11) Aralarında İhtilafa Düşmeleri:
Kur’an’ın Beni İsrail hakkında önemle vurguladığı hususlardan birisi de onların aralarındaki şiddetli ihtilaf ve tefrikadan ibarettir. Bunun temelini ise azgınlık ve kıskançlığa dayandırmaktadır.
“Yemin olsun, biz, İsrailoğulları’na Kitap’ı, hükmetme gücünü, peygamberliği verdik, onları temiz yiyeceklerden rızıklandırdık ve kendilerini âlemler üzerine imtiyazlı kıldık. * Onlara, iş ve yönetime ilişkin açık-seçik belgeler verdik. Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık ve kıskançlık yüzünden ihtilafa düştüler. Hiç kuşkusuz, Rabbin, onlar arasında, tartışıp durdukları şeyle ilgili olarak kıyamet günü hüküm verecektir.” (Casiye, 17)
12) Hedeflerine Ulaşmak İçin Yalan, Töhmet ve İftirayı Mubah Görmeleri:
“Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve “Kalplerimiz kılıflıdır” demeleri, daha doğrusu, küfürleri yüzünden Allah, kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler. * Küfürleri sebebiyle, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri yüzünden…” (Nisa, 155-156)
13) Her Fitne ve Dalalet Rüzgarına Rahatlıkla Kapılmaları:
Hz. Musa’nın yıllarca zahmet ve tebliğinden sonra kırk gün içlerinden ayrılmasıyla, döndüğünde Samiri’nin fitne ve vesveseleriyle hepsi buzağıperest olmuşlardı.
“Ve Mûsa ile kırk gece için sözleşmiştik de siz bunun ardından buzağıyı tanrı edinmiştiniz. Zulme sapmıştınız siz. * Belki şükredersiniz diye bunun ardından da sizi affetmiştik.” (Bakara, 51-52)
“Yemin olsun ki, Mûsa size açık-seçik hak beyanlarla gelmişti de onun arkasından buzağıyı ilah edinmiştiniz. Zalimlersiniz sizler. * Hani, kesin söz almıştık sizden de Tûr’u üzerinize kaldırmıştık. “Size verdiğimizi kuvvetlice tutun ve dinleyin!” demiştik. Şöyle demişlerdi: “Dinledik ve isyan ettik.” İnkârları yüzünden gönüllerine buzağı içirildi. De ki: “Eğer inanan kişilerseniz, ne kötü şeydir size imanınızın emretmekte olduğu!” (Bakara, 92-93)
“Ehlikitap, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Zaten onlar Mûsa’dan da bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki: “Allah’ı bize açıktan göster.” Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yıldırım çarpmıştı. Sonra kendilerine açık-seçik kanıtların gelişi ardından buzağıya taptılar. Biz onların bu günahını da affettik. Biz Mûsa’ya apaçık bir kanıt/bir hükmetme gücü verdik.” (Nisa, 153)
14) İnat Ve Geçmişten İbret Almamaları:
“Yemin olsun ki, Mûsa size açık-seçik hak beyanlarla gelmişti de onun arkasından buzağıyı ilah edinmiştiniz. Zalimlersiniz sizler. * Hani, kesin söz almıştık sizden de Tûr’u üzerinize kaldırmıştık. “Size verdiğimizi kuvvetlice tutun ve dinleyin!” demiştik. Şöyle demişlerdi: “Dinledik ve isyan ettik.” İnkârları yüzünden gönüllerine buzağı içirildi. De ki: “Eğer inanan kişilerseniz, ne kötü şeydir size imanınızın emretmekte olduğu!” (Bakara, 92-93)
“Şöyle demiştik: “Girin şu kente; orada, dilediğiniz yerde bol bol yiyin. Kapıdan secde ederek girin ve ‘Affet bizi!’ deyin ki, hatalarınızı bağışlayalım. Biz güzel davranıp, güzellik üretenlere daha fazlasını da veririz.” * Ne var ki zulme sapanlar, bir sözü kendilerine söylenmiş olandan başkasıyla değiştirdiler. Bunun üzerine biz, bu zalimler üstüne, ürettikleri kötülüklere karşılık olarak gökten bir pislik indirdik.”(Bakara, 58-59)
“Onlara şöyle denildi: Şu kentte oturun, orada istediğiniz yerden yiyin. ‘Affet!’ diye yalvarın; kapıdan da secde ederek girin ki, hatalarınızı bağışlayalım. Güzel düşünüp güzel iş yapanlara daha fazlasını da vereceğiz. * Onların zulme sapanları, bir sözü, kendilerine söylenenin dışında bir sözle değiştirdiler. Bunun üzerine biz de üzerlerine gökten bir pislik azabı saldık; çünkü zulmediyorlardı.”
