Bugün Zübeyir Gündüzalp ağabeyimizin 45. vefat yıldönümüdür. Zübeyir Ağabey 2 Nisan 1971 tarihinde İstanbul’da vefat etmişti. Ağabeyimizi rahmetle, şükranla, minnetle, hasretle ve dualarla anıyoruz…
Bu vesile ile 1962-1971 seneleri arasında fasılasız olarak dokuz sene Zübeyir ağabeyin hizmetinde bulunan Eyüp Ekmekçi ağabeyden naklen bazı hatıralar arz ediyoruz:
Bediüzzaman: “ifadelerim müşevveş oldu, filanca talebem tadil etsin” diyor. Niçin?
Zübeyir Ağabey anlatıyor:
“Hz. Üstad, Risale-i Nur’da: ‘İfadelerim müşevveş oldu, filanca talebem tadil veya ıslah etsin’ gibi ifadeler kullanıyor. Bunu, ‘Bir seyyid veya efendinin, hizmetkâr veya talebesinin sadakatini ölçmek için bir imtihanıdır’ diye düşünmek lazımdır. Üstad’ımız: ‘Kardeşim! Ben âlim değil, hizmetkâr yetiştirdim’ demişti.”
Üstad’ımızın emirlerine akıl ve mantık karıştırılmamalı.
Zübeyir Ağabey şunları anlatmıştı:
“Hizmette en mühim bir husus, Üstad’ın emir ve işlerine kendi aklını karıştırmamaktır. Bir gün Üstad Hazretleri, yazdığı bir dilekçeyi bana verdi ve ‘Git bunu kaymakama ver’ dedi. Şimdi ben aklımı ve mantığımı karıştırsam şöyle düşünmem lazım: ‘Kaymakam bu saatte yatıyordur, yarın nasıl olsa dairesine gelecek, ben de erkenden getirip dilekçeyi veririm…’
“Hâlbuki Üstad’ımızın emirlerine akıl ve mantık karıştırılmamalı. Ben dilekçeyi aldım ve hemen kaymakamın evine gittim. Adam kapıyı açar açmaz bin bir küfür ve hakaretler savurmaya başladı. Ben Üstad’ın emrini yerine getirmek için sükûnetle bekledim ve ‘Bu, Üstad’ımızın dilekçesidir’ dedim, uzattım. Adam, ‘Neyse haydi ver’ dedi ve dilekçeyi aldı. Meğer sonradan anlaşıldı ki kaymakam ertesi gün izne ayrılacakmış…”
Derslerde üş şeyden bahsedilir.
Zübeyir Gündüzalp:
“Biz derslerde ya Risale-i Nur okuruz, ya Üstad ve Risale-i Nur’dan bahsederiz veya havadis-i nuriyelerden anlatırız. Bunun dışında her türlü müspet ve menfi günlük siyasî içtimaî meselelerden bahsetmek sadakatsizliktir, bid’attir.”
Kalemlerinizi Çalıştırın.
Zübeyir Ağabey:
“Üstad’ımıza ve Risale-i Nur’a taarruz edildiği zaman gazete lisanıyla cevap verilmemeli. Kendi dairemizde, lâhikalar neşrederek cevap verilmelidir. Böyle durumlarda kalemlerinizi çalıştırın… Mesleğimiz cihad-ı manevî olduğundan, muvaffak olanlar tecrübelerini yazsalar havadis-i nuriye hükmüne geçer…”
Çocuk terbiyesine çok önem verirdi.
Zübeyir Ağabey çocuk terbiyesine çok önem verirdi. Şu sözler ona ait:
“Çocuklar veli-yi nasihten ziyade, güzel örneklere muhtaçtırlar. Çocuk terbiyesi hakaik-i imaniyedir.”
Ben bir gün çocuklara biraz sertçe davranmışım. Zübeyir Ağabey hemen ikaz etti, “Bu çocuklara sert davranma. Biz irşadı Risale-i Nur’a bırakmışız. İmtizaç, şefkat, müsamaha lazım…” dedi.
Ömer Özcan, Ağabeyler Anlatıyor-1