Yazar Sema Maraşlı, son yazısında yaz Kur’an Kurslarının yakın zamanda başlayacağına işaret ederek İmamlara kurulan sinsi tuzağı anlattı. Cami imamlarını uyaran Maraşlı, ‘Öğrencilerin saçlarını bile okşamayın’ uyarısında bulundu.
Yazar Sema Maraşlı, son yazısında yaz Kur’an Kurslarının yakın zamanda başlayacağına işaret ederek İmamlara kurulan sinsi tuzağı anlattı. Cami imamlarını uyaran Maraşlı, ‘Öğrencilerin saçlarını bile okşamayın‘ uyarısında bulundu.
Cocukveaile sitesinde yayımlanan son yazısında Diyanet‘in imam ve hocalara daha fazla sahip çıkması talebinde bulunan Maraşlı, imamlara ”Kız öğrencileri okutmayı kabul etmeyin ve Diyanet e dilekçe verin. Öğrenci ne kadar sevimli olursa olsun saçını falan asla okşamayın, mümkün olduğu kadar yanınıza yaklaştırmayın. Üzgünüm ama böyle. 4-6 yaş çocukları da var yaz okullarında. Orada ailelerin şikayeti bile yeter siz en iyisi okutmayı baştan kabul etmeyin.” tavsiyesinde bulundu.
İşte Sema Maraşlı’nın ”Diyanet! Hocalarına Sahip Çık” başlığıyla yayımlanan yazısı:
Son birkaç yıldan beri imamlara, din adamlarına karşı saldırılar arttı. Bizim ülkemizde zaten yıllardır filmlerde dizilerde imamlar hep kötü, ahlaksız gösterilmiştir. Halk da bunu gülerek izlemiş hiç de itiraz etmemiştir.
Diyanetinde bu konuda bir itirazı, bir karşı çıkışı, ciddi bir adımı olduğunu görmedik. Recep, Şaban, Ramazan gibi mübarek ayların isimleri hep aptal sersem tiplere verilmiş yine Diyanetin bir itirazın ı duymadık. Dini aşağılamaya çalışanlara karşı ne Diyanet itiraz etmiş ne de devlet bir yaptırım uygulamış.
Geçen aylarda gösterime giren “Vallahi Hortladı” filminde eski Türk filmlerin kızlara gazoz içirip tecavüz eden kötü karakteri Nuri Alço bu filmde “gazozcu imamı” canlandırıyor. Tabii ki filmi izlemedim fakat internetten fragmanlarına baktım da bir hoca ancak bu kadar çirkin canlandırılabilir, korkunç bir karakter görünüyor. Ve gazozcu hocanın fragmanlarda azgında iğrenç bir cinsel gönderme cümlesi var. Diyanetten bu iğrenç karakter için bir tepki duyduk mu? Hayır.
Halkta bir tepki var mı? Hayır. Diyanetten emekli hocaların pek çok derneği var, onlardan bir tepki geldi mi? Duymadık öyle bir şey. Demek ki sadece meslekten emekli olmamışlar.
İlahiyatçılardan bir tepki var mı? Hayır.
Yakında televizyonda da yayınlanır bu iğrenç imam karakteri olan film ona da bakıp güleriz!
Şimdi de bir yurt dışı bir film şirketinden Nuri Alço’ ya Hz. Mevlana’yı canlandırma teklifi gelmiş kabul etmeyi düşünüyormuş. Yabancılar baktılar bizim devletimiz de halkımızda manevi değerlere saygısızlığı zerre önemsemiyor, dinine din adamına sahip çıkmıyor, bari biz de Mevlana’yı gözden düşürelim dediler herhalde.
Zira Batı’da Mevlana hazretlerinin Mesnevi’sini okuyup İslam dinini seçen çok kişi var. Onu da yapsalar sesimizi çıkarmayız. Bütün bunların hesabını nasıl veririz onu bilmiyorum. Sadece yaptıklarımızdan değil, yapmadıklarımızdan da hesaba çekileceğiz.
Sinema sektöründeki din adamlarına yapılan iğrençlikler yeterli bulunmamış olmalı ki son birkaç yıldan beri de imamlara tuzak kuruluyor.
