Nurdanhaber – Mehmet Nuri TURAN
Cihâdın aşamaları;
Cumhûr-u ulemâya göre; cihâd ve tebliğ birinden ayrı müteala edilmez, tebliğ ve cihâd tedrîcî olarak üç aşamaya ayrılmıştır.
İkinci Aşama: Bu aşama, Hicret’ten sonra Medîne devresinde Müslümanlara cihâd izninin verildiği devreyi kapsamaktadır. Bu aşamade Peygamber (ASM), kendilerine dîn-i İslâm tebliğ edildiği halde, İslamiyeti kabul etmekten iraz ederek Müslümanlara zulmeden ve onlarla savaşan kafirlerle maddeten cihâd etmekle emrolundu. Gelecek âyet-i kerîmeler bu aşamayi ifade etmektedir.
اُذِنَ لِلَّذينَ يُقَاتَلُونَ بِاَنَّهُمْ ظُلِمُوا وَاِنَّ اللّهَ عَلى نَصْرِهِمْ لَقَديرٌ
“Kendileriyle savaşılanlara (müminlere), zulme uğramış olmaları sebebiyle, (savaş konusunda) izin verildi. Şüphe yok ki Allah, onlara yardıma mutlak surette kadirdir.” (Hac, 36)
وَقَاتِلُوا فى سَبيلِ اللّهِ الَّذينَ يُقَاتِلُونَكُمْ وَلَاتَعْتَدُوا اِنَّ اللّهَ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَدينَ
“Size karşı savaş açanlara, siz de Allah yolunda savaş açın. Sakın aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırıları sevmez. ” (Bakara, 190)
يَا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُ
Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğuna rehberlik etmez. (Mâide 67)
وَاُوحِىَ اِلَىَّ هذَا الْقُرْانُ لِاُنْذِرَكُمْ بِه وَمَنْ بَلَغَ
De ki: Hangi şey şahadetçe en büyüktür? De ki: (Hak Peygambe (ASM),r olduğuma dair) benimle sizin aranızda Allah şahittir. Bu Kur’an bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi uyarmam için vahyolundu. Yoksa siz, Allah ile beraber başka tanrılar olduğuna şahitlik mi ediyorsunuz? De ki: “Ben buna şahitlik etmem”, “O ancak bir tek Allah’tır, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden kesinlikle uzağım” de. (En’âm 19)
Bu devrede Müslümanlar kuvvet bulur ve İslam Devleti kurulur. Artık bu devrede-tebliğle beraber-dini hakim kılmak ve Kur’ân’ın mesajını bütün insanlara ulaştırmak vazifesi vardı. Onun için Peygambe (ASM) bu devrede, kâh ferdleri, kâh gruplar hâlinde insânları ilmen İslamiyete davet ettiği gibi Hicret’in ikinci yılından itibaren savaş yolu ile de kâfirleri İslamiyete davet etmiştir. Ancak, Peygambe (ASM) kâfirlerle savaşmadan evvel onları İslamiyete davet ederdi. Eğer kabul etmeseler, onlara cizye vermelerini teklif ederdi. Eğer bunu da kabul etmeseler, onlarla savaşırdı. Gelecek hadîs-i şerîfler, bu daveti şöyle ifade etmektedir:
Tebliğ Mektupları’ndan bir örnek olarak Peygambe (ASM), Necran Hıristiyanları’na şöyle bir mektup yazmıştır:
“İbrâhîm, İshâk ve Ya’kúb’un Allâh’ının adıyla! Allâh’ın Resûlü olan Muhammed’den Necran piskoposuna, Müslümân ol selâmette kalırsın! İbrâhîm, İshâk ve Ya’kúb’un Allâh’ına hamdettikten sonra sizi, kullara kulluk etmekten Allâh’a kulluk etmeğe, kulların dostluk ve himâyesinden Allâh’ın dostluk ve himâyesine çağırıyorum. Eğer bunu kabûl etmezseniz, cizye vermeyi kabûl edin. Şâyet bunu da kabûl etmezseniz, o zamân benimle savaşmaya hazırlanın. Vesselâm.” (el Bidâye vennihâye 5 / 48)
Süleymân b. Büreyde’den, o da babasından rivayet eder ki; Peygambe (ASM),r sahabeden birini, bir ordunun veya bir seriyyenin başına emir tayin etseydi, başta o emire ve onunla beraber olan Müslümanlara takva ve hayrı tavsiye ederdi. Sonra onlara şöyle derdi:
“Allâh’ın adıyla, Allâh’ın yolunda, Allâh’ın hâkimiyyetini inkâr edenlerle savaşınız. Lâkin, ganîmet malından bir şey saklamayınız, gadrda bulunmayınız, (onlar yapmadığı müddetçe) müsle yapmayınız, çocukları öldürmeyiniz, düşmanınız olan müşriklerle karşılaştığınız zamân onları üç şeye da’vet ediniz:
1) Evvelâ onları İslâmiyyete da’vet edin. Kabûl ederlerse, onlardan ellerinizi çekin.
2) Eğer onlar İslâmiyyeti kabûl etmeseler, onlardan cizye isteyin. Cizye vermeyi kabûl etseler, onlardan kabûl edin.
3) Eğer cizye vermeyi kabûl etmeseler, onlarla savaşın ve bu konuda Allah’tan yardım isteyin.” (Müslim)
Gelecek makalemiz Cihâdın üçüncü aşaması huşunda olacak
Selam ve du’a ile Allah’a emanet olun.