Gaziantep`te bir sahaf, Bediüzzaman Said-i Nursi`nin el yazısıyla yazdığı Mektûbat adlı eserini 30 yıldır muhafaza ediyor.
Gaziantep’te hayatının büyük kısmını sahaflıkla geçiren Servet Kellecioğlu, Bediüzzaman Said-i Nursi’nin el yazısıyla yazdığı Mektûbat adlı eserini 30 yıla aşkın süredir iş yerinde saklıyor.
Tarihi Gümrük Hanı’nın yanında bulunan küçük dükkânında binlerce eski kitap bulunduran Kellecioğlu, kitaba ve kitap okumaya olan sevgisinin kendisini sahaflığa yönlendirdiğini söyledi.
Kellecioğlu, “Yaklaşık 30 yıldır bu işle uğraşıyorum. Maalesef Antep`te sahaflık kalmadı. Tek olmamıza rağmen işlerimiz normal ama fazla ilgi yok. Kitap okuyan kalmadı. Sadece müdavimlerimiz ve dostlarımız var. Onlar geliyor. Eski kitapları alıp satarak sahaflık geleneğini devam ettirmeye çalışıyoruz.” dedi.
Said-i Nursi’nin 1950 yılında kaleme aldığı Mektûbat’ını yıllardır muhafaza etmenin mutluluğunu yaşadığını ifade eden Kellecioğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Piyasada Risale-i Nur eserlerinin Osmanlıcaları ucuz fiyata var. Ama bunun yanı sıra ilk, elle yazılan ve çoğaltılan, muhtelif bulunmayan nüshalar da elimizde var. Elimizden geldiğince onları muhafaza etmeye çalışıyoruz. Bu eserleri meraklılarına veriyoruz. Bizde 50 ve 60’lı yıllardan olanlar, Risale-i Nur’un ilk basıldığı ve imkânların az olduğu yıllara ait olanlar var. Bununla birlikte büyük boy, güzel, deri cilt ve orijinal olanlar var. Günümüzde yeni eserler yaygın olsa da eskiler de rağbet görüyor. Bu eser de en az 30-35 yıldır bizde.”
“Buraya 400 yıllık kitaplar geliyor”
Kitap okumak ve kitapların içinde bulunmanın kendisine huzur verdiğini söyleyen Kellecioğlu, “Bazen aldığımız eski kitapların içinde tarihi el yazılı olanlar oluyor. Bunun yanı sıra kütüphanelerden kitap alıyoruz. Vefat etmiş hocalarımız ve büyüklerimizin kitapları oluyor. Bunun yanı sıra bazen elimize çok kıymetli el yazmalı kitaplar da geçiyor. Tabi, bunların tamiratı, restorasyonu oluyor. Kitapları gereken yerlere veriyoruz. Eski kitaplarla ilgilenenler oluyor. Buraya 100, 150, 200 yıllık hatta 400 yıllık kitaplar geliyor. Bazen bunların içinde kıymetli eserler çıkıyor.” ifadelerini kullandı.
Bu tür eserlerin gelecek nesillere aktarılması gerektiğini vurgulayan Kellecioğlu, elinden geldiğince bunun için çalıştığını belirtti.
“Bilgisayardaki indirme bilgiler asla kitabın yerini tutmuyor”
Kellecioğlu, son zamanlarda okuma oranlarında düşüş yaşandığına da değinerek, “Kitap okuyanlar yine de var, kesinlikle bitmiyor. Kimisi ne okuduğunu bilmiyor. İlim kitapları okumuyorlar, normal roman kitaplarını okuyorlar. Büyük kitap okumaya gelince okumuyorlar. Kitabın yerini hiçbir şey doldurmuyor. Bilgisayar ve teknolojideki indirme bilgiler asla kitabın yerini tutmuyor. Çünkü bilgisayarda okunduğu zaman pek akılda kalmıyor ama kitapta kalıyor. Çünkü kitapta bir anı var. Okuyanlar o anı unutmuyor.” şeklinde konuştu.
İLKHA 20-12-2016