Başbakan Yıldırım, imar barışı ile ilgili başvuruların 8 Haziran’da başlayacağını belirterek, “13 milyona yakın hanenin, iş yeri konut gibi büyük bir kitleyi ilgilendiren imarla ilgili bu sorun son yaptığımız düzenleme ile tamamen ortadan kalkmış olacak. Bu bir milat olacak. Bundan sonra da bu gibi teşebbüslere izin verilmeyecek” dedi.
”Çevre yönetimi konusunda yasal düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Bir çok alanda ülkemizin gelecek hedeflerine uyumlu çalışmaları yapıyoruz. Yatırımları teşvik eden, istihdamı artıran, kayıt dışılığı azaltan bir vizyonla hareket ediyoruz. Enerji verimliliğini yaygınlaştırmak, yenilenebilir enerji kullanmayı artırmak ana hedeflerimizden bir tanesi. Bugün yenilenebilir enerji kaynakları bakımından yaptığımız yatırımlarla yüzde 34 seviyelerine ulaşmış bulunuyoruz.
Artık Türkiye eski Türkiye değil. Türkiye artık günlük plan yapmıyor. 20 yıl sonrası için planlamalarını şimdiden yapan bir ülke haline geldi. Bütün kurum ve kuruluşlarıyla birlikte ortak vizyon belirleyebilen bir ülke haline geldi. Çevre, bütün insanlığın ortak yaşam alanıdır. Çevreye yaptığınız her yatırım aslında insana ve geleceğimize yapılan yatırım anlamına da geliyor. Daha temiz, daha sağlıklı bir çevrede yaşamak bütün vatandaşlarımızın hakkı. İşte bu tiyatro gösteriminde de şahit olduk. Büyüklerin neler yaptığını, çocuklara nasıl bir miras bıraktığını ve onları nasıl büyük bir tehdidin beklediğini çok güzel şekilde anlattılar.
SON BAŞBAKAN OLARAK SIFIR ATIKLA EMANETİ TESLİM ETMEK İÇİN UĞRAŞIYORUZ
Bu yüzden bize düşen bütün atıkları kontrol altına almak. Onları geri dönüşümle tekrar kazandırmak, kazanmak. İsraf inancımız haramdır. Türkiye olarak bu konuda artık daha bilinçli adımlar atıyoruz. Bu amaca yönelik, sıfır atık projesinden de bahsetti sayın bakanımız. Biz de başbakanlık olarak bu projeye destek veriyoruz. Başbakanlıkta da bununla ilgili çalışmaları başlatmış durumdayız. Son Başbakan olarak sıfır atıkla emaneti teslim etmek için canla başla çalışıyoruz.
BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDER DİYEMEYİZ
Esasında bu atıklar sadece geri dönüşüm olmuyor, istihdama destek oluyor, katma değer oluşturuyor. Hoyratça kaynaklarımızı yok etme hakkına sahip değiliz. Nüfusun arttığı, insanların şehirlerde toplandığı ve ilk defa ortaya çıkan bir çok sorunun yaşandığı çağdayız. Uzun yıllar, yanlış planlama sonucu, ihmal sonucu bilgisizlik sonucu, ekolojik dengesini yitirmiş şehirlerimizi tekrar yaşanabilir hale döndürmek için keskin kararlar almak mecburiyetindeyiz. Böyle gelmiş böyle gider diyemeyiz. Şehirlerimizi estetik makyajlarla sürdürülebilir çevre dostu yaşam yerlerine dönüştürmemiz mümkün değildir. 7’den 70’e milletçe bir zihinsel dönüşüme ihtiyacı var.
