Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina, düzenlediği basın toplantısında, “Myanmar, vatandaşlarını geri almaya hazır olduğunu söylüyor ancak gerçeğe bakıldığında bunun için hiçbir şey yapmıyor. Myanmar, Rohingyaların ülkelerine dönüş sürecini belirli bir neden olmadan erteliyor” açıklamasında bulundu.
Bangladeş ve Myanmar, Aralık ayında Arakanlı Müslümanların ülkelerine geri dönüşünü öngören bir anlaşma yapmıştı.
Arakan’da yaşanan insani dram
Myanmar ordusu, uzun zamandan bu yana Arakanlı Müslümanları yerlerinden sürme ve tedhiş faaliyetleri uyguluyor.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kurulan Uluslararası Myanmar Bağımsız Araştırma Misyonu, Myanmar Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing’in de aralarında bulunduğu üst düzey ordu mensuplarının Arakanlı Müslümanlara yaptığı soykırım nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) yargılanmasını istemişti.
Myanmar’da 1970’lerden bu yana zulüm ve sistematik baskıya uğrayan Arakan Müslümanlarının nüfusun büyük çoğunluğu, topraklarını terk ederek bölge ülkelere göç etti.
Ülkede 1982’de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar, “devletsiz” sayılıyor. BM tarafından “eziyet gören dini azınlık” olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.
Arakan’da 2012’de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.
Arakan’daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017’de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemlerini başlatmış ve 10 bine yakın kişiyi katletmişti.
Etnik temizliğe dönüşen saldırılarda 350’den fazla köy, ordu ve fanatik Budistler tarafından yok edilirken, 700 binden fazla Arakanlı Müslüman dağlık bölgeler, nehir ya da deniz üzerinden komşu Bangladeş’e sığınmak zorunda kalmıştı.