Ehl-i sünnet ve-l-cemaat Nurcular
Bugünkü yazım Ahmet Takan’ın kendi köşesinde yazdığı yazıya kısa bir cevaptır.
Sayın Ahmet Takan
Bugünkü yazınızda büyük haksızlık yapmışsınız.
İşte doğrular:
Her şeyden evvel Said Nursi vatan haini değil vatanperverdir.
Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul’u işgal eden İngilizlere karşı “Hutuvat-ı Sitte” eserini yayımlayarak büyük bir mücadele vermiştir. İngilizler bu eserinden dolayı idamına karar vermiş ama yakalayıp idam edememişler.
Vermiş olduğu bu mücadele ve gayretleri nedeniyle bizzat Mustafa Kemal tarafından Ankara’ya davet edilmiş 1922’de Ankara’ya geldiğinde Devlet Töreniyle (Hoşâmedi ile) karşılanmış ve Meclise girdiğinde şiddetli alkışlanmıştır.
Hatta orada teklif ettiği Doğu Üniversitesi, Mustafa Kemal ve İsmet İnönü’nün imzası ile 163 milletvekilinin de imzalamasıyla kabul edilmiş daha sonra bu üniversite Erzurum Atatürk Üniversitesi olarak 1956’da yapılmıştır.
Sonra: Fetö meselesinde büyük yanılgı içindesiniz.
Fetö yapılanması “Şia yapılanmasına” benzer, ondaki “Âyetullah” lar yerine İmamlar vardır. Siyasi bir akımdır. Ve siz de biliyorsunuz ki bu sistem ehl-i sünnet ve-l-cemaat anlayışına aykırıdır. Cemaatlerin yapılanması ile hiçbir alakası yoktur.
Fetö yapılanmasında imamların emri Şia’da olduğu gibi Allah’ın emri gibi kabul edilir ve uygulanır.
Oysa Ehl-i sünnet bunu şirk kabul eder.
Ayrıca Nur cemaatlerinin yapılanması ehl-i tarikatın yapılanmasına da benzemez.
Nur cemaatleri her zaman şu kuralı esas almışlardır:
“Mesleğimiz şeyhlik olsaydı, makam bir olurdu; o makama çoklar namzet olurdu. Mesleğimiz uhuvvettir. Kardeş kardeşe peder olamaz, mürşid vaziyetini takınamaz…”
B. Said Nursi -Emirdağ Lâhikası/37
Bir husus daha var o da şudur;
“Mucizat-ı Ahmediye Risalesi” İslam âlimleri, özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından inceden inceye tetkik edilmiş mahkemelere verilen bilirkişi raporlarında ta o zaman (Said Nursi hayattayken muhakeme edildiği mahkemelerde) hiçbir yanlış bulunamamıştır.
Tüm bu nedenlerle tamamen yanlış olan 01.03.2018 tarihli yazınızda ki yaklaşımınızdan vazgeçmenizi tavsiye ederim.
Nurettin HUYUT