Nurdanhaber – Prof. Dr. Fatih SATIL
Yaz Tatili İçin Bir Öneri: YEŞİL TERAPİ ve TEFEKKÜR
Yaşam şartlarının giderek ağırlaşması, geçim derdi ve trafik karmaşası gibi sorunlar insanları ciddi streslere sokuyor. Bu nedenle, ruh ve sinir hastalıkları, psikolojik çöküntü ve depresyonlar çağın hastalığı halini almış durumda. Uzmanlar insanları bunalımdan çıkaracak birçok yöntem öneriyor. Bunlardan biri de toprağı işleyerek insanın doğayla iç içe olmasını sağlayan ‘Yeşil Terapi’ dir. Bu terapi, psikolojide gündelik hayatın karmaşasından yorulan ruhların doğayla baş başa kalarak dinginleşmesi olarak tanımlanıyor.
Toprakta herhangi bir bitki yetiştiren insan, üstündeki tüm elektriği doğaya bırakıyor. Bir nehrin kendine özgü sesiyle ruh adeta besleniyor. Rengârenk çiçeklerle bezeli yeşil bir ağaç kalbe inşirah veriyor. Denizin mavisi, ağaçların yeşili, batan güneşin kızıllığı insan ruhuna bir dinginlik veriyor. Bu sebeple, ne zaman yorulsak gözlerimizi kapatıp yemyeşil alanların hayalini kurmaz mıyız?
Doğanın İnsan Üzerindeki Tedavi Edici Özelliğine Dair Bilimsel Araştırmalar Var
Science dergisinde 1984 yılında yayımlanan bir araştırmaya göre, bahçede ve doğada zaman geçirmek çoğu zaman ameliyatların, enfeksiyonların ve diğer bazı rahatsızlıkların iyileşme sürecini hızlandırıyor. Yataklarından ağaçlık bir manzara seyredebilen hastaların, yatakları duvara bakan hastalara oranla ortalama bir gün daha erken ayağa kalktığı, çok daha az ağrı kesici kullandığı ve ameliyat sonrası komplikasyonlara daha seyrek maruz kaldığı görülüyor.
Bazı ülkelerde cezaevlerinde dahi uyuşturucu bağımlıları ya da ağır psikolojik rahatsızlıkları olan suçlulara, bitki ekmelerini sağlayan programlar hazırlanmaktadır. Bu etkinlikler vesilesiyle hükümlü şahıs, farkına varmadan terapi görüyor. Hem de cezası süresince bir işle meşgul oluyor.
Yeşil Rengin Huzur Verici Özelliği Nerden Kaynaklanıyor?
Bazı uzmanlara, doğanın bu tedavi edici yönünü yeşil rengine bağlıyor. Zira renklerin insan psikolojisinde farklı etki oluşturduğu biliniyor. Hatta yeşilin insanda güven ve rahatlama duygusu verdiği düşünülüyor. Olayın bir de tasavvufi yönüne bakacak olursak. Tabiat, Allah’ın isim ve sıfatlarının tecelli ettiği, insan fıtratına uygun yaratılmış bir kitap niteliğinde. İnsan tabiata baktıkça Rabbinin isimlerinin tecellilerini görüyor. Bu yüzden doğayla baş başa kalan insan huzur buluyor.
Tatil Alanları İnsana Huzur Vermeli
İnsanlar yılın yorgunluğunu atmak için her fırsatta tatile yöneliyor. Ancak bunun için daha çok kum-güneş-sahil üçlemesi tercih ediliyor. Ancak bu tür tatil şekli yorgun zihinleri yeteri kadar dinlendiremiyor. Bilindiği gibi, karışık olan ses ve görüntüler insan zihnini yorarken sade görüntü ve seslerse dinlendiriyor. Bunun için stresli insanlara, doğayla iç içe olması ve sakin müzikli ortamları tercih etmesi tavsiye ediliyor.
Dinlenmek için yola çıkan insanların, tatil köyleri gibi kalabalık ortamlarda bekledikleri dinginliği yakalayamayacağını düşünen psikiyatr Özlem Mestcioğlu Gökmoğol, tatil için sessiz yerlerin tercih edilmesini daha uygun olduğunu söylüyor. Çocukların, derelerin aktığı, içinde yeşilin her türlü rengini barındıran, çeşit çeşit çiçeklerin olduğu ‘Terapi Bahçeleri’ olarak adlandırılan yerlere götürülmesini öğütlüyor. Yetişkinlerin ise, daha çok su sesinin olduğu ve bitki örtüsünün yoğun olduğu yerleri tercih etmesini tavsiye ediyor. Ülkemiz bu açıdan oldukça zengin doğal alanlara sahip, özellikle Karadeniz Yeşil Terapi için bir cennet.
Dinimiz de Tabiatı Tefekkürü Tavsiye Ediyor
Kur’an’da biz insanlar için doğada Allâh’ın birliğini ve azametini gösteren delillerin olduğu bildirilmektedir: “Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar sağlayacak şeylerle denizde seyreden gemilerde, Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve gökle yer arasındaki emre amade bulutları evirip çevirmesinde elbette düşünen bir topluluk için deliller vardır” (Bakara 164).
Yine bir başka ayette tefekkürün yapılış şekli ile ilgili şöyle denilmektedir: “Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her an) Allâh’ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin tefekkür ederler ve şöyle derler: Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Sen’i tesbîh ederiz; bizi cehennem azâbından koru! (Âl-i İmrân, 191)”.
Peygamber efendimiz (SAV) Hadîs-i şerîflerinde de tefekkür ile ilgili şöyle buyurmuşlardır: “Allâh’ın yarattıkları üzerinde tefekkür edin…” (Deylemî, II, 56; Heysemî, I, 81).
Yüzyılımızın İslam âlimlerinden Bediüzzaman hazretleri de tefekkür için kırlara çıktığı zaman gittiği muhitin en yüksek yerine çıkarmış, bazen asırlık ağaçlardan birinin başına çıkar, dalların üzerine oturur ve etrafını temaşa eder “Maşaallah, bârekallah ne güzel yapılmış” diyerek tefekkür dermiş.
Bol yeşillikli, tefekkürlü ve stresiz bir tatil dileklerimle…