Nurdan Haber

Fuat Sezgin’e Kütüphane Zulmü

Fuat Sezgin’e Kütüphane Zulmü
01 Temmuz 2018 - 13:29
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, geçtiğimiz aylarda Fuat Sezgin’in paha biçilemez eserlerden oluşan ve Almanya tarafından el konularak ülke dışına çıkarılması engellenen binlerce ciltlik kütüphanesinin Türkiye’ye iade edilmesi için harekete geçild

Dünyanın en iyi İslam Bilim Tarihi akademisyenlerinden biri olan Prof. Dr. Fuat Sezgin’in, otuz yılı aşkın bir süre boyunca emek verdiği 45 bin ciltlik kütüphanesine Almanya tarafından el konuldu ve çoğu el yazması olan bu arşivin Türkiye’ye getirilmesine izin verilmiyor. Ömrünü İslam Bilim Tarihine adayan ve dünya bilim tarihini yeniden yazan Fuat Sezgin’e olan vefa borcumuzu, bir nebze de olsa ödeyebilmek için, kendisine ait kütüphanenin Türkiye’ye getirilmesi ve yarım kalan son çalışmasının yayımlanması gerekiyor.

Mayıs 2017’de, ikinci postada Sezgin’in geri kalan 15 bin civarında kitabı kargo için paketlenip bir kısmı hava alanına götürüldü. Geri kalan kitaplar paketlenirken gümrük yetkililerinin hava alanında kitaplara el koyduğu haberi geldi. Hocanın öğrencileri hava alanına doğru yola çıkarken vakfın kapısında güvenlik görevlileriyle karşılaştılar.

Ellerindeki soruşturma belgesinde, Fuat Sezgin’in “Kültürel Eser Koruma Kanunu’na karşı geldiği” ve “kitapları zimmete geçirdiği” iddia ediliyordu. Üniversite, Hessen Bilim Bakanlığı ile birlikte “Sezgin’in enstitünün kitaplarını kaçırdığını” iddia ediyor ve bunlar üzerine tedbir koyduruyordu.

Hava alanındaki 350 koli, yani takriben 15 bin kitaba bu şekilde el konulmuş oldu. Savcılık tarafından “Kültürel Eser Kanunu’na aykırı davranış ve zimmete geçirip yurt dışına götürme iddialarıyla” soruşturma başlatıldı.

Oldukça politik olan soruşturma metninin ilk cümlesi şu şekildeydi: “Tayyip Erdoğan’ın yakın arkadaşı olan Fuat Sezgin…” Aynı sayfada Sezgin’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘la bir fotoğrafı da yer alıyordu.

Soruşturma süreci başladı. Sezgin ve öğrencileri savcılığa bütün kolaylığı sundu, ortada bir yanlış anlaşılma olduğu kesindi. Kitaplar enstitünün değil, Sezgin’indi. Bununla ilgili deliller de mevcuttu.

Soruşturma esnasında Sezgin’in çalışma odası mühürlendi ve kendisine sekreterin odası tahsis edildi. Fakat Sezgin’in hâlihazırda üzerinde çalıştığı İslam Bilimler Tarihi’nin 18’inci cildinin manuskripti, kilitlenen odasındaydı. Günümüze dek de, bu manuskripte Sezgin’in ulaşması mümkün olmadığı için, bu kıymetli çalışması yarım kaldı.

Savcı, Sezgin’in ve vakfın mali müşavirleriyle yaptığı araştırmalar sonucu kitapların Sezgin’e ait olduğunu nihayet gördü. Soruşturma kapatıldı. Fakat soruşturmanın kapatılmasına gerekçe olarak, “Kültürel Eser Kanunu’na aykırı bir durum olmadığı, çünkü söz konusu kitapların Ulusal Kültürel Arşiv endeksinde kayıtlı olmadığı” söylendi.

İkinci olarak da, -2016 Aralık tarihli- Kültürel Eser Kanunu’nun yeni bir kanun olduğu ve Sezgin’in bu kanunu bilmiş olmasının beklenemeyeceği belirtildi. Soruşturma kapatılırken taşınan kitapların zaten Kültürel Eser Kanunu kapsamına girmediği ifade edildi.

Soruşturma kapatıldı ancak Sezgin’e ait olan hava alanındaki 350 koli ve binlerce kitap hâlâ gümrükte tutuluyor.

