Zannedersem şu anda toplumun bir kesimi bayram sonu hasılatlarını hesap etmişlerdir veya ediyorlardır.
Her halde ilk akla gelenler kurbanlık hayvan besleyip satanlardır. Bazen biz bile merak ediyoruzdur onları. Daha sonra diğer esnaf, şekerciler, tatlıcılar, meşrubatçılar… Ramazan bayramı kadar olmasa da giyim sektörü aynı şekilde neler kazandıklarını hesap etmişlerdir.
Gelelim bizlere, yani sadece Kurban Bayramını ihya etmeye çalışanlara.
Ne kazandık bu bayramda? Elbette yaptıklarımızı gözümüzde büyütmüyoruz ama bir şeyler kazandığımıza da inanıyoruz. Hepsinden önemlisi içimiz rahat, müsterihiz ve mutluyuz elhamdülillah.
İlk önce teşrik tekbirleriyle Rabbimizin adını çokça zikrederek başladık kazanmaya.
Rabbimizin huzuruna varıp ona ibadet etmemizin dışında bayram ve cuma namazında sayısız Müslümanla birlikte olduk ve epeyce bir kısmıyla musafaha yaptık, her defasında mutlaka Rabbimizin adını andık veya Resulüne salat u selam getirdik, kazandık
Kurbanlarımızı kestik. Zaten bu bayram günlerinde âdemoğulları olarak Rabbimize sunabileceğimiz amellerimizin en güzelini sunmuş olduk. Rabbimize ne kadar yaklaşabiliyorsak yaklaştık ve bu yakınlığı hissettik. Bir de, kurbanlarımızın üçte birine yakınını dağıttık, bir kısmını da kendi soframızda misafirlerimize ikram ettik.
Ve bayramlarda vaktimizin en çoğunu alan ziyaretlerimiz başladı. Hasılatımızın en karlı bölümünü, terazimizin en büyük ağırlığını bu ziyaretlerimizin oluşturduğuna inanıyoruz.
Hele bu ziyaretler mutat ve her zamanki kişiler değilse, dargınlar ise, unutulmuş kişilerin ziyaretleri ise hasılatımızın katsayısının çok yüksek olduğunu unutmayalım. Bir birimizle kucaklaştıkça, musafaha yaptıkça, birbirimizin yüzüne tebessüm ettikçe kazandık, hem de çok şeyler kazandık.
Bu ziyaretlerimiz esnasında da aynı şekilde Rabbimizin ismini çok çok zikrettik, salat u selamlar getirdik.
Sayabildiğim bu hasılat sıradan ve ortalama bizim gibi Müslümanların hasılatıdır.
Bir de bunun üzerinde kazanç sağlayanlara gelince… Dünyanın dört bir yanında Kurban bayramını cephelerde geçirenlere, zindanlarda geçirenlere, özellikle kırktan fazla bayramı yuvalarından uzakta, yavrularından, yakınlarından ayrı geçirenlere gelince, onların kazançlarını hesap etmekten aciziz. Ve bayramlarını cezaevi yollarında geçirenler, daha nice ağır şartlarda geçiren Müslümanların hasılatlarını ne olduğunu artık Rabbim bilir.
Bayramda kaybedenler gelince, Allah Teala`nın rahmet çağlayanının böylesine coştuğu fırsatları kaçırmak ne acıdır.
Ne kurbandan, ne namazdan, ne zikirden, ne ziyaretleşmeden nasip alamayanların durumu ne acıdır gerçekten.