Nurdan Haber

İman hizmetine adanmış bir hayat! Posta Şükrü Efendi

İman hizmetine adanmış bir hayat! Posta Şükrü Efendi
03 Ocak 2018 - 11:19

Nurdanhaber – Nadir Çomak

Kendini bu iman hizmetine adamış bir Nur kahramanı!

Sav Köyü’nden Posta Şükrü Efendi

Daha sonraki yıllarda posta hizmetini devam ettiren kahramanlardan biri
de Sav Köyü’nden Posta Şükrü idi.

Dış görünüşü ve kıyafeti itibariyle adeta bir dilenciyi andıran Şükrü Efendi, bu görünüşü ile polislerin dikkatini çekmeden uzun yıllar Risale-i Nur postacılığı hizmetine devam etmiştir.

Vazifesi, Hüsrev Efendi ile Sav Köyü’nde, teksir makinesi başında çalışan Nur Talebeleri arasın-
daki irtibatı sağlamaktı.

Onu uzaktan görenler aklı başında olmayan bir deli zannederdi; fakat o, ne yaptığını gayet iyi bilen ve kendini bu iman hizmetine adamış bir Nur kahramanı idi.

Hüsrev Efendi, teksir edilecek Risale ve mektubları teksir işinde kullanılan
mumlu kâğıtlara yazarak hazırlar ve Şükrü Efendi vasıtasıyla Sav’a gönderirdi.

Fakat bu o kadar da kolay bir iş değildi.

Çünkü Hüsrev Efendi’nin kapısı sürekli
polis tarafından gözetlenirdi.

Buna rağmen Şükrü Efendi, ayağında çarık, sırtında yamalı bir torbayla adeta bir dilenci gibi kapıya vurup Hüsrev Efendi’ye
“Fakire verecek bir şeyiniz var mı?” diye sorardı.

Hüsrev Efendi de,
“Torbanı ver de koyuvereyim” diyerek içeri aldığı torbanın altına mumlu kâğıtları koyar, üzerine de yiyecek bir şeyler yerleştirirdi.

Şükrü Efendi de:

“Allah kabul etsin”
der, Risaleleri alıp Sav’a dönerdi.
Aynı şekilde, akşamları Sav’daki teksir makinesinin çalıştığı eve gelir, çıkarılan
Risaleleri sandıkların içine yerleştirir, üzerine elma, ayva gibi köyde yetişen meyvelerden doldurarak eşek sırtında, kar kış demeden Isparta’ya Hüsrev Efendi’ye götürürdü.

Yeni çıkan eserleri neşredilmek üzere Hüsrev Efendi’ye bıraktıktan sonra,
Sav’a dönmeden kâğıt ve mürekkep satın alır, sandıklara yükler ve öyle dönerdi.

İşte bu şekilde, pek çok sıkıntı ve meşakkatler altında ve bütün engelleri aşarak Risale-i Nurlar bir yandan kahraman talebelerin elleriyle yazılırken, bir yandan
da yazısı olmayan ümmî talebelerin postacılığı vasıtasıyla mühim hizmet merkezlerine ulaştırılıyor ve bütün vatan sathı adeta bir mekteb, bir medrese hükmüne
geçiyordu.

O mübarek Kur’ân iman hizmetkârlarının bu üstün fedâkârlıkları ve cihad-ı mânevî azmi ve şuuru içinde gerçekleştirdikleri hizmetlerle dinsizlik cereyanı onca imkânlarına rağmen bu mübarek İslâm topraklarında Allah’ın lütfu ile galib gelememiştir.

Bütün dünyevî güç ve imkânlar onların elinde olmasına rağmen, zahiren âciz, fakir, garib bu insanların kuvvetli iman, ihlâs ve gayretleri sayesinde, Bediüzzaman Hazretleri tabiriyle Risale-i Nur bu memlekette dinsizliğin belini kırmıştır.

Allah hizmeti geçenlerin cümlesinden razı olsun.

Alem-i İslamBediüzzaman'danDr. Mehmet Rıza DerindağDünyaGenelGünün Hadisiİslam ve HayatMisafir YazarlarNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Leyle-i Regaib Özel 5.000 Hatim Programı
Alem-i İslamBediüzzaman'danDünyaGenelGündemGünün DersiGünün Hadisiİslam ve HayatNur TalebeleriTürkiyeYazarlarımız
Genç Hafızlardan Şehitlerimiz İçin Dualar ve Kur-an’ı Kerim Tilavetleri
Alem-i İslamDerslerDünyaEkonomiFıkıh & HadisGenelGündemGünün DersiGünün DuasıGünün HadisiHayatHizmetİslamİslam ve HayatKartpostal - VecizeNur TalebeleriRisale-i NurRisale-i Nur DünyasıSorularla RisaleSual-CevapTürkiyeYazarlarımız
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencileri ile Risale-i Nur Dersi” ŞUALAR’DAN 9.DERS ( 9. ŞUA )