“Bir Nur talebesinin gözünü muayene eden göz doktorunu da hapse koydular”
Şükrü Şahinler hatıralarını şöyle anlatıyor:
“Bir ticari iş dolayısıyla Milas’ta H. İbrahim Çöllüoğlu ile tanışmıştım. Daha sonra bana bir mektup göndermiş ve cevap istemişti. Bu gönderdiğimiz cevap, bizi de Nur talebelerine katıp, Esktişehir hapishanesine yollamaya kâfi geldi. Bediüzzaman’ın böylece Eskişehir’de görüp ziyaret etmek nasip olmuştu.
“Aydın’da göz doktoru Şevket Gözaçan vardı. Bu adamcağız Bediüzzaman’ın bir talebesini tedavi ettiği için, Üstad üç beş satırlık bir teşekkür mektubu yazmış. Bu sebepten Şevket Bey’i de Eskişehir hapishanesine getirdiler.
“Yine Bediüzzaman’ın talebelerinden Ahmed Feyzi Kul, Barla’ya bir mektup yazmış, mektubun altına da ‘Aydın Müftüsü’ diye imza atmış, Eskişehir hapsi olayı patlayınca, tabiî Aydın Müftüsünü de, bir alâkası olmadığı halde Eskişehir’e getirdiler.”
“Müftü Mustafa Efendi de bizimle birlikte aylarca yattı. Eskişehir hapsi, böyle garipliklerin ve karışıklıkların biraraya geldiği yerdi.”
(Necmettin Şahiner’in ‘Son Şahitler’ kitabının, ikinci cildinden derlenmiştir…)