Mekke şehrinin kilit noktaları vardır. Bütün yollar Kabe’i Muazzamaya çıkar. Kilit noktalar şunlardır. Peygamberimizin doğduğu ev, Mina, Müzdelife, Arafat, Hira Nur dağı, Sevr dağı gibi önemli kilit noktalarıdır.
Her bir noktada farklı olaylar cereyan etmiştir.
Cemiyetin bütün yönleri ile tefessüh ettiği bir dönemde her bir din mensubu milletler, Kutsal Kitaplarının belirttiği bir kurtarıcıyı beklerlerdi. Biraz insaf ve vicdan sahibi insanlar cemiyetin gidişatını beğenmiyor düşünce dünyalarında bir kurtarıcının geleceğini sesli düşünmeye başlamışlardı. Unutmayalım ki gecenin en zifiri karanlığı, şafağın söküleceğinin müjdecisidir. Yamyamları, sırtlanları bile vahşette geri bırakan toplumlara bir Yetim huzur getirecekti. Peygamberimizin doğduğu evin mahiyeti, toplum üzerine doğan güneşin doğduğu yamaçtır. İnsanlık güneşi bu evde doğdu. Hoş geldin Ey Allah’ın Resulü. Salat ve selam sana olsun.
Hira Nur dağı, tefessüh etmiş toplumları beş sene Ramazan ayı boyunca tefekkür ederek, stratejiler belirlendi. Bir kader gecesi sabahında mücadele mesajı verilerek toplumu düzenleme ve düzeltme görevi verilen Resul Peygamber sırtına yüklerin en ağırını yüklenmişti. O dağın tepesinden aşağıya bakarak Kabe’i Muazzamaya doğru yol aldı. Yol yorgunu, beyinleri çatlatan düşünme fırtınası sonunda İnsan Peygamber yorgun düştü. Yatağında yatarken Cibril gelerek “ Ey örtüsüne bürünmüş Peygamber! Kalk ve insanları uyar. Sadece Rabbini büyük tanı. Elbiseni temiz tut. Kötü şeyleri terk et. Yaptığın iyiliği başa kakma.” (Müddesir 1.6) Hira dağının projelerin nasıl hayata geçirileceği mekan gözüyle görmek, ben ne yaptım ve yapacağım sorularını peşine getirir. Soruyu kendimize soralım. Hangi projeyi planlayarak hayata geçirebildim?
Arafat’ta dua ve günahlardan özür dilenir. Yol Kabe’i Muazzamaya varır. Nefsimizi temizledik mi? Huzurlu bir Peygamber sordu. Tebliğ ettim mi? Tebliğ ettin Ya Resulallah. Biz kendimize soralım. Tebliğimizi yaptık mı?
Mekke, şehirlerin anası, Kabe evlerin en yücesi. Dünya, Kabe’nin etrafında dönerken biz çıkıp Hak ve Hakikati bu mahşeri toplumlara haykırabilir miyiz? Ailemize haykırdık mı? Mahallemize haykırdık mı? Şehrimizden kovulmayı göze alarak Hakk’ı haykırdık mı?
Şehrimizden kovulurken, kovanlara burukluk yaşatabildik mi? Ölüm peşimizde ıslık çalarak dolaşırken metanetimizi koruyarak büyük bir strateji uygulayarak şerrinden uzaklaştırdığımız toplumu şaşkına uğratabildik mi? Yanımızda ki arkadaşımıza “ Korkma, Allah bizimledir” diyecek kadar tevekkül içinde olabildik mi? Sevr mağaraları bizi örümcekle ağ yaptırarak koruyabildi mi? Kul Allah ile beraber olursa, Allah kuluna kafidir.
Mekke’den ayrılıp medine yollarına düşerken bunları ve sizlerin daha iyi yazabileceğiniz nice muhteşem fikirleri ekleyebilirsiniz. Yani Mekke de ve Kabe de görevlerimizi tam yapıp Medine’yi Münevvereye hareket etmek lazım. Orada bizi alemlere rahmet Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa bekliyor.
Necip milletimizin evlatları bu tefekkürleri yapıyorlar. Ben düşünüyorum. Üniversitem de okuyan bunlarca gençlerimize maddi ve manevi hizmetlerimi yapabiliyormuyum? Yapmalıyım. Öğrencilerimizin ihtiyaçlı ve ihtiyacı olmayanlarına burs bularak onları rahatlatmak. Maddeten rahatlayan gençlerimize derslerinin yanında İslamı öğretmek. Milli şuuru, milli duruşu, vatan ve millet sevgisini öğretmektir. Nice olumsuz şartlara rağmen, ben bunu yapmalıyım. Dua ediniz efendim.
Her kimse, mutlaka kendine düşen görevlerini, hizmetlerini, milli duruşunu yerine getirmelidir. İsterseniz size güncel bir misal verelim. Mehmet Bozdağ kardeşimden Allah razı olsun. O kendi bildiği yolda milli duruşu iki muhteşem çalışmayla yerine getirdi. (DİRİLİŞ ve MEHMETÇİK) Ve devam edecektir inşallah.
Şimdi sıra bizde. Her bir birey kendi alanında yapacağı işinin en iyisini yapıp insanlık görevini yapmalıdır. Medineye varmadan bu önemli hassasiyetleri uygulamalıyız. Topyekun kalkınmanın yolu MİLLİ DİRİLİŞLE olur. Peygamberi metotla olur. Hepinizi peygamberi metotlarla hizmete koşarken Cuma namazını eda edebilmeyi temenni ediyorum.
Selam ve dualarımla.
Saim Oral, İstanbul Medeniyet Üniversitesi 19 Ocak 2018