Türkiye Diyanet Vakfı Vefa Ödülü’nü Afrin’de sivillere zarar vermemek için çabalayan Mehmetçiğe verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birileri kamyonlarla silah gönderirken, biz el uzatıyoruz” dedi.
Türkiye Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen Uluslararası 4. İyilik Ödülleri töreni dün Beştepe Millet ve Kongre Merkezi’nde yapıldı. Diyanet’in İyilik Ödülleri töreninde bu seneki “Vefa Ödülü” Afrin’e yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı’nda tek sivilin kılına zarar gelmesin diye kılı kırk yaran Mehmetçiğe verildi. Türk Silahlı Kuvvetleri adına ödülü Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar Başkomutan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan aldı. Erdoğan ödül alanları kutladıktan sonra yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Vefa Ödülü’nün milletimizin gözbebeği, istiklalimizin ve istikbalimizin teminatı, bölgemizdeki mazlumların muhafızı kahraman Mehmetçiklerimize takdim edilmesinden de büyük bir memnuniyet duydum. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla hem vatanımızın güvenliğini temin ediyor hem terör örgütlerinin zulmüne maruz kalan kardeşlerimizin yardımına koşuyor.
Birileri Suriye’ye binlerce kamyon dolusu silah ve mühimmat gönderirken Diyanet Vakfımız oraya binlerce kamyon insani yardım malzemesi gönderiyor. Kızılayımız, AFAD’ımız, aynı şekilde. Şimdi ben dünyaya sesleniyorum. Peki siz ne yapıyorsunuz? Siz varil bombalarıyla, bombalarla Doğu Guta’da binlerce çocuk, yaşlı, kadını öldürürken, Suriye’de 1 milyona ulaşan insanı öldürürken ve öldüren insana sahip çıkarken, biz sadece mağdur, mazlum olanlara yardım elini uzatıyoruz. Aramızdaki fark bu.
Birileri Suriye’de terör örgütüne yardıma giderken sadece Diyanet Vakfı değil askerlerimiz de orada yaraları sarıyor. Adeta orada bir sivil savunma görevini icra ediyor. Birileri mazlumların kanı ve gözyaşı üzerinden semirmeye çalışırken bizim kuruluşlarımız Suriye’den Irak’a kadar tüm insanlığın yüzünü ağartıyor.
Bize kalkıp akıl veriyorlar. Diyorlar ki “Sivil insanlar ölüyor.” Biz sivil insanları hiçbir zaman hedef almadık. Eğer sivilleri hedef alsaydık Afrin çoktan düşmüştü. O kadar hassas gidiyoruz ki aman siviller vurulmasın. Buna dikkat ediyoruz. Ama bunlarda böyle bir şey yok. Bunlar sivildi, sivil değildi, hiç fark etmez, bombaları yağdırıyorlar. İşte bizi onlardan ayıran bu. Biz bu hassasiyetimizi yine aynen gözeterek yolumuza
YEDİ İYİ İNSAN
Türkiye Diyanet Vakfı 2018 Uluslararası İyilik Ödülü sahipleri şöyle: Mardin’de engelli hayvanlara kendi imkanlarıyla yürüteç ve protez yapan Hasan Kızıl, Tanzanya’da Masaili bölgesinden bir çiftçi ile evlendikten sonra bölgedeki çocukların ve kadınların eğitimine destek olan Sevde Sevan Usak, İstanbul’daki bakkal dükkanında okudukları kitap karşılığında çocuklara istedikleri bir şeyi bedava veren Kanber Bozan, Kanada’nın Montreal kentinde Müslüman lokantasında parası olmadığını söyleyen herkese ücretsiz yemek veren Yahya Hashemi, gündüzleri üniversitede öğretim üyesi; geceleri ise evsizlere, kimsesizlere el uzatan bir yardımsever olarak tanınan Yrd. Doç. Dr. Mahmut Karaman, 1978’de Libya’dan ABD’ye göç ettikten sonra kimsesiz çocukları evlat edinen Muhammed Bzeek, Kadıköy Tarihi Hasanpaşa Camii’nde din görevlisi olarak çalışan ve sokakta kalanlara rehabilite çalışmalarında bulunan Levent Uçkan.
