Arap devletleriyle iş birliği sinyali veren İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, barışın genişletilmesindeki en büyük engelin Arap halkları olduğunu söyledi.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu “Ilımlı İslam”a kayan Arap liderlerle arayı düzeltti. Ancak Arap halkıyla olan düşmanlığı devam ediyor.
NETANYAHU’YA GÖRE KAMUOYU BARIŞA ENGEL OLUYOR
Netanyahu, Eski Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat’ın İsrail’i ziyaret edişinin 40’ıncı yıl dönümü dolayısıyla İsrail parlamentosu Knesset’te düzenlenen oturumda konuştu; “Barışın genişletilmesinin önündeki en büyük engel bugün çevremizdeki ülkelerin liderleri değil. Bu engel Arap sokağındaki kamuoyundan kaynaklanıyor. “
ARAPLAR BİZİ KÖTÜ TANITIYOR
Netanyahu, Arap kamuoyunun, İsrail’in “çarpıtılmış ve yanıltıcı bir şekilde sunulması” neticesinde oluşturulduğunu öne sürdü.
NETANYAHU KİMDİR?Netanyahu, 21 Ekim 1949 tarihinde, aslen Filistin toprakları içerisinde bulunan, Orta Doğu’nun gayri meşru çocuğu İsrail’in, Tel Aviv şehrinde dünyaya geldi.
Müslüman Kudüs’te büyüdü ve ilk eğitimini burada aldı.
1956-1958 yılları arasında ve 1963-1967 yılları arasında ABD’de Philedelphia eyaletinde yaşayan Netanyahu, 1967 senesinde liseden mezun oldu ve İsrail’e geri döndü.
Geri döndükten sonra İsrail Güvenlik Kuvvetlerine yazıldı. Savaş eğitimi aldı ve -sözde- elit bir özel grup olan Sayeret Matkal kuvvetlerinde takım lideri oldu. Burada mazlum insanlara karşı birçok görev aldıktan sonra ABD’ye döndü ve 1975 senesinde mimarlık üzerine lisans programını bitirdi.
1977 senesinde ise MIT Sloan İşletme Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Bu dönemde -siyasi rakiplerine göre- “milli kimlik bilinci ve sadakati eksik olduğu için” sırf Amerikalılar doğru telafuz edebilsin diye adını Benjamin Ben Nitai olarak değiştirdi.
Eğitimi esnasında, Boston Danışmanlık Grubu’nda çalıştı. Mezuniyet sonrası Netanyahu, İsrail’e döndü ve bir mobilya şirketinde kısa bir süre pazarlamacılık yaptı.
SİYASİ KARİYERİ
2002’de İsrail İşçi Partisi’nin koalisyondan ayrılmasının ardından dış işleri bakanlığı koltuğu boşaldı ve müslüman kasabı olarak bilinen başbakan Şaron, Netanyahu’yu dış işleri bakanı olarak atadı.
2003 İsrail meclis seçimlerinden sonra Şaron, Dış İşleri Bakanlığını Silvan Shalom’a, Ekonomi Bakanlığını ise Netanyahu’ya teklif etti. Netanyahu bakanlıkta bağımsız kararlar alabilmek şartıyla bu görevi kabul etti.
Netanyahu uzun zamandır çözülemeyen birkaç konuda, özellikle de bankalar sistemi konusunda -İsrail halkına göre- başarı gösterdi.
Netanyahu, 2004 senesinde meclisi Gazze planı referanduma götürülmezse istifa etmekle tehdit ettiyse de, bir süre sonra çark etti ve ultimatomunu kaldırıp Knesset’teki programı oyladı.
2005 Ağustos’unda ise İsrail kabinesi Gazze’den çekilme planını onayladıktan kısa bir süre önce istifasını verdi.
Şaron, Likud’den geri çekildikten sonra, Likud için en güçlü lider adaylarından biri Netanyahu’ydu. 20 Ararlık 2005’de oyların yüzde 47sini alarak liderliği ele geçiren Netanyahu, Mart 2006’daki Knesset seçimlerinde Likud Kadima ve İşçi partisinin arkasından üçüncü sırada yer aldı ve muhalefet lideri olarak görev yaptı.
Ağustos 2007’deki seçimlerde Netanyahu yeniden Likud’un başkanı seçildi ve bundan sonraki başbakanlık seçimlerinde yüzde 73’lük oyla aday gösterildi, bu seçimlerde Danny Danon‘u açık ara geride bıraktı.
Netanyahu, 2009 Şubat’ında yapılan meclis seçimlerinde Likud’un başbakan adayıydı. Tzipi Livni’nin koalisyonu oluşturamaması Likud’u anketlerde önde gösteriyordu ama İsrail seçmeninin 3’de biri kararsızdı.
Gerçek seçimlerde Likud en fazla sandalyeyi alan ikinci parti oldu, Livni’nin partisi bir sandalyeyle Likud’u geçti. Buna rağmen sağ kanat partilerin çoğunluğu alması sebebiyle, Netanyahu zafer ilan etti.
14 Ağustos 2009 tarihinde, Netanyahu bir konuşma yaptı. Konuşma, canlı olarak hem İsrail’de hem de Arap dünyasının büyük bölümünde yayınlandı. Bu konuşmanın konusu, Orta Doğu Barış süreciydi. İlk defa, “İsrail’in yanında bir Filistin devleti de var olsun” fikrini ortaya koydu ve bu konuşma aynı zamanda Obama’nın 4 Haziran Kahire konuşmasına cevap olarak algılandı.
Binyamin Netanyahu, kurulmasını istediği Filistin Devleti’nde, bölgenin gerçek sahibi olan Filistinlilere, adeta sadece nefes alma hakkı tanıyordu.
Dünyanın birçok ülkesinden bu fikre karşı mesajlar yayınlandı.
Günümüzde halen Filistinli mücahidlerin şehadet haberleri gelmeye devam etmektedir.
31 Mart 2009 tarihinden bu yana Başbakanlık görevini devam ettiren Netanyahu’nun ölüm tarihini malesef henüz veremiyoruz.