Soruşturma esnasında birtakım gariplikler de gün yüzüne çıktı. Örneğin Goethe Üniversitesi’nin, Sezgin’in kütüphanesini referans göstererek Federal Bilim Bakanlığı’ndan teşvik fonları aldığı belirlendi. Yani üniversite, Sezgin’in şahsi kütüphanesini, üniversitenin kütüphanesi olarak takdim etmişti.

Sezgin, 36 senelik vakıf direktörlüğü esnasında emeklilik maaşı dışında vakıftan maaş almayı reddetmiş, enstitünün arabasına benzini bile vakfın bütçesinden karşılamamış, vakfın tabiri caizse tek bir kuruşunu bile almama konusunda gayretli bir tutuma sahip büyük bir ilim adamıydı.

Bütün bu yaşananlara rağmen Sezgin, Goethe Üniversitesine, Türkiye’ye götürdüğü “kendi” kitaplarını dijitalleştirip, üniversiteye sunmayı bile teklif etmişti. Çünkü Sezgin için mühim olan bu kitaplardan istifade edilmesiydi. Goethe Üniversitesi ise, “kitapların zaten üniversitenin olduğu gerekçesiyle” teklifi reddetmişti.

Yaşanan bu süreçte ortaya çıkan belki de en önemli soru, bu yaşananların gerekçesi. Vakıf kurulduğundan beri üniversitede birçok rektör değişimi yaşandı.

Sezgin’e yönelik tavrın, Goethe Üniversitesinde zaman içerisinde vakfın ve Sezgin’in konumuyla ilgili “hafızanın yitirilmesi”yle alakalı olduğu ihtimallerden biri. Bugüne dek üniversiteden tek bir kuruş almamış bir vakfın direktörünün, vakıftan haricen kendi şahsi kütüphanesindeki kitaplarını taşımak istemesinin bu denli sorunsallaştırılmasının başka bir açıklaması yok gibi görünüyor.

Bugüne dek bütün eserlerini Almanca yazmış, Almanca’yı İslam bilim tarihi konusunda bir “kaynak dil” hâline dönüştürmüş, Almanya’yı “İslam bilimleri” alanında bir referans ülke olarak prestij sahibi yapan bir ilim adamının bu denli hırpalanması ve yarıda kalan eserine ulaşmasının engellenerek, ciddi bir hürmetsizliğe maruz kalması anlaşılır değil.

 

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, geçtiğimiz aylarda Fuat Sezgin’in paha biçilemez eserlerden oluşan ve Almanya tarafından el konularak ülke dışına çıkarılması engellenen binlerce ciltlik kütüphanesinin Türkiye’ye iade edilmesi için harekete geçildiğini açıklamıştı.

15 bin ciltlik bölümü daha önce Türkiye’ye getirilen kütüphanenin, yaklaşık 30 bin ciltlik bölümünün halen Almanya’da olduğunu belirten Bakan Kurtulmuş, açıklamalarda bulunmuştu. “Kütüphanenin peşini bırakmayacağız. Hukuki ve diplomatik temaslarımız sürüyor” diyen Kurtulmuş, “Bunun, Türkiye-Almanya arasındaki siyasi gerginliğin bir yansıması olduğunu düşünüyoruz. Kitapların Fuat Hoca’ya ait olduğu fatura ve belgelerle mahkemeye de ibraz edildi” şeklinde konuşmuştu.

1960 yılında Almanya’ya yerleşen Prof. Dr. Fuat Sezgin, geçtiğimiz yıl Türkiye’ye kesin dönüş yapmıştı. Dünyanın en iyi derlemesi olarak nitelendirilen 45 bin ciltlik kitabı, Türkiye’ye getirmek istemişti.

Yaşanan bu kriz, Sezgin’in ne akademideki saygın yerine, ne de çalışmalarıyla doldurduğu boşluğa elbette etki etmiyor. Ancak, İslam Bilim Tarihine birçok katkısı olan ve dünya bilim tarihini yeniden yazan Fuat Sezgin’e olan vefa borcumuzu, bir nebze de olsa ödeyebilmek için, kendisine ait kütüphanenin Türkiye’ye getirilmesi ve yarım kalan son çalışmasının yayınlanması gerekiyor.

fikriyat

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )