Dinimiz tuvalette oturma şeklinden, nasıl taharet alınacağına kadar her şeyi öğrettiği halde, cep telefonu ile ilgili bir kural koymamış olabilir mi? Cep telefonu yeni çıkmış olabilir ancak telefonu kullanan el, ona bakan göz, onu işiten kulak yeni değil, ilk insandan beri var…
1. Telefonumuz Müslüman Olmalı
Mü’min kullandığı telefonda dahi farkını belli eden insandır. Biri onu aradığında telefonu, “Alo” diye açmaz; “Selamünaleyküm!” der. “Bye bye” diye sonlandırmaz telefonunu; “Allah’a emanet ol kardeşim!” der. Saatleri altından daha değerlidir Mü’minin. Saatlerce telefonda vakit geçirmez. Derdini anlatır ve havadan sudan meselelere girmeden vaktini güzel değerlendirir. Nasıl biz iman ettiysek telefonlarımız da “iman etmelidir.” Nedir peki telefonun iman etmesi? Namaz vakti geldiğinde kendiliğinden kilitleniyorsa telefonumuz, iman etmiş bir telefondur o! Telefonlarımızın Müslüman olması, iman etmesi, ekranına “Kabe Fotoğrafı” koyarak olmaz. Bu sadece bir gösteriştir. Onu nasıl kullandığımız, işlevli hale nasıl getirdiğimizdir önemli olan. Örneğin, annemizi babamızı gün içerisinde arayıp onların halini hatrını sorarak, hayır dualarını alırsak pek mübarek bir iş yapmış oluruz. Aynı şekilde İslâm’a mesafeli bir arkadaşımızı arayarak ona birkaç güzel nasihatte bulunarak da telefonumuzu Müslümanca kullanmış oluruz.
2. Telefonumuz Münafık Olmamalı
Telefonumuz nasıl münafık olur: kandilde mesaj verir, maç skoru gelince maç skoru verir, faizler artınca faiz bilgisi verir sana! Para bulur, harama iletir ancak ezan da okur! Münafık telefon mü’mini kıbleye döndürmez ancak kıbleyi göstermeyi de ihmal etmez. Mü’min, telefonuna iman etmemelidir! Telefon mü’mine iman etmelidir. Onun çizgisinde olmalıdır. Mü’minin telefonu bile kendi karakterini, davranışlarını yansıtmalıdır. Bir yandan iddia sonucu geliyor, diğer yandan namaza 10 dakika kaldı diyorsa, bu durum, kullandığımız telefonumuzda dahi bir münafıklık olduğunu gösterir!
3. Telefonumuz Harama Sebebiyet Vermemeli
İslâm, “sokaktaki kadına bakabilirsin, internetteki kadına bakamazsın” diye bir ayrıntıya girmemiştir. Mü’minler gözlerine dikkat etmelidir. İster pazarda, ister bir gazete kupüründe, ister de telefonlarımızda; hiç fark etmez. Allah katında bunlar arasında helallik haramlık açısından herhangi bir fark yoktur. Kıyamet günü amel defterimiz önümüze koyulduğunda bakılacak şey helal ve haramlardır.
Unutulmamalıdır ki: Seyrettikten sonra hafızasından sildiğimiz şeyleri meleklerin hafızasından silemeyiz! Milyarlarca insanın önünde internet dosyamız açılacaktır! Mü’min girip çıktığı sitelere dikkat etmelidir.
4. Telefonumuz Ömrümüzden Çalmamalı
Telefon, ömrümüzü tüketiyor. Tükenen kontörler değildir, ömrümüzdür. Kontörün yenisi vardır ancak ömrün yenisi yoktur. Mü’min ömrüne dikkat etmelidir. Allah celle celaluhu bizlere verdiği ömrün hesabını dakika dakika soracaktır.
“Kıyamet gününde, bir kul şu dört şeyden sorguya çekilmeden bir tarafa adım atamaz: Ömrünü nerede tükettiğini, gençliğini nerede eskittiğini, malını nereden kazanıp nerede harcadığını ve öğrendiği ilmiyle neler yaptığını…” (Tirmizi, Kıyamet, 1, IV, 612; Mecmau’z-zevaid, 10/346)
Burada genel itibariyle telefon kullanımımızda dikkat etmemiz gereken bazı noktalara değinmemiz gerekiyor:
1. Telefonlarımızı iletişim için kullanmalıyız, muhabbet için değil.
2. Mü’min, nefesinin kontörlerinden değerli olduğunun bilincine varmalı.
3. Özel durumlar dışında gece yarısı bir Mü’min aranmaz, aranmamalı.
4. Mü’min telefonunu camide kullanmamalıdır.