MAKYAJLARI TEL TEL DÖKÜLÜYOR
Afrin’de sivilleri canlı kalkan olarak kullanan, kurduğu tuzaklarla çocukları katleden terör örgütünün makyajı tel tel dökülüyor. Ve artık Afrin’e girdik, giriyoruz. Biz Afrin’i gerçek sahiplerine teslim etmek için giriyoruz. Batı medyasında moda ikonu edasıyla pazarlanan teröristlerin vahşi, gaddar ve katil yüzleri ifşa oluyor.
Bir asır önce nasıl Çanakkale’de emperyalist hevesleri kursaklarda bıraktıysak bugün de aynısını güney sınırımızda yapacağız. Afrin’i, Menbiç’i ve Suriye’nin kuzeyini bu katil sürülerinden temizleyeceğiz.
FETÖ VE DEAŞ TRUVA ATIDIR
İslam dünyası çok ağır bir imtihandan geçiyor. Birileri bizi ısrarla FETÖ, DEAŞ, Boko Haram’ın temsil ettiği bu sapık din anlayışlarına mahkum etmeye çalışıyorlar. Sahici İslam düşüncesi yerine ehlileştirdikleri, işlerine gelince de rahatça kullanabildikleri bu yapıları bize dayatıyorlar.
Batılıların jargonuyla söyleyecek olursak DEAŞ ve FETÖ eski Roma’nın sembollerinden Janus’un biri doğuya diğeri batıya bakan iki yüzü gibi. Bu iki örgüt içine de fitne gizlenmiş Truva atıdır. Her ikisinin de amacı iman ve itikadımızı zehirlemektir.
DİN EĞİTİMİNE ÖNEM VERMELİYİZ
Hadisi şerifler Karan-ı Kerim’in hükümlerine uyuyorsa bizim için sahihtir ve ona uyarız. Hayır, eğitim, cihat gibi dinimizce mukaddes olan kavramların birilerinin sinsi emellerine kolayca maske yapılmasına rıza göstermemeliyiz. Gençlerimizin elimizden kopartılıp alınmasına, üç beş şarlatanın elinden mankurtlaşmasına müsaade etmemeliyiz. Modern Hasan Sabbah’ların sapık ve sapkın din anlayışlarıyla evlatlarımızı efsunlamasına neo haşhaşilere çevirmesine izin vermemeliyiz. Bunun için din eğitimine çok büyük önem vermeliyiz. Kainat boşluk kabul etmez.
BAŞSAĞLIĞI DİLEYEMEYEN SUSSUN
Başbakan Binali Yıldırım ödül törenindeki konuşmasında şunları söyledi: “Unutmayalım ki iyi insanların sevgisi ve merhameti olmasa ne bu toplum ne de insanlık ayakta durabilir. Dünya iyilerin yüzü suyu hürmetine ayaktadır. Değil bir insanın, bir canlının ölümüne bile sevinmek ilkel kalmış ruhun tezahürüdür. Yüreği burkulan ailelere sabır ve başsağlığı dilemeyi beceremeyenler hiç değilse susmalıdır.”
İYİLİĞİN KILAVUZU SAHİH İNANÇ
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, ise konuşmasında “Müslümanlar iyilik ahlakını, hayır işleme bilincini gittikleri her yere taşımışlardır. Kur’an-ı Kerim’in bizlere gösterdiği hedef, ‘Hayırlı işlerde birbirinizle yarışın’ mefkuresidir. ‘İyilik ve takvada yardımlaşın, günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın’ ilkesidir. İyiliğin kılavuzu doğru bilgi ve sahih bir inanç” dedi.
ERDOĞAN 81 İLİN MÜFTÜSÜNÜ KABUL ETTİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan 81 ilin müftüsünü, Külliye’de kabul etti. Kabulde konuşan Erdoğan, 34. İl Müftüleri İstişare Toplantısı’nın bugün Haymana’da yapılacağını hatırlatarak, “Haymana’da yaptığınız toplantının birini de Güneydoğu’da, Doğu Anadolu’da yapabilirsiniz. Her sorumluluk vebal getirir. Ama sizin sorumluluğunuz doğrudan hayat kaynağımız olan dinimizle ilgili olduğu için vebaliniz çok büyük” dedi.