GÜÇLÜ MECLİS GÜÇLÜ LİDERLİĞE ÖNCESİNDEN DAHA FAZLA İHTİYAÇ VAR
Ülke olarak çok önemli bir seçime gidiyoruz. Hem Meclis yenilenecek, hem yasama yenilenecek, hem de 16 Nisan referandumu anayasa değişikliği gereği yönetim sistemi değişikliğine gideceğiz. Cumhurbaşkanı seçeceğiz. Türkiye’nin içinde bulunduğu, bölgenin geleceği açısından bu seçimlerin önemi daha da artmıştır. Bölgemizde ortaya konulmaya çalışılan bir takım şer planları bozmak için güçlü Meclis, güçlü liderliğe bugün öncesinden daha fazla ihtiyaç var. İnşallah bu seçimde milletimizin desteğiyle tekrar güçlü liderlikle, seçimimizi gerçekleştireceğiz. Yeni sistemin ilk cumhurbaşkanı olarak, cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı tekrar seçeceğiz. İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün hedefimiz doğrultusunda, güçlü meclis ile yolumuza devam edeceğiz.
24 HAZİRAN‘DAN SONRA MECLİS’İN ROLÜ DAHA DA ARTIYOR
24 Haziran’dan sonra Meclis’in rolü daha da artıyor. Çünkü artık yasaları Meclis yapacak. İcra cumhurbaşkanlığı bütçe dışında kanun teklifi dahi veremeyecek. O yüzden Meclis’in güçlü olması, icranın daha etkin çalışmasına da katkı sağlamış olacak. Yürütme daha demokratik bir siyasetle Türkiye’nin gelecek hedeflerini daha kolay sağlamış olacak. Yeni dönemde çevre sorunlarına ve iklim değişikliğine karşı tedbirleri sürdürmeyi gelecek kuşaklara bir sorumluluk olduğunu biliyoruz.
İSTANBUL’UN 50 YILLIK İLAVE SU İHTİYACINI KARŞILAMIŞ OLACAĞIZ
Seçim beyannamemize göz atılırsa, çevre, şehircilik ve yerel yönetimler bahsinde özel bir bölüm ayırdık. Çevre hassasiyetinin kalkınma planlarıyla ülkemizin her bölgesini kuşatacak bir çalışmayı hayata geçireceğiz. Atık su arıtma ve entegre katı atık yönetim hizmetlerinin yeni dönemde şehirlerde yaşayan tüm vatandaşlarımız öncelikli olmak üzere, 81 milyon nüfusun yaşadığı bütün yerlere yaygınlaştıracağız. Su havzalarının tamamı koruma altına alınacak, üçüncül bir yönetim modeline geçilecek. Taşkın koruma tesislerinin sayısı iki kattan daha fazla artırılacak, toplam sayı 10 bine ulaşmış olacak. Melen ve Yeşilçay projeleriyle İstanbul, Gerede projesiyle Ankara’nın, Düzbağ projesiyle Gaziantep’in 50 yıllık ilave su ihtiyacını karşılamış olacağız. Ergene havzası eylem planında kararlılıkla çalışmalarımız devam edecek. Yeni dönemde orman alanlarımızın büyüklüğünü artırmaya devam edeceğiz. Ve toplam orman varlığımızı 233 milyon dekara çıkaracağız.
Şehircilik konusunda geçtiğimiz dönemde bir çok atılımı gerçekleştirdik. Tarihimizden aldığımız ilhamla şehirlerimizi daima insanın aynası olarak gördük. Şehir ve şehir yönetimini birbirinin tamamlayıcı unsurları olarak görüyoruz. Bunun için insanı merkeze alan, kültürün sanatın yeşillik vazgeçilmez parçaları olduğu şehirler, vizyonumuzda yeni dönemde önceliğimizi artıracağız.
Bir çok ilde yeni stadyumlar yaptık. Mevcut stadyumları da aldığımız bir kararla millet bahçesine dönüştürüyoruz. Adeta şehirlerin akciğeri haline getiriyoruz. İstanbul başta olmak üzere marka değeri yüksek şehirlerimizi küresel düzeyde cazibe merkezi haline dönüştüreceğiz.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini, tamamlayıcı bir yönetim reformuyla taçlandırmış olacağız. Belediye Meclislerinin denetim yetkisini artırıp, katılımcılığı ve hesap verilebilirliği daha da güçlendireceğiz. Büyükşehir belediyelerin akıllı kent, akıllı trafik uygulamalarını daha da yaygınlaştıracağız. Yerel yönetimlerin alt yapı projelerine daha fazla kaynak aktaracağız.
