Bir süredir dünya gündemine oturan “Filistinli cesur kız” Ahed’in yaşadıkları aslında Temimi ailesinin yıllardır siyonist rejim işgaline karşı sürdürdüğü direniş geleneğinin sadece bir halkasını oluşturuyor.
İşgal altındaki Batı Şeria’nın Ramallah kentine bağlı Nebi Salih beldesinde yaşayan Temimi ailesinin pek çok ferdi İsrail’e karşı direniş mücadelesinde ya şehit oldu ya da hapse girdi.
Direniş geleneğiyle ünlü ailenin tek isteği işgalin olmadığı bir Filistin’de alacakları özgür bir nefes ve silahların namlusundan uzak huzurlu bir hayat.
“Her Filistinli çocuk ayrı bir hikâyedir”
Ahed et-Temimi ve annesi, İsrail cezaevlerinde geçirdikleri yaklaşık 8 aydan sonra evlerine, “normal hayatlarına” döndü.
Neriman et-Temimi, Nebi Salih beldesindeki evlerinin kapılarını AA ekibine açtı.
Nebi Salih beldesinde herkesin tıpkı Ahed gibi direnişe katıldığını belirten anne Temimi, “Her Filistinli çocuk birer Ahed’dir ve hepsi de aynı takdiri hak ediyor.” dedi.
Temimi, kızının uluslararası basının ilgisini çekmesine ilişkin ise, “Dünyada bir ırkçılık hâkim. Ahed’e ilgi duyuyorlar, çünkü güzelliğiyle batılılara benziyor. Bir İsrail gazetesi de ‘Ahed ile dayanışma halindeyiz çünkü bize benziyor’ başlığını atmıştı. İşte bu ırkçılıktır. Hâlbuki her Filistinli çocuk ayrı bir hikâyedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Batılı basın yayın organlarının Ahed’in saçlarına ve gözlerine odaklandığını belirten annesi, aynı taraflara Filistinli tutukluların, özellikle de Filistinli çocukların yaşadıklarını gündeme taşıma çağrısında bulundu.
Anne Temimi, İsrail makamlarının ailesinin iradesini kırmaya çalıştığını, ancak başaramadığını vurgulayarak, “Kaderimiz bu topraklarda yaşamak ve bu toprakları savunarak can vermektir.” dedi.
Temimi, evini işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benim bu evime bile yıkım uyarısı gelmiş. Ancak hemen yanı başında birkaç yıl önce gelen Yahudi yerleşimciler için koca evler yükselmiş durumda.”
Ahed’in küçüklüğünden beri İsrail askerlerine karşı beldede düzenlenen gösterilere katıldığını belirten Neriman et-Temimi, kızının direniş ve topraklarını savunma ahlakını burada kazandığını söyledi.
“Ben şehit Rüşdi et-Temimi’nin kız kardeşiyim”
Ahed’in annesi Neriman, İsrail tarafından gözaltında tutuldukları sırada çok zor günler yaşadığını belirtti.
Çok ağır sorgu seanslarına maruz kaldığını, 15 gün boyunca tek kişilik hücrede tutulduğunu ve kızından ayrı bırakıldığını söyleyen anne Temimi, “Bütün bu zor zamanlar içinde bir de oğlum Vaad’in gözaltına alındığı ve amca oğlum İzzeddin et-Temimi’nin de İsrail askerlerince şehit edildiği haberlerini aldım.” Dedi.
Acılarla dolu bir ailenin kızı ve annesi olduğunu belirten Neriman et-Temimi, hafızasını toparlayarak şunları söyledi:
“Ben şehit Rüşdi et-Temimi’nin kız kardeşiyim. Dayım ve amcam da şehit oldu. Henüz bekar kardeşim de Lübnan’da İsrail askerlerince yaralandı. Babam uzun yıllar boyunca hapis yattı. Dedem ise Kudüs’ün Kastel beldesinde büyük bir cihat yürüten şehit Komutan Abdülkadir el-Hüseyni ile beraberdi. İşte kızım Ahed de bu yolun yolcusudur.”
Neriman et-Temimi de kızı Ahed gibi Filistin’in kaderinin işgale karşı direniş olduğunu vurgulayarak, “Ben her zaman Filistin halkının kaderinin işgale karşı direniş olduğunu söylerim. Evlerimizde kalsak ya Devabişe ailesi gibi yakılarak öldürüleceğiz ya da dışarı çıksak tıpkı Muhammed Ebu Hudayr gibi yine yakılarak öldürüleceğiz. O zaman neden işgale karşı çıkıp direnmeyelim”. ifadelerini kullandı.
“Direniş görev hâline gelmiştir.”
Öte yandan Ahed’in babası Basim et-Temimi ise, kızının çocukluğunu ve özel hayatını yitireceğine, bugünden sonra yaşından daha büyük sorumluluklar üstleneceğine dikkati çekti.
İsrail işgalinin Filistinli çocuklarını geleceğine kastettiğini vurgulayan Baba Temimi, “Ben kızım için huzurlu, sakin ve güzel bir hayat temennisinde bulunurdum. Ancak işte bu işgal gücü çocuklarımızın geleceğini bu hâle getiriyor. Onlar bizim evimize geliyor, biz değil. Dolayısıyla artık buna karşı direniş görev hâline gelmiştir.” dedi.
Basim Basim et-Temimi, kızıyla aynı kaderi paylaştığını, 9 defa gözaltına alındığını, ağır sorgu seanslarına maruz kaldığını, bunun üzerine iç kanama, beyin çarpıntısı geçirdiğini ve felçli bir şekilde serbest bırakıldığını anlattı.
Eşi Neriman’ın ailesi gibi direniş geleneğine sahip bir ailenin evladı olduğunu belirten baba Temimi, “Kız kardeşim mahkeme salonunda İsrail askeri tarafından 1993’te şehit edildi. Amcamın oğlu şehit oldu, dayımın oğlu şehit oldu, arkadaşlarım şehit oldu. Ancak Filistin bütün bunları hak ediyor. Bu yolu biz seçtik, dolayısıyla katlanmak zorundayız.” ifadelerini kullandı.
Ahed’in babası Basim son olarak çağrıda bulunarak, “Hayatımızın her alanından İsrail’in çıkması lazım. Uluslararası camia da sessiz kalmamalıdır. İşgalin sona erme zamanı gelmiştir.” diye konuştu.
Kısa ömrü büyük acılarla dolu
Henüz 17 yaşındaki Ahed de tıpkı babası Basim ve annesi Neriman gibi kısa ömrüne şu ana kadar gözyaşı, şehadet, gözaltı ve tutukluluk gibi acıyla dolu pek çok hatıra sığdırdı.
Baba, amca, dayı, hala, kardeş, arkadaş ve oğullarını İsrail’in ya şehit ettiği ya da tutuklayıp hapse attığı Temimi ailesinin peşini acılar sarmalı hiçbir zaman bırakmadı.
Evinin avlusuna zorla giren bir İsrail askerine attığı tokat nedeniyle 8 ay cezaevinde tutulan Ahed, askerler bir kez daha evlerine baskın düzenlese yine karşılarında duracağını ve direniş yolundan asla vazgeçmeyeceğini söyledi.
Filistin halkının kaderinin direniş olduğuna vurgulayan Ahed, “Evet ben şimdilik evime dönebildim. Ancak kardeşim Vaad hâlâ gözaltında.” dedi.