Yirmi Dokuzuncu Lem’a’dan İkinci Bab (5. Bölüm + Eddaî)
بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ
Bu İkinci Bab “Elhamdülillah” hakkındadır.
Sekizinci Nokta: Öyle bir Allah’a hamdolsun ki kâinat ile tabir edilen şu kitab-ı kebir ve onun tefsiri olan Kur’an-ı Azîmüşşan’ın beyanına göre, bütün bablarıyla fasılları ve bütün sahifeleriyle satırları ve bütün kelimatıyla harfleri, o Zat-ı Akdes’e sıfât-ı cemaliye ve kemaliyesini izhar ile hamd ü senahandır.
Şöyle ki: O kitab-ı kebirin her bir nakşı, küçük olsun büyük olsun (karınca kaderince) Vâhid ve Samed olan nakkaşının evsaf-ı celaliyesini izhar ile hamd ü senalar eder.
Ve keza o kitabın her bir yazısı Rahman ve Rahîm olan kâtibinin evsaf-ı cemaliyesini göstermekle senahan oluyor.
Ve keza o kitabın her bir nazmı, kasidesi Kadîr, Alîm olan nâzımını takdis ile tahmid eyler.
Ve keza o kitabın bütün yazıları, noktaları, nakışları, esma-i hüsnanın tecelliyat ve cilvelerine ma’kes ve mazhar olmak cihetiyle o Zat-ı Akdes’i takdis, tahmid, temcid ile senahandır.
Dokuzuncu Nokta: (*[1]) …اَلْحَمْدُ مِنَ اللّٰهِ بِاللّٰهِ عَلَى اللّٰهِ لِلّٰهِ
Said Nursî
***
[1] * Bu gibi şifrelerin anahtarı bende yoktur ki açayım. Maahâzâ oruçlu bir kafa, ne o şifreleri açabilir ve ne o darbları yapabilir. Kusura bakmayınız. Bu kadarı da ancak yine müellifinin manevî yardımıyla ve Leyle-i Kadrin bereketiyle ve Mevlana’nın komşuluğundan istifade ile yapabildim.
Mütercim
Abdülmecid Nursî
اَلدَّاعٖى
(*[1]) Yıkılmış bir mezarım ki yığılmıştır içinde
Said’den yetmiş dokuz emvat (**[2]) bâ-âsam âlâma.
Sekseninci olmuştur, mezara bir mezar taş
Beraber ağlıyor (***[3]) hüsran-ı İslâm’a.
Mezar taşımla pür-emvat enîndar o mezarımla
Revanım saha-i ukba-yı ferdâma.
Yakînim var ki istikbal semavatı, zemin-i Asya
Bâhem olur teslim, yed-i beyza-yı İslâm’a.
Zira yemin-i yümn-ü imandır
Verir emni eman ile enama…
***
[1] * Bu kıta, onun imzasıdır.
[2] ** Her senede iki defa cisim tazelendiği için iki Said ölmüş demektir. Hem bu sene Said yetmiş dokuz senesindedir. Her bir senede bir Said ölmüş demektir ki bu tarihe kadar Said yaşayacak.
[3] *** Yirmi sene sonraki bu şimdiki hali, hiss-i kable’l-vuku ile hissetmiş.
Kaynak: Risale-i Nur