Estetik…
Bahar güneşiyle uyanan ağaçlar, sessiz bir ihtişamla akan nehirler, eğilip suları öpen dallar, akşamları kokusuyla ısıtan güller, gecelere derinlik veren ışıklar, sözün kısası, dünyanın bin bir türlü görüntüleri bize tarifsiz heyecanlar verir.
İzlenimlerimiz akılla kalp arasında salınırken, hayretle karışık bir haz duyar, özgün duygular uyandıran ve içimizi ürpertilerle dolduran bir hakikati sezeriz.
Yeryüzü sayfalarında yazılı eserlerden bir buğu gibi yükselen bu harfsiz şiir, güzelliktir.
Güzellikler çeşitlidir. Her biri, gücü oranında, kalbimizin farklı tellerini titretir.
Güzel, yerine göre, durumuna uygun bir isimle adlandırılır.
Çevreye gülücükler dağıtan bebek ‘sevimli’dir, sempati bekler.
Dev dalgalarla köpürüp coşan okyanus ‘muazzam’dır, hayret uyandırır.
Gül dalının rüzgârın temasıyla salınışı ‘zarif’tir, kendini sevdirmeyi bilir.
Yıldızlı gökyüzü ‘ulvi’dir, devamı, bekayı, ebediyeti telkin eder.
Baharda bütün ağaçların kısa sürede çiçeklerle donanması ‘muhteşem’dir, göreni hayran bırakır.
Güzel, maddiden maneviye doğru yükseldikçe yücelir, ulvileşir, derinleşir.
Hak uğruna savaşan mücahidin kahramanlığı, kendini yavrusuna adayan annenin fedakârlığı, kula kulluk etmeyen insanın haysiyeti, gayesi için menfaatini terk eden dava adamının feragati, kâinat adına huzura varan kulun ibadeti ve daha nice olaylar, durumlar, duruşlar manevi güzelliklerdir.
Güzellik, eşyanın sessiz konuşan lisanıdır. Kelimesiz olduğu için, insanlar arasında ortak bir dildir.
Madde ile mananın hoş ahenginden doğar.
Temelinde birlik, uyum, düzen vardır.
Kâinat galerisindeki her varlık uyumlu, düzenli, anlamlı.
Öyleyse, bakmasını bilen için her şey güzel.
Kimi düşünürler, estetik konusunu irdelerken sadece insanlar tarafından üretilen eserleri nazara alıyorlar.
Hâlbuki sadece suni, yapay eserlerde görülmez güzellik, bakmasını bilen için her yerde, her varlıktadır.
Yeryüzü eşsiz bir sanat galerisi…
Her yerde esma tecellisiyle yaratılan harika eserler sergileniyor.
Perde arkasındaki gizli özne eserleriyle bildiriyor, tanıtıyor kendini, elbet bilmek, tanımak isteyene!
Ömer Sevinçgül