Her Müslüman milletin bir mevlütü vardır. Bugün birçok İslâm ülkesinde Peygamberimizin doğumunu yâd etmek, ona salât ve selâm getirmek maksadıyla çeşitli dillerde okunan mevlidler vardır. Mevlüt, aşağı yukarı 1000 seneye yakın geçmişi olan bir hatıradır. Yapılan bir etkinlikte veya merasimde Toplum olarak ilk aklımıza mevlit okumanın sevabını ve faziletini her zaman dile getiririz. İster camide olsun ister evde olsun bazen bir çoğumuz sevabını umarak Mevlüt okutmak isteriz.
Peki Dinimizde mevlidin yeri nedir? Farz mı, sünnet mi? Açıklar mısınız? Ayrıca Mevlidi Şerif Kuranı Kerimde geçer mi?
Öncelikle şunu bir kere bilmeliyiz mevlit ne için yazıldı ne için kullanılıyor, nerede kullanılıyor? Mevlid okumanın/okutmanın asıl amacı, Efendimiz’in dünyayı şereflendirmesinden ötürü duyulan sevinci ortaya koymaktır. Ölüleri hayırla anmak ve onlara dua etmek sünnette vardır. Fakat ölüler için mevlid okutup, yedinci , kırkıncı, elli ikinci geceleri tertip etmek İslâm’ın hangi hükmüne dayanır.
Genellikle olarak Resûlullah`ın doğum günü yıldönümlerinde belli makam ve tegannilerle okunan övgü, gazel ve kasîdelerdir. Mevlid ne farz, ne vacip ne de sünnettir. Mevlid ise, Peygamberimizden (a.s.m.) üç dört asır sonra icad edilen İslâmî bir âdet olmakla birlikte, bid’atın hasene (güzel) olan kısmına girmektedir. Peygamber (sav) in vefatından sonra ihdas edilmiştir. Ancak hangi tarihte ihdas edildiğine dair kesin bir vesikaya rastlanmamıştır. Sehâvî’ye göre Peygamber (sav)’in irtihalinden üç asır sonra, İbn ül-Cevzîye göre de yedinci asırda Erbil Meliki al-Muzaffer Abû Sa’îd tarafından ihdas edilmiştir (175).
Mevlid okutup, merâsim yapmanın iyi olup olmadığı hakkında ihtilâf vardır.
Mâliki ulemâsından Şeyh Tâc ud-Dîn Ömer bin Ali al-Lahmî; mevlid okutmanın caiz olmadığını ve bid’at-ı seyyi’e olduğunu kaydediyor (176). İbn Hacer al-Askalânî de, mevlid hakkında şöyle diyor: “Asr-ı Saâdette ve selef-i sâlihîn zamanında hiç kimse mevlid merasimi tertip etmemiştir.
Hicretten üç asır sonra ihdâs edilmiştir. Mevlid’in iyi tarafları vardır. İyi tarafları yapılırsa bid’at-ı hasenedir. Toksa bid’at-ı seyyi’edir. Mevlid’in meşru’iyetine dair güçlü bir vesika buldum: Buhârî ile Müslim’de sabit olmuştur ki, Peyamber (sav), Medine’ye geldiğinde Yahûdilerin âşûre günü oruç tuttuklarını gördü, onlara oruç tutmalarının sebebini sorunca şöyle dediler: Bugün Allah’ın Fir’avni denizde boğduğu ve Musâ’yı kurtardığı bir gündür. Bunun için Allah’a şükür eder ve oruç tutarız. Bunun üzerine Peygamber (sav) buyurdu ki: “Biz Musa’ya daha yakınız.” Bundan anlaşılıyor ki böyle bir günde Allah’a şükür etmek tam yerindedir. Mevlid merasiminin de Peygamber (sav)’in doğum günü olan Rebi’ul-Evvel’in onikinci gecesinde olması için dikkat etmek lâzımdır. Başka zamanlarda mevlid okutup merasim tertip etmek ma’nasızdır” (177).
Sonuç: Peygamberin doğduğu günde müslümanların bir araya gelip Peygamberin hayat ve ahlâkını anlatan bir eseri dinlemeleri, ona salâvat-ı şerife getirmeleri iyi bir bid’attır.
Buna göre mevlid, sorunuzda da değinildiği gibi güzel ve sevap bir uygulama da olabilir, bir bid`at ve günah olarak da icra edilebilir. Güzel bir davranış olabilmesi için;
1. Dînî bir emir ve merasim görülmezse, yani dinimizde böyle bir ibadet şekli vardır gibi yanlış bir kanaat beslenmezse.
2. Kadın erkek bir yerde mevlit okutulmazsa
3. Mahremliğe dikkat edilirse, kadınlar yabancı erkeklere süslü ve kokulu halde gözükmezse,
4. İsraf ve benzeri haramlardan kaçınılırsa,
5. Mevlit toplantısı çeşit çeşit börek, çörek, pasta ve ev eşyaları ile bir gösteriş halini almaz, böylece fakirlerin gıpta damarlarını kabartıp onları hasetliğe zorlamaz sadelikte olursa,
6. Sırf Rasûlullah`i övme, tanıtma, mevlidin içerdiği öğütleri başkalarına duyurma, güzel tegannilerle gönülleri yumuşatma, onlara Rasûlüllah sevgisini aşılama, islâma ısındırma maksadıyla yapılırsa,
7. Bu vesile ile biraraya toplanıp gelenlere Kur`an, hâdîs ve ilmihal bilgileri aktarılirsa,
8. Mevlid, bu işi meslek haline getirmiş ve ücretle okuyan profesyonel artistlere değil de, okuduğu ile kendisi dahi etkilenen maneviyatlı kimselere okutulursa… güzel bir davranış haline getirilmiş olur.
(175) İanetül talibin c. 3, s. 364
(176) Al-Havi Filfetava c. 1, s. 190
(177) Aynı eser c. 1,8. 196