Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Filistin davası çözülmeden, dünyanın da Orta Doğu’nun da huzur, barış ve sükuna kavuşmasının mümkün olmadığını belirterek, “Onun için barışın anahtarı Kudüs’tedir, barışın kapısı Kudüs’ten açılacaktır. Filistin davasının çözülmesi, pek çok sorunun çözülmesinin öncüsü olacaktır.” dedi.
Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün önemine dikkati çekmek amacıyla Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlediği “Vahyin Kutsandığı Şehir: Kudüs” başlıklı uluslararası toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Kudüs’ün, herkesin ortak davası, Ümmet-i Muhammed’in Mekke ve Medine’den sonra değer verdiği üçüncü şehir, miracın şahidi ve vahyin kutsadığı, Allah’ın mübarek kıldığı bir şehir olduğunu söyledi.
Bu açıdan da Kudüs’ün Müslümanlar bakımından son derece önemli bir değer olduğunu anlatan Bozdağ, Kudüs davasını, sadece Filislinlilerin davası olarak görmenin, Kudüs davasına yapılacak en büyük haksızlık olduğunu vurguladı.
Kudüs davasının Filistinliler ile beraber bütün Müslümanların ortak davası olduğunu aktaran Bozdağ, “Bu gözle bakmaz, bu gözle meseleyi ele almaz, olup bitenleri değerlendirmezsek, ‘Bizden uzakta nasıl olsa’ dersek o zaman Kudüs davasına gereği gibi sahip çıkmamışız demektir.” diye konuştu.
– “Kudüs bütün insanlığın ve tarihin mirasıdır”
Kudüs’ün, başka dinler için de kıymetli bir şehir olduğunu anlatan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:
“O yüzden Kudüs bütün insanlığın ve tarihin mirasıdır, bütün insanlığın koruması gereken şehirlerin başında gelir. Hep beraber Kudüs’ü korumalı, oradaki tarihi eserleri, dini özellikleri, güzellikleri, insanlığı birlikte yaşatmalıyız, birlikte geleceğe taşımalıyız. Ama maalesef gelinen noktada son 100 yıl içinde Filistinlilerin topraklarının adım adım ellerinden alınışına hep beraber şahit olduk. 1900’lü yılların başında, ağır ağır yerleşimler başlıyor daha sonra adım adım Filistinliler yerinden, yurdundan, toprağından ediliyor. İsrail Devleti büyürken, Filistin Devleti küçülmeye devam ediyor.
Bütün bu haksız ve hukuksuz uygulamalar, BM’nin gözetim ve denetimi altında yapılıyor. Çünkü dünyada belki BM tarafından bu kadar kınanan, aleyhine bu kadar karar çıkarılan 2. bir ülke yok. Bu kararların hiç birisini dikkate almayan, uymayan ikinci bir ülke de yok. Bunların karşısında uluslararası toplumun geliştirdiği bir müeyyide de maalesef yok. Her daim olup bitenleri seyreden, bildik tekrarların dışında yeni bir şey söylenmiyor. Yeni bir şey söylemeyi de dünyadan bizim daha fazla beklemememiz lazım. Gördük ki 100 senedir yeni şey söylemeyenler, bir 100 sene daha geçse yeni bir şey söylemeyecekler. Yeni şey söyleyecekler, Müslamanlardır, Filistinlilerdir, Peygamber Efendimizin ‘Zeytinyağı gönderin talimatıyla’, Filistinlilere kıyamete kadar yardım edin emrini veren Peygamberimizin emrine uyacak olan Müslümanlardır. Eğer yeni bir şey söylenecekse biz söyleyeceğiz. Olup bitenlere, haksızlıklara, hukuksuzluklara, zulme ve baskıya karşı birtakım şahsi beklentilerle İslam dünyasını yönetenler, Müslüman ülkelerin liderleri susarsa, sustukça onlar da oturacak bir koltuk bulamayacaklar. Kendi bahtları ve ikballeri için olup bitenleri geçiştirenler ve yeterince ona tepki koymayanlar emin olun bu tutumlarını devam ettirdikleri zaman göreceksiniz, onlar da altında oturacakları koltuğu bulamayacaklar.”
– “Filistin davası çözülmeden dünyanın barışa kavuşması mümkün değil”
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Filistin davası çözülmeden, dünyanın da Orta Doğu’nun da huzur, barış ve sükuna kavuşmasının mümkün olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
“Onun için barışın anahtarı Kudüs’tedir, barışın kapısı Kudüs’ten açılacaktır. Filistin davasının çözülmesi, pek çok sorunun çözülmesinin öncüsü olacaktır. Hep beraber Hristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler, başka topluluklar ve inanç mensupları, birlikte bu sorunun çözümü konusunda gayreti, çabayı ortaya koymamız lazım. Ama bunu başarmak için öncülüğünü İslam ülkelerinin, Müslümanların yapması gerekmektedir. Birlik içinde hareket ettiğimiz takdirde elde edemeyeceğimiz netice, aşamayacağımız engel yok. Geçmişten bugüne Filistin meselesi konusunda İslam ülkeleri birlikte ortak bir irade ne zaman ortaya koydularsa muvaffak oldular. Ama ortak irade koymadılar kaybettiler.”
