Nurdan Haber

İftiracı vatan hainine belgelerle cevaplar-2

İftiracı vatan hainine belgelerle cevaplar-2
03 Mart 2018 - 7:00

 

Son zamanlarda ve özellikle de 15 Temmuz İhanet Darbesi sonrası, bazı vatan hainleri ve Kemalistler, Bediüzzaman’a saldırmaya başladılar. Binlerce dolar vererek akademik ünvanlar satın aldığı iddia edilen sahte bir şeyhin vatan haini olan bir müridi, tıpkı 1923-1986 arası din düşmanları, Kemalistler, Laikliği Laisizm olarak anlayanlar ve Kafa Tasçılar gibi, Bediüzzaman’ı vatan hâinliği ile suçlamaya çalışmış. Ona cevap vermek için değil, bu vatanın gerçek sahiplerine hakkı anlatmak ve hatta tekrarlamak için bazı hususları gündeme tekrar getirmek ihtiyacı duyduk. Güneş balçıkla sıvanmaz; ama bazan bir saman çöpü güneşi inkâra kadar götürebilir.

 

2. BEDÎÜZZAMAN’IN HANGİ SIFATLARI VE HİZMETLERİ VATAN HAİNLİĞİDİR?

  1. Bedîüzzaman’ın hangi sıfatları ve hizmetleri vatan hainliğidir. Sebr ve taksim yoluyla yani hepsini değil sadece bazılarını teker teker sayarak beraber görelim karar verelim.
    • Bedîüzzaman Seyyid Arvasi ve Molla Muhammed Celâl’da hem aklî ve hem de naklî ilimler için ilmî icâzet almıştır. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Bedîüzzaman’ın kelâmda müceddid, mu’asırları arasında mümtâz bir yeri olan müfessir, yüzlerce hadisi, senedleriyle birlikte nakledecek kadar muhaddis ve kısaca akranlarının fevkınde bir islam âlimi ve dahi olduğunda, dost ve düşmanları ittifak halindedirler. Gerçekten Bedîüzzaman’ın, islamî ilimlerin temelini teşkil eden ve içlerinde “Mirkât” gibi islam nazarî hukukuna ait usul-ı fıkıh metni; islam felsefesi ve kelâm hakkında Adududdin El-Îcî tarafından kaleme alınmış müstesna bir eser olan “Mevâkıf“; Mantık ilminin özeti demek olan “Süllem” ve benzeri 90 çeşit kitabı hâfızasına aldığı, bunları üç ayda bir evrad gibi tekrar ettiği ve Arap Dilinin en mükemmel lügati olan “Kamus”u “Sin” harfine kadar kelimesi kelimesine ezberlediği, çok iyi bilinen ilmî cihetlerindendir. Bu kesbî gayrete bir de Allah’ın ihsânı demek olan muhâkeme, zekâ ve vehbî diğer vasıflar ek­lenince, mu’âsırları tarafından “Bedîüzzaman” yani za­manın eşsiz bir allâmesi ünvanıyla vasıflandırılmaması için hiç bir sebep kalmamıştır. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Asrımızın mümtaz âlimve müfessirlerinden olan Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır‘ın Hak Dini Kur’an Dili adlı eserini mütâla’a ettim. O büyük allâmenin, bütün ilmî vukufuna ve aklî dirayetine rağmen, 21 meselede son sözü söyleyemediğini ve söylese dahi ancak islamî ilimler alanında belli bir mertebeye ulaşmış insanların ona mu­hatap olabileceğini gördüm. Bu meselelerin, ruhun ma­hiyeti ve isbatı, kader meselesi, haşrin isbatı, mi’racın cesedle mi ruhla mı gerçekleştiği meselesi, Allah’ın is­batı ve benzeri itikada ait meseleler olduğunu sadece hatırlatmakla yetiniyorum. Hâlbuki Bedîüzzaman, ölümden sonra tekrar dirilmek demek olan haşir meselesini, İbn-i Sina gibi bir dâhinin “Haşir aklî metodlarla anlaşılabilecek bir mesele değildir; nasıl nakledildiyse öyle iman ederiz” demesine rağmen, 10. Söz adını verdiği eserde öylesine izah ve isbat etmiştir ki, neticede “Bu eserimi idrâk ve iz’anla iki defa mütâla’a et; eğer haşir meselesini iki kere iki dört eder derecesinde anlamazsan, gel iki parmağını gözüme sok” hükmünü, okuyanın vicdanı tefessuh etmemek şartıyla, bir tahdis-i nimet olarak ilan etmektedir. