De bana, yağmur hangi dilde yağar?
Yeryüzünün bitki kızlarına kim su emdirir?
Kaç derecedir pişman bir kalbin ortasında yanan ateş?
Toros dağlarında doğan Yörük kızının
ilk feryadını kim işitir?
Kimdir, annesinin kalbinde şefkat,
göğsünde süt pınarı akıtan?
Yılan niçin yutmaz yavrularını?
De bana, dağ, deniz, ova nasıl sığıyor kafana?
Hayalindeki dünyayı hangi gözünle görüyorsun?
Yağmur damlasıyla yaralanan gül nasıl kanar?
De bana, bir odunu yararak dünyaya açılan çiçekler
için ispinoz kuşu hangi şarkıyı söyler?
Mavi göklerde yürüyen bulutlar sana ne düşündürür?
Gece gökler var simsiyah, yüzünde yıldızlar gezer.
Gündüz denizler var masmavi, içinde gemiler yüzer.
Denize bakmaz mısın, baktınsa görmez misin?
Dalgalı mavi perdenin arkasında olanı
aklına getirmez misin?
…
Gözlerini asfalta dikerek yürürken görüyorum seni,
başını kaldırıp da bakmıyorsun semaya.
Sen bakarsan o da bakacak yıldız gözüyle,
gülümseyecek ay yüzüyle.
Hayret makamına yüksel de seyret,
neler var cihan sergisinde?
Gazetelere bedel şu âlemin sayfalarını oku da gör
ne haberler geliyor ötelerden?
Ne cevherler gizli sende!
Ülfet etmiş, alışmışsın. Biliyorum sanıyor, düşünmüyorsun.
…
Kelime fabrikası olan ağzına baksana bir!
Kelimelerin kanat çırpıyor hava âleminde,
kulaklara konuyor, akıllara, gönüllere giriyor.
Sesleri kalıplara koyup uçuruyorsun havaya kuşlar gibi.
Kuşlar ki kalpten kalbe postacılık ediyor,
sevgi, korku, kaygı, neşe, müjde taşıyorlar.
Her konuşmanda besteler yapıyorsun.
Ses sistemin bir saza benzemiyor mu?
…
Beden sarayında oturuyor,
göz penceresinden bakıyorsun dünyaya.
Bir de görsen ya!
Etrafın harikalarla dolu.
Uçak, sinekten utanıyor.
Tren, kırkayaktan hayâ ediyor.
Vapur, balinaya hayran.
Robot, insana özeniyor.
Hayretle bakmazsan tavuk sadece tavuktur,
bakarsan yumurta makinesi olur.
Şu melek huylu koyun yalnız koyundur gözünde,
baktın mı süt fabrikası oluverir.
Bakarsan fark edersin güneşin hiç sönmeyen bir lamba
ve soba olduğunu.
Dünyanın ilk takvimi meğer ay imiş, dersin.
Ah ülfet! Nice harikaları sen perdeledin.
İnsanı sen mahrum ettin hikmetten.
Halbuki tefekkür hayretle başlar!