAH’İL İSLAM.” (Âl-i İmran / âyet. 19)
224 bin peygamberin tebliğ ettiği ve İki cihan Serverinde kemalini bulan ve bu asırda müsbet ilimlerle müeyyed din: İSLAM.
Siyasi telakki manasında kemalizm ayrı bir mes’ele.
Herkesin fikri de, zikri de kendine, neticesi de kendine ait.
Avrupalı müsteşrikler bile diyor ki: “İslamiyet olmasaydı Rönesans olmazdı.”
Sen o Avrupalı müsteşrikler kadar dinini bilmiyorsan, bu memleketteki yerini tayin et.
Biz cumhuriyeti İslamın iki temel esası ile te’yid ediyoruz. Problemimiz yok.
Bir: “Ümmetim ekseriyetle dalalete süluk etmez.” (Hadis-i Şerif)
Onun için Eski Türkiye’deki darbelerle eskiyen rejim bile müslüman milletimizle imtizac etti.
İkincisi: Bizim istiklal kahramanları ceddimizin teşkil ettiği Birinci Meclis, “Milli Şura” olarak kuruldu.
Devam ediyor Hazret-i Üstad Bediüzzaman Said Nursi (R.A):
Asr-ı Saadetteki dört halife devrini, isim ve resim değil; hakiki manada mana-yı dindar bir cumhuriyetin reisleri idiler.” buyuruyor.
İşte Rönesans Avrupasının ilham aldığı cumhuriyet, o cumhuriyettir.
Sonraki sömürgecilere ait gaddar siyasetler kendilerine ait.
Ve Hazret-i Üstad Bediüzzaman şimdi şu gaddar siyasetin geldiği noktada bizi, insanlığı şöyle ikaz ediyor ve müdhiş bir tehlikeyi Kur’ani nazarla haber veriyor:
“BEŞER ADALET-İ İLAHİ NAMINA MAHKEMELER AÇMAZSA; YE’CÜC-ME’CÜC’lere,(anarşi)lere teslim-i silah edecekler diye ihtar edildi.”
Vesselam.
Eyüp Ekmekçi