Filistin Devleti her geçen gün toprak kaybederken, insanların şehit verirken, pek çok yer yakılıp, yıkılıp, harabeye, viraneye dönerken, İsrail’in hep geliştiğini, büyüdüğünü, serpildiğini, belli bir noktaya geldiğini anlatan Bozdağ, “En son yaşadığımız hadise çok açıktır. ABD Başkanı Sayın Trump, ABD’nin İsrail’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma ve Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını ilan etme kararı aldı. Ondan önce de pek çok ülkenin lideriyle görüştü.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi Dönem Başkanı olmasına rağmen ve Türkiye de İslam dünyasının saygın ve güçlü bir üyesi olmasına rağmen, Trump’ın Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’nı aramadığını belirten Bozdağ, “İşin doğrusu aramaya cesaret edemedi çünkü duyacağı ‘Hayır yapamazsınız.’ sözü kendisini rahatsız edeceği için aramadı diye düşünüyorum. Başka yerleri aradı. Ama arananların hepsi ‘Yanlış yaparsın, bölgeyi ateşe atarsın, huzuru, barışı zora sokarsın, yeni kan, yeni gözyaşı olmasına sebep olursun, büyük bir sorunun altına girersin’ deseydi telefonda, bu adım belki de atılmayacaktı. Ama maalesef Trump’a başka söyleyip, sonra başka konuşunca ne oluyor? Büyük bir tarihi yanlış adımı atma durumuyla karşı karşıya kalınıyor. Bu adımı kim durdurdu yine Müslümanların birliği durdurdu.” şeklinde konuştu.
– “Filistin davası eninde sonunda kazanacaktır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Dönem Başkanı sıfatıyla İslam ülkelerini olağanüstü toplantıya çağırdığını hatırlatan Bozdağ, İslam ülkelerinin hep bir ağızdan “Kudüs, Filistin Devleti’nin ebedi başkentidir.” dediğini anımsattı.
Bu birliğin BM’de yankılandığını, Yemen ve Türkiye’nin acil çağrısı üzerine BM’de bu konunun gündeme alındığını ifade eden Bozdağ, BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden 4’ü, geçici 10 üyesinin tamamı, ABD’nin bu kararını veto ettiğini, BM Genel Kurulu’nda 128 ülkenin de ABD’ye karşı tavır koyduğunu anlattı.
ABD’nin ilk kez böylesine yalnız kaldığını ve ilk defa kaybettiğini belirten Bozdağ, “Bu başarıyı doğuran şey, İslam ülkelerinin birliğidir, beraberliğidir, birlikte hareket etme iradesidir. Bizler bir ve beraber hareket edersek, aramızdaki bazı ufak tefek meseleleri, önemli davaların önüne koymazsak aşamayacağımız engel yoktur. Bundan sonraki süreçte de Filistin davası eninde sonunda kazanacaktır. İsrail’in işgali altındaki Kudüs eninde sonunda tam hür olacak ve sesi daha gür çıkacaktır.” dedi.
Müslüman topluluklara ve onların liderlerine seslenen Bozdağ, şöyle devam etti:
Filistin esaretten kurtulmadıkça, tam bağımsız, kendi kendine yeten, başkenti Kudüs olan ve bütün herkesin kabul ettiği güçlü bir devlete dönüşmedikçe, Kudüs ve Filistin meselesini halletmiş sayılmayız. Bu noktada Türkiye, samimidir. Samimi olup, cesur kararlar aldığımızda, irademizi net olarak ortaya koyduğumuzda, bütün riskleri hesap edip, göze aldığımızda neleri yapabileceğimizi defalarca gösterdik. Bundan sonra da aynı şekilde sabırlı olarak, cesur kararlar alarak, inandığımız kararların arkasında durarak yolumuza devam etmeliyiz. Aksi takdirde devam edecek bir yol bulamayız.”
Toplantının başarılı geçmesini dileyen Bozdağ, “Kudüs’ün esaretten kurtulması hür ve gür bir şekilde Kudüs’te yaşayan Müslüman kardeşlerimizin kıyamete kadar Kudüs’te var olması için Rabbim’e dua ediyorum. İnşallah Kudüs davası Kudüs’ün hür ve gür olduğu, güçlü bir Filistin Devleti’yle beraber kıyamete kadar yaşar ve kıyamete kadar da Filistin Devleti ve Kudüs’ün başkentliği hür ve gür bir şehir olması devam eder diyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.