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Eski kelamcıların ancak büyük âlimleri muhatap ala­rak müstakil kitaplarda halletmeye çalıştığı; mesela Sa’deddin Teftezânî’nin Telvîhât başlığı altında 40 küsur sayfada izah edebildiği Kader ve Cüz’î irade meselesini, 5-10 sayfa içinde ve hem de herkesin anlayabildiği şekilde izah edebilmesi, zikredilmesi gereken mühim yönlerindendir. Hatta bir zamanlar PakistanMaarif Nazırlığı yapan Ali Ekber Şah, kader meselesi ile alakalı bir meselesini, 40 sene dolaştığı islam âleminde halle­demediği halde, Bedîüzzaman’la yaptığı 40 dakikalık sohbet neticesinde hallettiğini, Türkiye’den ayrıldıkdan sonra uğradığı Mısır’da Cumhuriyet Gazetesinde bir ma­kale halinde neşretmiştir. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Bedîüzzaman, kendisine sorulan soruya karşılık Ezher Şeyhi Şeyh Muhammed Bahit’e şu cevabı verdi: “Osmanlı hükûmeti Avrupa ile hâmiledir; Avrupa gibi bir hükûmeti doğuracak. Avrupa da İslâmiyet‘e hâmiledir; o da bir İslâm devletidoğuracak.” Bu cevap karşısında hayranlığını gizlemeyen Şeyh Muhammed Bahit, kendisiyle aynı kanaatte olduğunu bildirdi. Kendisi de aynı düşünceye sahip olmakla beraber, Bedîüzzaman’ın bu kadar veciz ve keskin beyan tarzına hayran olduğunu belirtti. “Bu gençle münâzara edilmez“, dedi. Akabinde, bu kadar veciz ve beliğane bir tarzda ifade etmenin ancak Bedîüzzaman’a has olduğunu ifadelerine ekledi. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Dîvân-ı Harb-i Örfînin 10 Mayıs 1325/23 Mayıs 1909 tarihinde Birinci Şube’ye bağlı İkinci Hey’et-i Tahkikiye, BedîüzzamanSa’îd el-Kürdî’yi soruşturma kapsamına almıştır. Bedîüzzaman’a sorulan bir önemli soru bulunmaktadır: “Sen de Şerî’atı istemişsin?” Buna cevabı gayet açıktır: Şerî’atın bir hakikatına, bin ruhum olsa feda etmeğe hazırım! Zîrâ Şerî’at, sebeb-i sa’âdet ve adâlet-i mahz ve fazilettir. Fakat ihtilâlcile­rin isteyişi gibi değil. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Şark’ta Kürtleri hem İslamiyetten ve hem de Osmanlı Devletinden koparmamak için Abdülhamid’e mektup yazmış ve Sultan Abdülhamid de ona tahsisat verilmesini emr etmiştir. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Mehmed Reşad‘ın Cülûs‑i Hümâyûnu’nun (tahta geçiş) ikinci yıl dönümü merasimine Bedîüzzaman’ın da katıldığını ve herkesin el‑etek, saçak öpmek için eğile eğile gidip, öpüp, geri gerisine el pençe dönenler arasında yer alırken, onun dik ve vakur adımlarla Padişah’ın tahtının hizasına gelince, “Esselamü aleyküm” deyip yürüdüğünü biliyoruz. Bu merasimden sonra Padişah’ın dikkatlerini çekmiş, takdir ve hürmetine mazhar olmuştur. Çünki bu merasimi takiben Rumeli’ye seyahat eden Padişah Mehmed Reşad’ın refakatinde Bedîüzzamanı da görüyoruz. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Bunun üzerine Sultân Reşda’ın Şark Vilâyetlerinin ihyâsı için Bediüzzaman’ın Medreset’üzehrâ projesini tasdik edip tahsisat ayırmıştır. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Ermeniler, ecnebi devletlerin tahrikleriyle komiteler ve çeteler kurarak, bir Ermenistanvücuda getirme hevesiyle harekete geçmişlerdi. Özellikle Doğu’da bu hareketleri çok açıktı. Bedîüzzaman Hazretleri de kendi talebelerine mavzer tüfeklerini te’min ederek bir nevi silahlanmış durumundaydı. Medresesi bir askerî kışlayı andırıyordu. Erek dağına veya kır gezilerine talebeleriyle çıktıkları zaman, silâhlarıyla çıkıyorlardı. Bu mu vatan hâinliğidir? Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Bedîüzzaman 1916 Bitlis savunmasına Gönüllü Alay Komutanı olarak katılarak Ruslara esir düşmüş ve Rusya’da Esir Kampında iken ziyarete gelen Rus Komutana ayağa kalkmamıştır. Komutanın “Beni tanımad mı” sorusu üzerine Bedîüzzaman, vaziyetini bozmadan oturduğu yerden: “Hayır tanıdım, Nikola‑Nikolaviç’tir. Çar’ın dayısıdır ve KafkasCephesi Başkumandanı’dır.” Kumandan: “O halde Rus ordusuna, dolayısıyla Rus Çarı’na hakaret ediyorlar.” Bedîüzzaman: “Hayır, hakaret için yapmadım. Ben bir Müslüman âlimiyim, imânlı bir kimse, Cenab‑ı Hakk’ı tanımıyan bir adamdan üstündür. Mukaddesatım bunu böyle emreder. Onun için ben ona kıyam edemem.” Bu mu vatan hâinliğidir?
