15 Temmuz’da sözde sıkıyönetim bildirisini TRT’de okumak için görevlendirilen eski yarbay Gençer, bildirinin kaydı yapılırken personelin emniyeti ile ilgilendiğini, bu yüzden okunan metnin darbe bildirisi olduğunu fark etmediğini öne sürdü.
Fetullahçı Terör Örgütü‘nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayındaki eylemlere ilişkin, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski başyaveri albay Ali Yazıcı ile eski alay komutanı albay Muhsin Kutsi Barış’ın da bulunduğu 534 kişinin yargılanmasına, eski kurmay yarbay Ümit Gençer‘in savunmasıyla devam edildi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Yerleşkesi’nde yapılan duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları ile TBMM, Başbakanlık, TRT ve diğer müşteki kurumların avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan eski kurmay yarbay Ümit Gençer, olay tarihinde Kara Harp Okulu’nda tabur komutanı olduğunu, 13 Temmuz-4 Ağustos tarihleri arasında izinli olduğunu ancak dönemin Kara Harp Okulu Alay Komutanı kurmay albay Enver Topal’ın emriyle 15 Temmuz’da yapılacak korumalı konut tatbikatına dış denetçi ve gözlemci olarak görevlendirdiğini iddia etti.
TSK’da işlerin komutana güven prensibi ile yürütüldüğünü, bu kapsamda yazılı emir olmadan 14 Temmuz’da Muhafız Alay Komutanı Muhsin Kutsi Barış ile görüştüğünü ifade eden Gençer, görüşmede Barış’ın kendisine 15 Temmuz gecesi Genelkurmay 2. Başkanının emriyle tatbikat yapılacağını ve bunun Özel Kuvvetler Komutanlığı personeliyle birlikte alayda icra edileceğini söylediğini aktardı. Gençer, alay komutanı Kutsi Barış’ın uzman çavuşlardan bir “refakat timi” kurduğunu ve tatbikatta emrine verdiğini söyledi.
Gençer, darbe girişiminin yaşandığı gün Kutsi Barış’ın arayarak tatbikatın erken başladığını ve gelmesi gerektiğini söylemesi üzerine, durumu Enver Topal’a bildirerek Muhafız Alayına gittiğini ifade eden Gençer, savunmasını şöyle sürdürdü:
“Askeri kıyafetlerimi alarak Muhafız Alay Komutanlığına gittim. Saat 21.30’da albay Barış’ın odasına geçtim. Kutsi Barış odada, kamu kurum ve kuruluşlarına saldırı istihbaratı geldiğini, TRT’ye IŞİD militanlarının sızdığını ve bir bildiri okuyabileceklerini, emri Genelkurmay İstihbarat Başkanından aldığını söyledi. Tanju Poshor da geldi odaya. Benzer bir saldırının da Genelkurmayda olacağını söyledi. Benim emrime 9 uzman çavuş verildi.”
Gençer, odada oturdukları sırada saat 22.00’ye doğru “Harekat Yıldırım” kodlu sıkıyönetim bildirisinin bir astsubay tarafından getirildiğini, albay Barış’tan gelen emri okuduktan sonra Genelkurmay Başkanı Başdanışmanı albay Orhan Yıkılkan’ı aradığını söyledi.
Daha sonra, Barış’ın odada bulunanlara “Sıkıyönetim ilan edilmiştir. Bakanlıklara gönderilmiştir.” dediğini aktaran Gençer, sıkıyönetim emri üzerine süratle TRT yerleşkesine gittiklerini ifade etti.
