Nurdanhaber – Haber Merkezi
وعنها وعن عائشة رضي اللَّه عنها قالت أَنَّ قريشاً أَهَمَّهُم شَأْنُ المرأةِ المَخزُومِية التي سَرقَت فقالوا : من يُكلِّمُ فيها رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ؟ فقالوا : مَن يجتَرِيءُ عليهِ إلا أُسامةُ بنُ زيدٍ حِبُّ رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ؟ فَكَلًَّمهُ أُسامةُ ، فقالِ رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « أَتَشفعُ في حدٍّ مِن حُدُودِ اللَّهِ تعالى ؟ ، » ثم قامَ فَاخْتَطَبَ ثم قال : « إنما أهْلَكَ من قبلكُم أنَّهُم كانُوا إذَا سرقَ فِيهِم الشَّريفُ تَركُوهُ ، وإذا سرق فِيهمِ الضَّعِيفُ أَقامُوا عليهِ الحدَّ، وايْمُ اللَّه ، لو أنَّ فاطمَة بنت محمدٍ سرقَتْ لقَطَعْتُ يَدهَا » متفقٌ عليه
651-266 Yine Aişe (r.anha)’dan rivâyet edildiğine göre Mahzum kabilesinden hırsızlık yapan bir kadının durumu Kureyşlileri pek üzmüştü. Bunun üzerine, bu konuyu Rasûlüllah (s.a.v.)’le kim görüşebilir? Diye kendi aralarında konuştular. Buna ancak peygamberin sevgili dostu Üsame’den başka kimse cesaret edemez dediler. Üsame durum hakkında Rasûlüllah (s.a.v.) ile konuştu. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) Üsame’ye:
“Allah’ın koyduğu cezalardan birinin uygulanmaması için aracılık mı yapıyorsun? Diye bir konuşma yaptı ve şunları söyledi:
“Sizden önce toplulukların helak olmalarının başlıca sebebi, içlerinden soylu biri hırsızlık yapınca ona dokunmayıp, zayıf ve kimsesiz biri hırsızlık yapınca ona ceza vermeleriydi. Allah’a yemin ederim ki; Fatıma hırsızlık etseydi onun da elini keserdim.”
(Buhari enbiya 54, Müslim Hudud 8)