Nurdanhaber- özel A. Raif Öztürk
Hacı Hafız Enver Galip Ceylan hocamın ardından.
Bediüzzaman Hz.’nin 56. Vefat yılı nedeniyle, konferans, seminer, sohbet, sergi v.s. çeşitli etkinlikler için Güneydoğu illerine seyahate çıkacaktım.
1985 Yıllarında kendisinden Kur’ân Kıraat dersleri aldığım ve çok sevdiğim H.H.Enver Galip Ceylan hocamı da bu seyahate çıkmadan önce, eşimle birlikte ziyaret etmiştim. Bir saatten fazla sohbet ettik.
Kendisiyle birlikte 40 seneye yakın bir beraberliğimiz vardır. Yarım asra yakın beraberliğimiz ile ilgili hatıralarımızı yâd ettik. Bir damadının, kızını boşamasına ve kızının esnaflık yapmaya mecbur bırakılmasına çok üzülüyordu. Aktüel meselelere de girmiştik. Devlete olan ihanetlere, darbe ve tökezletme girişimlerine ve bir cemaatin Risaleleri sahteleştirmelerine, Risalelerin basımı hakkındaki mahkeme süreçlerine ve bölünmelere de çok üzülüyordu. Fakat İslâm’ın istikbalinden çok ümit var idi. Son görüşmemiz olduğunu nereden bilebilirdim ki…
Ancak ziyaretime ve bunları dertleşme fırsatı bulduğuna çok çok mutlu olmuştu.
Geçmiş yıllarda da kendisiyle çeşitli kurumların temsilcilerinin arzuları üzerine, defalarca röportajlar yapmıştım. Video kayıtları arşivimdedir. Değerlendirmek üzere isteyenlere verebilirim…
Vefatını teessürle öğrendiğimde ise kendimi tutamadım ve ağladım. Evine hemen gitmek için oğlu Faruk beyi aradığımda, “..evde sadece kadınlar var abi, siz Fatih camiine geliniz” dedi ve hemen ekledi. “Raif abim. Sizi çok seviyordu. Sizin son ziyaretinizden memnuniyetini, defalarca bizlere anlatmıştı.
..Ve vefatına yakın öyle güzel şeyler oldu ki, bizler de hayretler ve gözyaşları içinde izledik. Yatağında bilinçsizce yatıyordu. Kız kardeşlerim şahit olmuşlar ki, vefatına bir iki hafta kala bilincini kaybetmişti. Yüksek sesle Kur’ân okumaya başladı, salavatlar getiriyordu. Fakat yine kendinde değildi. Bazen de tesbihatlar yaptı. Va daha sonra da Cevşenden parçalar okuyor veya tekbirler getiriyordu” deyince ben de kendimi tutamadım, “bu ne güzel şuur altı yaşayış yâ Rabbi, demek ki benliğine bunlar işlemişti. Bizlere de nasip et” diyerek ağlamaya başladım.
Faruk bana Fatih camiine gel dediği için, ikindi namazında buluştuk. Tabutu başında da 2 Yasin okuyabildim. Çok büyük katılımlı bir cenaze namazından sonra, vasiyeti üzerine memleketi Ordu’ya götürüleceği bildirildi. Eller üzerinde ebedî yolculuğa uğurlandı. Kabri Pürnûr ve mekânı Cennet bahçeleri olsun inşallah… RÛHU İÇİN EL FÂTİHA…