“Gül bahçesinde gübrelere bakma!”
Dahiliye uzmanıydı. Kıdemli binbaşıyken askeriyeden istifa ederek sivil hayata dönmüştü. Dinî ilimlere meraklıydı. Mesaisinden arta kalan zamanında bol bol ibadet ediyor, hadis ve tefsir kitapları okuyordu. Aynı zamanda maneviyat ehli büyük zatları da ziyaret ederek, onların ilim ve feyizlerinden istifade etmeye çalışıyordu. Bu şekilde birçok zatı ziyaret etmişti. Bediüzzaman’ın ismini de bu sırada duymuştu:
– Aradığın kutup budur” demişlerdi ona…Zamanın fenalıklarından çok çekiniyordu. Yeni neslin dinden uzak yetişmesine çok üzülüyordu. Çocuklarını da bu kötü gelişmelerden muhafaza etmek istiyordu. Bunun için Konya’ya yerleşmişti. Dr. Sadullah Nutku, bir gün oğlu Mehmet’i de yanına alarak Emirdağ’a Üstad Bediüzzaman’ı ziyarete gitti. Bediüzzaman gelen misafirlerini çok iyi karşıladı ve yanına oturttu. Dr. Sadullah Beyin oğlu hastaydı:
– Üstad’ım, dedi. Oğlum hasta, ona dua eder misiniz? Bediüzzaman, Mehmet’in yüzüne baktı ve “Kardeşim, ben ona dua edeceğim, ama hastalığı ahireti için daha iyidir, üzülme, dedi. Başını sallayarak:
– Peki Üstad’ım, dedi ve şöyle devam etti:
– Üstad’ım, ben çocuklarımın iyi terbiye almaları ve onları zamanın fenalıklarından korumak için Konya’ya yerleştim, dedi, Siz ne buyurursunuz? Bediüzzaman şöyle cevap verdi bu samimi talebesine:– Kardeşim, sen gül bahçesindesin, gübrelere fazla bakma! Çiçeklere, güllere bak. İyiliklere, güzelliklere bak. Bu dünyada tam istediğin gibi bir yer bulamazsın.
(Bediüzzaman’la Yaşayan Öyküler kitabından)
*****