DKMP Genel Müdürü Taş, “Geçen yıl 21 ilin biyolojik zenginliği kayıt altına alındı. Projeye başlanıldığı günden bu yana biyolojik çeşitlilik envanteri kayıt altına alınan il sayısı 54 oldu.” dedi.
Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürü Nurettin Taş, Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi kapsamında, geçen yıl 21 ilde biyolojik çeşitlilik envanterinin kayıt altına alındığını, toplamda 54 ilde çalışmaların tamamlandığını bildirdi.
DKMP Genel Müdürü Taş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun talimatıyla yürütülen “Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi (UBENİS)” kapsamındaki çalışmalarla Türkiye’nin zengin biyolojik çeşitliliğinin gün yüzüne çıkarıldığını söyledi.
UBENİS projesi çerçevesinde, geçen yıl Bolu, İstanbul, Kırşehir, Erzincan, Amasya, Gaziantep, Aksaray, Çankırı, Kütahya, Hatay, Kastamonu, Karaman, Kocaeli, Bayburt, Zonguldak, Eskişehir, Niğde, Balıkesir, Bartın, Antalya, Kırıkkale illerinin biyolojik zenginliğinin kayıt altına alındığını aktaran Taş, “Proje ile ülkemizin sahip olduğu zengin biyolojik çeşitliliğin envanterinin çıkarılması, gidişatının izlenerek korunması için gerekli tedbirlerin alınması ve sürdürülebilir kullanımın sağlanması hedefleniyor. Geçen yıl 21 ilin biyolojik zenginliği kayıt altına alındı. Projeye başlanıldığı günden bu yana biyolojik çeşitlilik envanteri kayıt altına alınan il sayısı 54 oldu.” dedi.
Envanter çalışmalarıyla mevcut biyolojik çeşitliliğin konumsal ve literatür olarak tespit edildiğini belirten Taş, envanter sonucunda elde edilen verilerin, tabiat koruma politikalarına ve programlarının oluşturulmasına ışık tuttuğunu ifade etti.
Taş, projeyle biyolojik çeşitliliğin gidişatının, tür ve habitat düzeyinde takip edilerek olası değişimlerin ortaya konulduğunu kaydetti.
“150-200 yıl aradan sonra varlığı yeniden tespit edilen türler var”
Türkiye’nin bütün illerinden gelen biyolojik çeşitlilik verilerinin Nuh’un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Veri tabanına girilerek depolandığını söyleyen Taş, şöyle devam etti:
“Böylece ülkemizin biyolojik çeşitlilik verileri bu veri tabanı aracılığıyla tablo, grafik ve harita bazında sorgulanabiliyor, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirliği adına meydana gelecek değişimler izlenebiliyor. Proje kapsamında, şimdiye kadar il sınırları içinde daha önce kayıt altına alınmamış biyolojik gruplar da tespit ediliyor ve bu tespitler, ilgili illerin yeni tür kayıtları olarak Nuh’un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Veri Tabanı’na işleniyor. Ayrıca bu çalışma ile ülkemizde daha önce kaydı bulunmayan birçok biyolojik gruplar da kayıt altına alınıyor. Bunun yanında, bazı illerde neredeyse 150-200 yıl aradan sonra varlığı yeniden tespit edilen İzmir Sığırkuyruğu (Verbascum smyrnaeum Boiss) ya da Şebinkarahisar Sarı Dağ Gülü (Adonis cyllenea varyete paryadrica) gibi türler de var.”
Proje ile bilim dünyasının yeni canlı türleriyle ilk kez tanışma fırsatı bulabildiğine dikkati çeken Taş, “Bu proje ile İstanbul’da yeni bir endemik bitki türü keşfedildi ve İstanbul soğanı (Allium istanbulenese) adıyla ilk kez dünya literatürüne kaydedildi. Proje çalışmaları tamamlanana kadar da başka yeni türlerin ve yeni kayıtların tespit edilmesi bekleniyor.” ifadelerini kullandı.
Taş, 2019 yılının sonuna kadar proje kapsamında bütün illerdeki çalışmaların tamamlanacağını ve bu sayede Türkiye’nin biyolojik çeşitlilik haritasının ortaya konulacağını sözlerine ekledi.