Yaz geldi ve okulların tatil olması ile birlikte camilerde ve Kur’an kurslarında yaz kursları başladı. Diyanet İşleri Başkanlığı yaz kursları düzenliyor fakat bu problemlerin çok olduğu bir eğitim modeli.
Yaz kurslarına sadece çocuklarının Kur’an-ı Kerim öğrenmesini ve dini bilgi almasını isteyen aileler göndermiyor, çocukların evde zapt edemeyen başımdan gitsin, komşunun çocukları gidiyor diye de gönderen aileler de çok.
Camilerin çoğunda sınıf ortamı yok, kursa katılan çocukların not kaygısı yok, devam kaygısı yok. Disiplinsiz bir ortamda anasının avutamadığı çocuklara, hocalar dadılık yapmak zorunda bırakılıyor, ek ders ücreti karşılığında.
İşin eğitim yönünden ziyade hocalarla ilgili yönüne değinmek istiyorum. Son bir kaç yıldan beri yaz kurslarında kaç tane imam iftiralar sebebi ile en az on beş yıl cinsel istismar iftirasından ceza aldı.
O kadar saçma sebepten on beş yirmi yıl ceza alan imamlar var ki inanılır gibi değil. İnsan inanmakta zorlanıyor fakat durum iyi değil. Taciz yok, tecavüz yok, verilmiş bir zarar yok, deliller hocaların masumiyetinden yana fakat hocalar en ağır cezaları alıyor ve tecavüzcülerle aynı koğuşta kalıyorlar. Bu hocaların yaşadığı üzüntüler, ailelerinin dışarıda yaşadığı üzüntüler sıkıntılar pek kimsenin umurunda değil.
Delil belge olmadan böyle ağır cezalar insana verilebilir mi? Bizim ülkede verilir.
6284 var. Kadının sözü esastır, delil belge aranmaz. Böyle bir adalet olabilir mi? Böyle bir adaletin olduğu ülkede huzur olur mu? Olmaz elbette başımaza taş yağmadığına şükretmemiz lazım. Yüzbinlerce insan mağdur oldu bu kanundan. Mazlumun bedduası ahı herkesi yakar.
İnşallah yeni hükümet adalet esası üzerine kurulur ve 6284 ü kaldırırlar.
Tamam kanunlar adaletli değil fakat Diyanet’in hocalarına sahip çıkması gerekir. Hoca suçluysa elbette sahip çıkılmasın cezasını çeksin fakat hocanın suçlu olmadığı çok açık olduğu halde, masum olduğu belli olduğu halde, başta kendi kurumu yüz çeviriyor.
Oysa masum olma ihtimalinden dolayı Diyanetin davaları takip etmesi lazım. Çünkü bu kursları Diyanet açıyor ve hocaları çocukları okutmaya zorunlu tutuyor. Eğer bu kurslarla ilgili problem çıkıyorsa en baştan Diyanetin bu problemleri çözmeye yönelik çalışmalar yapması gerekli.
Müslümanları yıllarca terörist göstermeye çalıştılar şimdi de cinsel istismarcı göstermeye çalışıyorlar. Yok mu içlerinde elbette üç beş sapık hoca çıkabilir, onlar cezalarını çeksinler fakat bunlar üzerinden hocaları yerin dibine batırmaya çalışmak ancak din düşmanlarının oyunu olabilir.
Pek çok Avrupa ülkesinde öğretmen ve din adamları ile ilgili gerçek haberleri bile yayınlamak yasak. Halkın güven duygusu sarsılmasın diye bizde gerçek olmayanlar bile varmış gibi gösteriliyor.
İftira mağdurlarının ailelerinden bana ulaşanlar var. Onların yaşadıklarını da yayınlayacağım inşallah.
İmam camide elini kız öğrencinin omzuna koydu diye kamera kayıtlarında da görülüyor başka bir şey yok onbeş yıl veriliyor. Ya da hiçbir şey yapmadığı halde sadece öğrencinin şikayeti ile ceza alıyor. Durumun vehametini siz anlayın artık.
Hocaların suçsuz olduğu açıkça belli olduğu halde Diyanet hocalarına sahip çıkmıyor. Hem hocaları kız öğrenci okutmaya mecbur tutuyorsun hem de iftiraya karşı yardım etmiyorsun.