Okuyacağı metnin darbe bildirisi olduğunu fark etmemiş
“Ben askerim, elimdeki emre bakarım. Kanunsuz bir emir olarak algılamadım.” diyen Gençer, TRT yerleşkesinde yaşadıklarına ilişkin şunları anlattı:
“Yol boyunca TSK komuta merkezinden arandım. Albay Orhan Yıkılkan da aradı. TRT’ye vardık. Nizamiyedeki güvenlikçileri yere yatırdık. Derdest ettiğimiz personeli araca alıp yukarıdaki binaya gittik. Bina önündeki güvenlikçileri de yere yatırdık. Silahlarından ve telsizlerinden arındırdık. Daha sonra katlarda açık oda aramaya başladık. Emrimle uzman çavuşlar da benimle birlikte geldi. O sırada işini bitirmiş eve gitmekte olan kişiye rastladık. Ona da aynı açıklamayı yaparak bizi reji ve yayın odasına götürmesini istedik. Odadaki kişileri tesirsiz hale getirdikten sonra, oradakilere dost kuvvet olduğumuzu söyledik. Genelkurmay Başkanı başdanışmanı Orhan Yıkılkan beni aradı. Metni benim okumamı istemedi. Sıkıyönetim ilanını halkın bilgilendirilmesi açısından, WhatsApp üzerinden gönderecekleri mesajı sivil spikere okutmamı istedi. Bu mesajı okumadan Tijen hanıma verdim. Metnin yazı tipinin küçük olduğunu okuyamayacağını söyledi. Bunun üzerine mail atarak ekranda yansıtarak okudu.”
Gençer, bildirinin kaydı yapılırken personelin emniyeti ile ilgilendiğini, bu yüzden okunan metnin darbe bildirisi olduğunu fark etmediğini öne sürdü. Bu süreçte darbe girişiminden şüphelenmediğini savunan Gençer, reji odasındaki televizyonları görmediğini, darbeye yönelik herhangi bir haber duymadığını ileri sürdü.
Metnin okutulmasından sonra darbe olduğunu anlamadığını, bunun bir sıkıyönetim olduğunu düşündüğünü öne süren Gençer, saat 01.00 civarı bina dışına çıktığını ve yanındaki uzman çavuşları nizamiyeye gönderdiğini söyledi. Gençer, kimsenin zarar görmemesi için geri çekildiklerini ve daha sonra oraya gelen grubun içerisinde sivil polislerin de olması üzerine silahıyla polise teslim olduğunu belirtti.
Akıncı Üssü’ne veda ziyareti için gitmiş
Çapraz sorgusunda sanığa, sivillere ateş açtığı yönündeki tanık beyanlarının hatırlatılması üzerine sanık Gençer, “Ben o gece insana ateş etmedim. Toplanan halkı korkutmak amacıyla uyarı amaçlı havaya ateş açtık.” diye konuştu.
Gençer, 15 Temmuz günü saat 15.00 civarında Akıncı Üssü 143. Filo’da görüntülerinin olduğu ve orada darbe girişiminin sivil sanıklarından Kemal Batmaz‘la görüştüğü yönünündeki iddiaları da reddederek, “Kara Harp Okulu’ndaki taburu bıraktığım için eski tanıdıklara veda ziyareti yaptım. Oradan da Ahmet Özçetin ve Mustafa Azimetli ile veda ziyareti amaçlı görüştüm. O görüntülerdeki kişi Bilal Akyüz‘dür. Kemal Batmaz’ı tanımam.” ifadelerini kullandı.
Evinde bulunan “1 ABD doları“, oğlunun para koleksiyonundan kalan para olarak açıklayan Gençer, FETÖ ile ilgili bir bağlantısı olmadığını savunarak tahliye talebinde bulundu.
İddianameden
İddianameye göre, şüpheli Yarbay Ümit Gençer, darbenin planlayıcısı olan “yurtta sulh konseyi”nce, darbe bildirisini TRT’de okumakla görevlendirildi. 15 Temmuz günü saat 15.30 sıralarında Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığında FETÖ yöneticilerinden Kemal Batmaz’la görüşen Gençer, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında hiçbir görevi bulunmamasına rağmen, Muhafız Alayından TRT yerleşkesine geçen askerlerle birlikte TRT’ye gitti.
Sanık Gençer, TRT binası D blokta bulunan TRT haber reji odasına, yanındaki uzman çavuşlarla birlikte girerek silah tehdidiyle içeride bulunanları yere yatırdı ve ellerine plastik kelepçe taktı. Daha sonra TRT spikerine darbe bildirisini zorla okutturdu.