Yahudi gazetesine göre, yılbaşında kurulan ve “Algı Birimi” ismi verilen yeni birimin ana hedefi, küresel kamuoyunun önünde İsrail’in faaliyetlerini meşrulaştırmak ve hukuki diplomatik, medya ve askeri alanlar gibi pek çok düzeyde İsrail’in eylemlerini yoğunlaştırmak.
İsrail “Algı Birimi”: Moral, rakibin savaşma direncini hedef almak için bir başlangıçtır ve bu etki askeri kampanyalara olan önemi ile paraleldir.
Yahudi medyasının önde gelen gazetelerinden “Haaretz” gazetesi askeri işler analisti Amos Harel,işgal ordusunun dünya kamuoyunun görüşünü etkilemek için kurduğu yeni birim hakkında ayrıntılı bilgilere yer verdi. Tel Aviv’deki güvenlik kaynaklarından aktaran Harel, yeni birimin İsrail Ordusundaki planlama birimine bağlı olduğunu ve yabancı ülkelerdeki ordu, siyasiler ve medya araçları ile koordinasyon sağlayacağını belirtti. Haberde, Batı ülkelerindeki kamuoyunu yönlendirerek düşmana yönelik bakış açısını değiştirmeyi amaçlayan yeni birimin, İsrail’in düşmanı etkileme faaliyetlerinin bir parçası olduğuna dikkat çekti.
Yahudi gazetesine göre, yılbaşında kurulan ve “Algı Birimi” ismi verilen yeni birimin ana hedefi, küresel kamuoyunun önünde İsrail’in faaliyetlerini meşrulaştırmak ve hukuki diplomatik, medya ve askeri alanlar gibi pek çok düzeyde İsrail’in eylemlerini yoğunlaştırmak.
Askeri istihbarat biriminden bir subayın başkanlık ettiği yeni birim, işgal ordusunun Filistin’de ve Lübnan cephesinde yaptığı çalışmalar konusunda, Batılı ülkelerin liderleri ve halklarının bakış açısını değiştirmek üzere çalışıyor. Bu birimi kurma fikri aslında ilk olarak, ikinci intifada sırasında ordunun faaliyetlerine yönelik küresel kamuoyunun görüşlerini yönlendirmek isteyen eski Genelkurmay Başkanı Moşe Yalon tarafından geliştirildi. Yalon, birim hakkında şu sözleri kullanmıştı: “İnsanların bilinçlerini etkileyerek dünya kamuoyuna etki edebiliriz”
İsrailli analist, şimdiki Genel Kurmay Başkanı Gadi Eizenkot’un bu fikri önemseyerek, Batı’daki kamuoyunu etkilemek için “Algı Birimini” ni kurduğunu ekledi. Eizenkot’a yakınlığı ile bilinen General Gabi Siboni ise “Batı’daki algıyı etkilemek için İsrail’in ortaya koyduğu çabalar” ile ilgili bir makale yazdı. Makale, İsrail Ulusal Araştırmalar Enstitüsü tarafından internet sitesinde yayınlandı. Bilindiği üzere, eski Askeri İstihbarat Birimi Başkanı General Amos Yadlin’in başkanlığındaki bu kurum, işgal devletinde karar alma mekanizmaları üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.
Siboni makalesinde, İsrail Ordusunun sahip olduğu modern teknolojik gelişmelerin, Batı ülkelerindeki halkın büyük kesiminin algısını yönlendirmeye imkân sunduğunu ve bunun tıpkı diğer savaş cepheleri gibi önemli bir savaş cephesi olduğunu vurguladı.
Askeri düzeyde, bu birim İsrail’in düşmanlarına karşı ülkeleri hakkındaki görüşü etkilemek için saldırı ve savunma düzeylerinde orduyu savunmak üzere çalışmalar yürütüyor. Bu etki, karar alıcılar ve uluslararası kurumların çalışanlarına yansıyor.
İşgal rejimindeki güvenlik kurumu ile kurduğu yakın ilişkiler ile bilinen analist Amos Harel, generallerin, ordunun bu cephede savaşması gerektiğine inandığını ve dünya kamuoyunu piyasalardaki kampanyalar, seçim kampanyaları ve sosyal medya araçları yoluyla karşıt kampanyalar ile etkilemenin kolay olduğuna inandıklarını ileri sürdü.
Aynı kaynaklardan aktaran analist, İsrail Ordusunun İran ve Hizbullah karşıtı yürüttüğü son anketlerin, İsrailli generallerin Siyonist rejim düşmanlarına karşı dünya kamuoyunun görüşlerini ve algısını etkileme operasyonlarının bir başlangıcı olduğunu ekledi.
Bu arada İsrailli siber savaş uzmanı Gal Finkel, algı savaşını üç kategoriye ayırıyor: birincisi, gizli operasyon. Buna göre düşman, İsrail’in ona karşı bir algı savaşı yürüttüğünü bilmiyor. İkincisi, yalancı bir propaganda. Üçüncüsü ise, duyurular ve mesajlar gibi yöntemlerle doğrudan bilinç savaşına girmek.
Güvenlik bilimleri alanında araştırmacı ve eski komutan Finkel, bu savaşa girmek için İsrail’in, psikoloji alanında geniş bir yeteneğe ve hedeflenen halk üzerinde geniş bir grubu etkileyebilecek bir kampanya yürütebilmek için, düşman ülkeleri iyi analiz etme becerisine sahip olması gerektiğini ekledi. Bu durum, İsrail ordusunu uzmanlaşmış bir kadro oluşturmaya zorluyor. Bilindiği gibi,İsrail’in bölgede başlattığı algı savaşı, üç aşamadan oluşuyor: Savaş öncesi- savaş sırası- savaş sonrası. Tüm bu aşamalar, meydanlarda girilecek bir savaşı destekliyor.
İsrailli siber savaş uzmanı, algı savaşı yürütmeye karar veren İsrail’in bunun için başta ordu, güvenlik organları ve hukuki- iktisadi- diplomatik heyetler olmak üzere, devletteki tüm ilgili tarafların kullanması ve istihdamının sağlanması gerektiğini belirti. Bunun yanı sıra, İsrail’in büyük miktarda istihbarat bilgilerine sahip olması ve gelecekte bir tehlike oluşturmaması için hedef kitleye karşı geniş bir güvenlik araştırması yapması gerektirdiğini söyleyerek sözlerini tamamladı.