Bilim insanları Alzheimer hastalığını ve bu hastalığın nasıl tedavi edilebileceğini çözmeye çalışadursun, yapılan yeni bir araştırmada, Alzheimer ve karasu hastalığı da dâhil olmak üzere bazı dejeneratif göz hastalıkları arasında şaşırtıcı bir bağlantı ortaya çıkarıldı.
Alzheimer’ın göz kusurlarına sebep olduğunu (veya tam tersini) iddia etmek için çok erken olmasına rağmen, bu araştırmayla birlikte beyin hastalıklarının erken tespit edilmesi bakımından yeni yolların önü açılabilir (mesela birisinin göz şikâyeti ile doktora başvurduğu bir durumda).
65 yaş ve üzerindeki 3.877 hastayı kapsayan yeni çalışma 5 yıl sürmüş ve çalışmada, belli tür göz hastalıklarına sahip olan hastaların Alzheimer’a yakalanma ihtimallerinin %40-50 daha yüksek olduğu bulunmuş. Söz konusu ilişki, daha detaylı araştırılmaya değer gibi görünüyor.
Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden baş araştırmacı olan Cecilia Lee, “Bu göz hastalıklarına sahip insanların Alzheimer’a yakalanacaklarını söylemiyoruz” diyor.
“Bu çalışmanın verdiği asıl mesaj, göz hastalıkları uzmanlarının, bahsedilen göz hastalıklarına sahip olan hastalarda demans (bunama) oluşma tehlikelerini göz önünde bulundurmaları ve aile hekimlerinin de, göz şikâyetiyle gelen hastalarda olası demans veya hafıza kaybı kontrolleri yapması gerektiği.”
Gözler, beyinde neler olduğuna açılan bir pencere olabilir mi? Bu durum ihtimal dâhilindeymiş gibi görünüyor. Bir ihtimal ise, göz kontrollerinin Alzheimer’a yakalanma riski olan insanları tespit etmek için kullanılabilmesi. Ayrıca şu an için herhangi bir tedavi olmamasına karşın, bu hastalara daha erken dönemde uygun bir bakım sağlanabilir.
Yaşla bağlantılı olan sarı nokta hastalığı, şeker hastalığı retinopatisi ve karasu hastalığı, Alzheimer ile güçlü bağlantısı olan göz rahatsızlıkları. Üç rahatsızlık da görme yetisini değişik ölçülerde etkiliyor fakat bunlar yaş, mevcut koşullar, genetik ve yaşam tarzı seçimlerinin de dâhil olduğu çeşitli tehlike etmeni bileşimlerine sahip.
Katarakt ise, genellikle yaştan kaynaklanan bir rahatsızlık olmasına rağmen Alzheimer ile benzer bir ilişkiye sahip değil gibi görünüyor.
İstatistikler yaş, cinsiyet, eğitim seviyesi, tütün kullanımı ve Alzheimer ile ilişkili olan Apolipoprotein E de dâhil olmak üzere birçok etken için kontrol edilmiş.
Alzheimer’ın ve bunu izleyen demansın (bunama) tam olarak nasıl başladığı, son yıllarda birçok araştırmanın konusu olmuştu. Beyinde biriken anormal proteinlerin, sinir bağlantılarının bozulmasından sorumlu oldukları düşünülüyor.
Fakat yakın zaman önce yürütülen çalışmalar bu hipoteze meydan okusa da, bazı çalışmalarda da virüsler ve Alzheimer arasında bir bağlantı olabileceği iddia ediliyor.
Göz rahatsızlıklarıyla olan bu ilişkinin, sinir sisteminde neler olduğuna dair bir takım ipuçlarını bir araya getirerek, Alzheimer’ın kaynağına dair daha çok bilgi vermesi muhtemel.
Bilim insanları, Alzheimer’ın nedenlerini ve tedavi yöntemlerini çözmeye çalışırken, kesin olan bir şey varsa o da sorunun boyutu: Dünya üzerinde yaklaşık 50 milyon insan Alzheimer ile yaşıyor ve bu sayının 2050 yılına kadar ikiye katlanması bekleniyor.
Alzheimer hakkında ne kadar çok şey bilirsek, hastalığı engelleme şansımız da o kadar artar ve hatta bir gün hastalığın etkilerini tersine bile çevirebiliriz; yani bu, ileriye doğru atılmış önemli bir adım olabilir.
Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışan ve ayrıca araştırmacılardan biri olan Paul Crane “Bulgularımız, anlaşılması zor şeyler değil” diyor.
“Bu çalışma, gözü dikkate alarak, beyinden öğrenebileceğimiz mekanik şeylerin olabileceği fikrini kuvvetlendiriyor.”
Kaynak: Popsci.com