“Seni gönüllüler arasına yazıyorum”
Birinci Cihan Savaşının alevleri, büyük devletimizin sınırlarını aşmış, son vatan parçasını da sarmıştı. Galiçya, Yemen, Filistin, Kafkas cephesinde İslâmın son ordusu arslan gibi çarpışıyordu.
Milis Albayı Said Nursî, Doğu Anadoluda köy köy gezerek, vatan müdafaası için, fedai topluyordu. Onun davetine genç-ihtiyar, vatanın yiğit insanları evet diyerek koşuyorlardı. Aziz toprakların müdafaası için, asil kanlarını seve seve armağan olarak getiriyorlardı. Bu fedailerden şu isimler sadece tesbit edebildiklerimizdi:
Ali, Yasin, Abdurrahman, Münevver, Habib, Übeyd, Said, Mahey ve Tinisli Fakih…
Tinisli Fakih, Bediüzzaman’ın harp için gönüllü fedai topladığını işitince, sırtına mavzeri asarak koşmuştu. l5 yaşındaydı. Boyu tüfeği taşımaya yetmiyordu. Tüfeğin ucu yere değiyordu. Bediüzzaman Tinisli’ye niçin geldiğini sordu.
Tinisli harbe gitmek için geldiğini söyledi. Vatan için çarpışmaya geldiğini bildirdi. Bediüzzaman: “Seni bu cesaretinden dolayı gönüllüler arasına yazıyorum.” dedi.
Tinisli Fakih, Bediüzzaman’ın kumandasında harplere iştirak etti. Harbin sonunda gazi oldu. Tinisli Gazi Fakih, Bediüzzaman’ın babasının amcası oğluydu. Yani Bediüzzaman’ın dedesi Ali’nin kardeşi Abdullah’ın oğlu.
Savaşta yazılan tefsir
Milis Albayı Bediüzzaman Said Nursî, Birinci Cihan Savaşında, silâh elde karlı dağlarda, fedaileriyle birlikte, Ruslarla çarpışıyordu. Fiilî ve silâhlı mücadeleyi yaparken, istikbâlde yetiştireceği Nur talebelerinin eline de mânevî, fikrî ve ilmî mücadeleyi yapmaları için İşaratü’l-İ’caz isimli tefsirini harp meydanlarında kaleme alarak veriyordu. Bu harplerde esir düşmüştü. Esaret dönüşü İstanbul’da bastırdığı ilk eseri, bu harp yadigârıdır.
Kâğıt parasını Harbiye Nazırı Enver Paşa vermiş, eseri kardeşinin oğlu Abdurrahman Nursî bastırmıştı.
Kitabın kapağında şunları
“İşaratü’l İ’caz fi mezann-il-îcaz
Libediizzaman
Fiatı: Kırk kuruş.
Evkaf-ı İslâmiye Matbaası: l334 (l9l8)
(Necmettin Şahiner’in ‘Son Şahitler’ kitabının, birinci cildinden derlenmiştir…)