On Beşinci Şuâ (31. Bölüm)
Risale-i Nur Nedir ve Hakikatler Muvacehesinde Risale-i Nur ve Tercümanı Ne Mahiyettedirler Diye Bir Takriznamedir
بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ وَ اِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِهٖ
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا
Çok sevgili çok mübarek çok kıymettar çok müşfik Üstadımız Efendimiz Hazretlerine!
Ey irade-i cüz’iyesini tamamıyla terk edip her umûrunu irade-i Rabbaniyeye bırakan ve her zahirî musibet ve sıkıntıda kader-i İlahînin merhamet ve hikmetini görüp kemal-i tevekkül ve teslimiyetle o cilve-i Rabbaniyenin dahi netaicini sabır ile bekleyen muhterem Üstad! Bazı yerlerde, ehl-i imanın nokta-i istinadının yıkılmaya başladığı ve bir kısım esbab ve neşriyat, imanın erkânına karşı muhalif cephe alıp Allah’ı inkâr eden insanlar alenen ve tefahurla dolaştığı ve Kur’an’ın evamirine muhalif hareket etmek ve manevî kuvvetlere inanmamak, icad ve tasni hakkını şuursuz, kör, sağır tabiata vermek bir şiar-ı medeniyet ve irfan ve münevverlik telakki edildiği yürekler titreten şu dehşetli asırda, Kur’an’ın bir mu’cize-i maneviyesi olan Risale-i Nur’u telif ederek, muzdarip ve iman âb-ı hayatına muhtaç pek çok bîçare gönüllere panzehir hükmünde olan devalarını vererek onlara saadet-i ebediyeyi müjdeleyen ve davalarını gayet kat’î bürhan ve hüccetlerle ispat eden, hakikat cadde-i kübrasında kudsî ve muazzez rehberimiz ve اَلسَّبَبُ كَالْفَاعِلِ sırrıyla Risale-i Nur ile imanlarını kurtaran yüz binler Nur talebesinin hasenatının bir misli defter-i a’maline geçen fazilet-meab efendimiz!
Nasıl ki Cenab-ı Hak, Denizli hapsinin sıkıntılarını hiçe indirecek derecede şifa-bahş olan Meyve Risalesi’ni orada ihsan etmiş ve gülün çiçeğindeki gayet şirin rayihası, dikeninin acısını hiçe bıraktığı gibi fâni sıkıntılarınızı izale etmişti. Aynen öyle de yine kerîm olan Rahîm-i Zülcemal Hazretleri, Denizli hapsinin bir aylık sıkıntısına bir günlük maddî ızdırabı mukabil gelen bu Afyon Hapishanesinde siz sevgili üstadımız eliyle tiryak ve panzehir hükmünde tevhid, tahmid ve istiane ve risalet-i Muhammediyeyi (asm) tasdik ve muazzam hüccetlerini ihsan etmiş bulunuyor. Okumak ve yazmayı Risale-i Nur’un feyziyle öğrenen çok kusurlu talebeleriniz bizler, bu üç küçük risaleyi –çam çekirdeğinin koca çam ağacının fihristesini, programını içinde sakladığı misillü– hem Risale-i Nur’un hakkaniyetinin kat’î bir hücceti hem bir nevi hülâsatü’l-hülâsası olarak telakki ettik.
Fezailini tariften âciz bulunduğumuz fakat okuması ruhumuzda pek büyük bir inşiraha vesile olan ve maddî elemlerimizi sürura kalbeden ve iman bahçesinden hadsiz meyveleri getiren bu üç küçük risaleden birisi, zamanımızdaki mevcud küfür, dalalet, tabiat karanlıklarını dağıtacak ve izale edecek on bir hüccet-i tevhidi; ikincisi, Risale-i Nur’un bütün muvazenelerinin menbaı ve esası ve üstadı içinde bulunan Fatiha-i Şerife’nin imanî ve kudsî hüccetlerini hâvi bir şirin tefsirini; üçüncüsü, yine Afyon Medrese-i Yusufiyesinde siz sevgili üstadımızın kalb-i mübareklerine hutur eden risalet-i Muhammediyeye (asm) dair kısmının gayet parlak ve tam bir itminan temin eden bir mükemmel tercümesini beyan buyuruyordu.
Hiçbir cihette hiçbir şeye liyakatimiz olmayan bizler, bütün kuvvetimizle neşrine çalışacağımız bu mahiyetteki eserlerinizi aldık. Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür ederek “Yâ Erhame’r-râhimîn! Üstadımızdan ebediyen razı ol!” diye dua ettik.
اَلْبَاقٖى هُوَ الْبَاقٖى
Risale-i Nur talebeleri namına
Zübeyr, Ceylan, Sungur, İbrahim
***
Kaynak: Risale-i Nur