Nurdanhaber – Prof. Dr. Sıtkı GÖKSU
Kişisel gelişim ile ilgili her gün yeni bir kitap çıkıyor. Bu kitaplar telif olarak Türkçe veya tercüme olabiliyor. Bu kadar çok kitaplar içinde kaybolmamanız ve bir yerden başlamanız için başlangıçta okumanız gereken kendi tavsiyem olan bir kitabı sizlerle paylaşayım.
Düşün ve Başar-Muhammed Bozdağ
İster yıkmak için, isterseniz yapmak için yola çıkın; çıktığınız yolda yürütülürsünüz.
Kişisel dünyanızda büyük bir değişim yaşamak ve büyük hedeflere uçmak istiyorsanız, doğru zamanda, doğru kitabı elinizde tutuyorsunuz. Çünkü, Düşün ve Başar, şimdiye kadar okuduğunuz kişisel gelişim kitaplarından çok daha farklı ve etkileyici. Bir okuyucu yaşadığı değişimi bakın nasıl anlatıyor:
“Uzun yıllar başarısızlıktan dolayı çok acı çektim. Sebebini, kaderime, bahtsızlığına ve olağan dışı güçlere yüklüyordum. Kesinlikle yeteneksiz olduğuma inanmıştım. Fakat kitabı okuyunca hayatımın akışı değişti. Düşün ve Başar’ı 4 kez bitirdim. Köhne fikirlerimden arındım, adeta yeniden doğdum. Diğer eserlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum.”
Kişisel başarı için kitaptan bazı notlar.
1. Büyük Düşünmek:
“Mutluluk, güzelliklerin içinde doğanların değil, çirkinliklerin bile güzel yanlarını keşfedebilecek kadar güzellik kaşifi olanlarındır.” Muhammed Bozdağ
2. Coşkunuzu Güçlendirin
Enerji yükü en fazla olan güçlendirici kelimeler:
“Büyük, farklı, şimdi, hızlı, fırsat, harika, bedava, kazançlı, yeni, kolay, heyecan verici, kesin, canlı, güzel, temiz, ilginç, muhteşem”.
Diğer güçlendirici kelimelerden bazı örnekler:
Sır, başarı, zafer, yapmak, cesaret, önem, sevgi, saygı, barış, oyun, gülmek, yardım, vermek, yükselmek, eğlenmek, sevinmek, coşmak, kahramanlık, şeref, dürüstlük, tazelik…
“Sevinçten coşuyorum” derseniz yalan mı söylemiş olursunuz? Eğer bu sözü söylemeye devam ederseniz idam sehpasında bile sevinçten coşarsınız. Eğer “sıkıntıdan içimi kemiriyorum” demekte ısrar ederseniz padişah koltuğunda ölüm acısı yaşarsınız. Tekrar ediyorum. Kendi yalanlarımızın kurbanıyız. İnandığınız tek doğru vardır. O da mutlak olan doğru değil, kendimize ısrarla söylediğimizdir. Hangi yalanı kendinize ısrarla söylerseniz tüm ruhunuz ona inanacaktır. Alt bilinciniz neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmez. Sadece ona en çok söylediğinizi doğru kabul eder. Bizim tek doğrumuz kendimize ısrarla söylemeye devam ettiğimizdir.
Kendinize kırk gün deli olduğunuzu söylerseniz gerçekten deli olursunuz. Kırk gün akıllı olduğunuzu söylerseniz gerçekten akıllı olursunuz. Ona ne olmak istediğinizi söyleyin.
Kullandığımız aktif kelimeler çevremizin kullandığı kelimelerden inanılmaz derecede etkilenir. Çoğumuz içinde yaşadığımız çevrenin kopyacısı oluruz. Trabzon’da “da”, Eskişehir’de “gali”, Diyarbakır’da “lo” seslerinden kurtulamadığımız gibi, çevremizdeki insanların kullandığı kelimelerden de kurtulamayız. İki kelimeden ibaret olan isminizin anlamının bile karakterinizi değiştirebildiğini bildiğiniz halde kullandığınız kelimeleri ayıklamayı ihmal eder misiniz?
Şurası gerçek: Sanatla ilgilenen insanlarla sanat konusunda, bilimle ilgilenenlerle bilimsel alanda konuşursunuz. Konuştuğunuz alan, üzerinde düşündüğünüz alana dönüşür. Öfkeli insanların yanında öfke kelimelerini duydukça onları kullanır hale gelirsiniz. Bu kelimeler kendilerine bağlanan anlamları bilincinize çağırır. Bu çağırma işlemi tekrar ettikçe, artık otomatikleşir ve öfkeyi bizzat yaşayan ve yaşatan insanlar oluruz.
3. Hedef Belirlemek
Başarı aynı yönde sonuna kadar gitmektir. “Hiç kimse bir şeyi elde edebileceğine inanmadığı sürece onu elde etmeye hazır değildir. Ne kadar hazır olduğunuzu ne kadar arzuladığınız belirler.” Muhammed Bozdağ