İMAR BARIŞI: VATANDAŞLARIMDAN TALEBİM BİR AN ÖNCE MÜRACAATI YAPMALARI
İmar yasasıyla beraber vatandaşlarımızın yıllardan beri devam eden, kangren haline gelmiş bir sorununu da inşallah gündemden çıkarıyoruz. 13 milyona yakın hanenin, büyük bir kitleyi ilgilendiren imarla ilgili bu sorun son yaptığımız düzenlemeyle inşallah tamamen ortadan kalkmış olacak. Bu bir milat olacak, bir çizgi çekilecek. Ondan sonra da bu tür teşebbüslere izin verilmeyecek. Görevini layıkıyla yapmayan olursa bunlar da çok ağır bedeller ödeyecek. Yasada buna da imkan veren düzenlemeler yaptık. Az önce bakanımızla konuştum, 8 Haziran itibariyle imar barışıyla ilgili müracaatlar resmen başlıyor. Yönetmelik düzenlemesi de hazırlandı, bugün yarın yayınlanmış olur. Ve Cuma gününden itibaren bismillah deyip, vatandaşlarımız gerek e-devlet kapısından müracaatlarını yapabilecekler. Öyle tercih etmeyenler varsa onlar da bulundukları şehrin, ilçenin, çevre şehircilik müdürlüklerine müracaat etmek suretiyle bu işlemi yaptırabilecekler.
Ne zamana kadar devam edecek? 31 ekim 2018’e kadar devam etmiş olacak. Ama benim vatandaşlarımdan özellikle talebim, bir an önce müracaatı yapmaları. Çünkü müracaat geciktiği zaman değerlendirme de geç olacak, sorun var olmaya devam edecek. Mümkün olan en kısa zamanda müracaatlar yapılırsa bu şekilde hemen bakanlık çalışmaları devam edecek, yapı kayıt belgesini verecek ve ondan sonra var olan mahrumiyetle ortadan kalkacak.
BAZI İSTİSNALAR VAR
Bunda bir tek şu yok… Bir vatandaşın arazisine gidip haksız bir şekilde bir bina yapmışsanız ona çare yok. Onun sahibi rıza göstermedikten sonra bizim devlet olarak yapacak bir şeyimiz yok. Bir de bir iki istisna var, tarihi yarımada, Çanakkale Şehitliği’nin korunması gibi… Bu alanların dışında bütün bu imar aykırılıkları, sorunlar inşallah bu yasa ile halledilmiş olacak. Vatandaşla el sıkışılarak kardeşçe yolumuza devam edeceğiz.
Bu yasanın biraz kentsel dönüşümle de ilgisi var. Kentsel dönüşümün önünü açıyor. Bu yapı kayıt belgelerinde de öncelik sağlıyor. Dolayısıyla bütün bu zorlukları sadece ve sadece milletimize güvenerek milletimizden aldığımız güçle aşıyoruz, aşacağız. Yeni sistem demokrasimizi daha da güçlendirecek. 16 yıllık kazanımımızı kalıcı hale getirecek.
İSTANBUL – HALKALI- KAPIKULE HIZLI TREN YAPIMINI AB İLE MÜŞTEREK YAPMAYA KARAR VERDİK
Ayrıca bu projelerin bazılarında, Avrupa Birliği destekleri var. Dolayısıyla değerli dostumuza, AB’de Altyapıdan Sorumlu Komisere katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Az önce bana bir müjde vardı, İstanbul – Halkalı – Kapıkule hızlı treni yapımını biz AB ile müşterek yapmaya karar verdik. Yüzde 25’i biz karşılayacağız, yüzde 75’i AB fonlarından karşılanacaktı. Uzun süre görüşmeler devam etti. İki hafta içinde ilana çıkıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun. İstanbul – Edirne hızlı trende de kazmayı bir iki ay içerisinde vurmuş olacağız. Böylece Avrupa ile hızlı tren ağlarımızı hem Anadolu’da hem de Balkanlarda devam ettirmiş olacağız.”