Devletten yardım zaten yok. İstismar davalarına Aile Bakanlığı “biz mağdurun yanındayız” diye suçlu mu suçsuz mu diye bakmadan avukat gönderip en ağır cezaları almalarını sağlanıyor.
İmamlarla ilgili davaların çoğunu CHP kadın kolları takip ediyor, şikayetçi aileleri yönlendiriyorlar, pedegogları kendiler tahsis ediyor, hakimlerin üstünde ağır ceza vermeleri için baskı oluşturuyorlar. CHP liler bu dönemde de imam avına devam edecek mi bakalım. Gerçi benim CHP lilerin yaptığı değil Diyanetin yapmadığı zoruma gidiyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı!
Suçu açıkca ispatlanmamış hocalarına sahip çık, arkalarında dur. Onlar bir rahip olsalardı kilise çoktan arkalarında olurdu. Suçları imam olmak mı?
Son yıllar hükümete yıpratmak için ortaya atılan cinsel istismar haberleri yüzünden halk paranoyak oldu. Bu durumda bu yıl hocalar daha çok iftira altında kalabilirler. Bunun için tedbir olarak zaten en doğrusu da bu olur, kız öğrencileri kadın hocalar, erkek örgencileri erkek hocalar okutsun. Yeterli hoca olmayan yerde de kurs açmayın. İnsanın haysiyeti, hocaların şerefi, hayatı bu kadar ucuz olmamalı.
İmamların hocaların eksikleri kusurları olabilir. Aldıkları eğitimden başlayarak bunlar konuşulabilir. Fakat cinsel istismar iftirası çok ağır bir şey. Hem hoca için hem ailesi hem toplum için.
Hocalar dinin temsilcisi ve belli ki onlar üzerinden bir karalama kampanyası yapılmaya çalışılıyor. Ak Parti hükümeti İmam-Hatip okulları açıyor. CHP bu okulların açılmasına engel olamıyor fakat cinsel istismardan hapse giren imam sayısı arttığında kaç kişi çocuğunu imam-hatibe göndermek isteyecek. Kaç genç hoca olmak isteyecek bu yapılanları görünce.
İmamlar toplumda imam olduklarını söylemeye utanıp korkacaklar. Gidişat bunu gösteriyor. Dolaylı yoldan CHP İmam-Hatipleri kapatmış olacak.
Belki bir süre sonra insanlar camiye gitmek istemeyecekler ya bu imam da sapıksa diye. İmam-Hatipleri, ilahiyatları kapatmanın en kestirme yolu. Hatta camileri kapatmanın. Bir süre sonra giden yok diye camilere de kilit vururuz artık.
Bizim siyasetçilerimizin ve idarecilerimizin en büyük eksiği algı yönetimi ve manipülasyon konusunda cahil olmaları ve çabuk tuzağa düşmeleri. Bu konuda siyasetçiler ders almalı ve uyanık olmalı.
Cinsel istismardan cezaevinde olanların çoğu ya 18 yaş altı genç evlilikten ya da iftiradan yatıyor. Ve bunların içerde olma sebepleri din düşmanlarının algı operasyonları.
Af konuşulurken cinsel istismar dışında deniliyor. Genç evlilikten ve iftiradan yatanlara yazık değil mi? Zaten hiç içerde olmamaları lazım.
Cinsel istismar iftiraları zaten fazlasıyla mağduriyetlere sebep oluyor. Son yıllarda özellikle din adamlarının seçilmiş olması ayrıca üzerinde durulması gereken bir konu.
İmamlara ve erkek hocalara da birkaç tavsiyem var.
Kız öğrencileri okutmayı kabul etmeyin ve Diyanet e dilekçe verin.
Öğrenci ne kadar sevimli olursa olsun saçını falan asla okşamayın, mümkün olduğu kadar yanınıza yaklaştırmayın. Üzgünüm ama böyle. 4-6 yaş çocukları da var yaz okullarında. Orada ailelerin şikayeti bile yeter siz en iyisi okutmayı baştan kabul etmeyin.
Dini sevmek öğreteni sevmekle başlar, hocayı sevmekle başlar biliyorum. Fakat durum böyle.
Diyanet İşleri Başkanlığı da hocalarına sahip çıksın. Yoksa bu işin ucu yakında kendilerini de yakar.
Yeni Akit