“Kesin söz vermeleri için Tûr’u üzerlerine kaldırdık ve onlara: “Kapıdan secde ederek girin.” dedik. Onlara şunu da söyledik: “Cumartesi gününde azgınlık yapmayın.” Onlardan sapasağlam bir söz almıştık. * Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve “Kalplerimiz kılıflıdır” demeleri, daha doğrusu, küfürleri yüzünden Allah, kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler.” (Nisa, 154-155)
15) Sürekli Fitne-Fesat Çıkarmaları:
“Yahudiler dediler ki: “Allah’ın eli bağlıdır.” Kendi elleri bağlandı/elleri bağlanasıcalar! Söylemiş oldukları yüzünden lanetlendiler. Söylediklerinin aksine, Allah’ın iki eli de alabildiğine açıktır; dilediği gibi bağışta bulunur. İnan olsun ki, Rabbinden sana indirilen, küfür ve taşkınlık yönünden onları iyice azdıracaktır. Onların arasına, ta kıyamet gününe kadar düşmanlık ve nefret atmışızdır. Ne zaman savaş için bir ateş yaksalar, Allah onu söndürür de onlar yeryüzünde yine bozgunculuğa koşarlar. Ama Allah, bozguncuları sevmez.” (Maide, 164)
16) Beni İsrail’deki (Müspet ve Menfi) Örnek Şahsiyetler:
- a) Fıravun:Azgınlık, zorbalık, zulüm ve tuğyanın simgesi…
- b) Karun:Mal mülk ve Dünya Düşkünlüğü veazgınlığının Simgesi: (Kasas, 76-79, Ankebut, 39, Gafir-Mumin, 24)
- c) Samiri:Hile ve aldatmacalığın simgesi: (Taha, 85-87-95)
- d) Belam:İlim, takva ve fazileti, makam dünya ve mal mülke satmanın, nankörlüğün ve kötü akıbetin simgesi: (A’raf, 176)
- e) Mu’min-i Al-i Fıravn:İmanını saklayarak hak ve hakikate yardım edenlerin simgesi: (Gafir-Mumin, 28)
- f) Asiye:En kötü ortamlarda dahi İman ve iradeninher şeye galip gelebileceğinin simgesi: (Tahrim, 11)
- g) Fıravun’un Sihirbazları:Her şeye rağmen Hakka karşı direnmeyen, samimi insanların simgesi: (Taha, 74)
ğ) Yahudi Ahbar ve Alimleri: İlim ve dinlerini dünyaya satmış, bilerek hakkı batılla değişenlerin simgesi: (Tevbe, 31, Şuara, 197)
- h) Harun ve Haman:Biri nur önderinin veziri, diğeri nar önderinin veziri…
Bunlar İsrailoğulları’nın Kur’an’da beyan edilen başlıca özellikleriydi. Bugün maalesef bu özellikler, üç yukarı beş aşağı İslam ümmeti arasında da yaşanmıyor mu? Her kes elini vicdanına koysun ve düşünsün!