    • 5 Mart 1334/1918’de kurulan Dâr’ül-Hikmeti’l-İslâmiyeüyeliğine Osmanlı Genel Kurmay Başkanlığının adayı ve Şeyhülislamlığın taklifiyle Bediüzzaman tayin edilmiş ve kendisine öncesinde Mahrec Mevleviyeti denilen ilmî paye verilmiştir. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Bedîüzzamanbir idam fermanı hükmündeki Sevr Andlaşmasını, Avrupa zâlimlerinin Osmanlı Devleti’ni ve İslâmiyet’i yok etme planı olarak görür ve bunun karşısında Cumhuriyetin kurulup Sevr’e karşı çıkılmasını takdir eder. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Osmanlı’nın en müstesna âlimlerinin görev yaptığı Dar’ül Hikmet’il-İslâmiye’de üye olan BedîüzzamanKuvâ-yı Milliye aleyhindeki fetvâyı Şerî’at ve din ilmi ölçüleri içerisinde tahlil etmiş ve fetvânın geçersiz olduğunu şahsı adına ilan etmiştir. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Bedîüzzamanİngilizlerin Cerbezeli Siyasetine Karşı Çıkmış, Tulû’ât [1339/1920] adlı eserini İngilizlerin hain siyasetlerine cevap olarak kaleme almış ve ayrıca İslâmiyet’in aleyhine ileri sürülen bazı soruları bu eserde cevaplandırmıştır. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Anadoluhareketini destekleyen Bedîüzzaman, Kuvây-ı Milliyenin kazandığı her bir zaferi büyük bir zafer olarak görüyor ve bunu yazılarına yansıtarak halkı şevklendirmek istiyordu. Bunun için 21 Nisan 1921 de gerçekleşen Eskişehir zaferi üzerine kaleme alıp aynı yıl Leme’ât adlı eseri içinde yayımladığı yazısında çok önemli hakikatleri haykırır. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • Büyük Millet Meclisinin daveti üzerine BedîüzzamanHazretlerinin İstanbul’dan Ankara’ya gitmek üzere yola çıktığını ve 7 Kasım 1922 tarihinde Ankara’ya ulaştığını belgelerden anlıyoruz. Bu favet edenler arasında Mustafa Kemal’in de olduğunu biliyoruz. Bu mu vatan hâinliğidir?
    • BedîüzzamanHazretleri, Ankara’daki dehşetli şahsiyeti ve gizli zındıka komitesini keşfettikten sonra, bunlarla siyaset yoluyla başa çıkılamayacağını anlar ve Van’a gitmek üzere Ankara’dan ayrılır. Fakat bu zındıka komitesi Bedîüzzaman’dan korkmaktadır. Biraz sonra nakledeceğimiz gibi, elleri bağlı bir ihtiyarın arkasından ordular sevkedilmektedir. Sebebi gayet açıktır; zira diğer âlimlerden ve mütefekkirlerden farklı olarak, Bedîüzzaman bu gizli dinsizlik komitesininin reislerini ve metotlarını keşfetmiş ve bunlara nasıl karşı çıkılacağını iyice tesbit eylemiştir. Bunun için uzlete çekilecek ve maddî bombalar yerine ma’nevî atom bombaları üretme hazırlığına yani Risâle-i Nur Külliyâtını te’life başlayacaktır. İstiklâl Mahkemeleri, Ali Haydar, Ömer Nasuhi, İskilipli Atıf, Göenen’li Mehmed Efendi ve benzeri alimleri ya tevkif yahut idam ettiği halde, Bediüzzaman’I gözaltına alacak bir sebep dahi bulamadığı devletin belgelerinden anlaşılmaktadır.
    • Bu saydıklarımız binlerce hakikatten sadece bazılarıdır. Eğer bütün bu hizmetler ve vasıflara vatan hâinliği diyenler asıl vatan hâinleridir. Ayrıca bu hainler, Sultan Abdülhamid’lere, Sultan Reşad’lara, Mustafa Sabri, Mehmed Akif, Enver Paşa, Seyyid Fehim Arvasi ve benzeri şahsiyetlere de vatan hâini demiş olmuyorlar mı?

     

1Tarihçe-i Hayat, sh. 147-148.
 
Prof. Dr. Ahmed Akgündüz
 

Yarın: BEDİÜZZAMAN’A VATAN HAİNİ DİYENLER, KEMALİSTLER VE LAİKLİĞİ DİNSİZLİK OLARAK ANLAYANLARDIR: BEDİÜZZAMAN’I SEVEN MUSTAFA KEMAL’İ SEVEMEZ

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )