“O Allah ki, Yaratan’dır,
(en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret’ verendir.”
Haşr suresi, 24
Kongrede Yaratılış gerçeği her yönüyle ele alınarak farklı oturumlar gerçekleştirilecek ve Evrim meselesi de analiz edilecektir.
Yurt içi ve Yurt dışından yüzlerce bilim insanı ve konunun uzmanlarının bir araya geleceği Kongre Harran Üniversitesi ev sahipliğinde Üsküdar Üniversitesiyle ortak olarak, Şanlıurfa Valiliği ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı, GAP Bölge kalkınma İdaresi Başkanlığı, Şanlıurfa il Milli Eğitim Müdürlüğü, Şanlıurfa Müftülüğü ve Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa 2. Şubesi iştirakiyle yapılacaktır..
Kur’an ışığında yaratılış gerçeğinin değerlendirilmesi, Müspet bilimler ışığında yaratılış gerçeği ve Evrimci görüşün sorgulanması gibi bazı konu başlıklarının gündeme alınması düşünülmektedir.
Niçin böyle bir Kongreye ihtiyaç duyuldu?
Gün geçmiyor ki, her hangi bir basın yayın organında evrim ve yaratılış konusunda bir tartışma olmasın. Tabi her seferinde birbirinin fikirlerini reddedenler, birbirine düşman haline getirilenler. Hiç bir toplantıda ve oturumda evrim konusunda tam fikir birliğine varmış taraflar göremezsiniz. Niçin? Çünkü evrim 30’dan fazla terim ve tabir yerine kullanılıyor. Dolayısıyla evrimden kimin ne kastettiği anlaşılmıyor. Diğer taraftan bu konudaki bir takım felsefî düşünceler, bilimsel bilgi gibi takdim ediliyor. Toplumun fertleri birbirine düşman haline getirilmeye çalışılıyor.
İşte burada gözden kaçan bir şey var. Masa üzerinde kâğıttan yapılmış çiçeğin mutlaka ilim, irade ve kudret sahibi bir ustasının bulunduğunu, tesadüfen ve tabiatın eseri olamayacağını ısrarla vurguluyoruz. Aynı masada saksı içerisinde çiçek açıp meyve veren çiçeğin tabiatın eseri olduğunu iddia ediyoruz. Gözlüğün ustasının mutlaka olduğunu ama gözün ustasının bulunmadığını belirtiyoruz. Sizce burada bir terslik yok mu?
Bu evrim ve yaratılış konusunun kendi ilim platformunda tartışılmasının, onun bu platformdan çıkarılarak ideolojik düşüncelere alet edilmesinin de önüne geçeceği kanaatindeyiz.
Kongre Başkanları Prof. Dr. Hasan AKAN (Harran Üniversitesi) ve Prof.Dr. Mehmet ZELKA (Üsküdar Üniversitesi) tarafından konuşmacı olarak her biri kendi dalında uzman olan davetliler arasında Prof. Dr. Adem TATLI, Prof. Dr. Ahmet AKGÜNDÜZ, Prof. Dr. Alparslan ÖZYAZICI, Prof. Dr. Avni ÖZTÜRK, Dr. Colin TURNER, Prof. Dr. Faris KAYA, Prof. Dr. Fatih SATIL, Prof. Dr. Kemal SOLAK, Prof. Dr. Nevzat TARHAN ve Prof. Dr. İbrahim ÖZDEMİR gibi akademisyenler bulunmaktalar.
Buraya Nasıl Gelindi?
Bilindiği gibi, Ortaçağ’da Hıristiyan âleminde din adına bilim adamlarına ve ilmî çalışmalara yüzyıllar boyu süren karşı çıkışlar, 1789 Fransız ihtilali sonunda Hıristiyanlığın tamamen sosyal sahadan çekilmesiyle sonuçlanmıştır.
“Din” deyince Hıristiyanlık ve dolayısıyla Ortaçağ engizisyonu hatırlanıyordu.
Hıristiyanlıkla beraber bütün Semavî dinler suçlu sandalyesine oturtulmuştu. Artık bundan sonra her türlü ilmî çalışma pozitivist felsefenin öngördüğü ateizme dayalı bir düşünce sistemi üzerine bina edildi.
Hıristiyan âleminin bilim adamlarına öncülük edemediği bir diğer önemli husus da yaratıcıyı tanımlama ve tarifteki Teslis inancı idi. Böyle bir İlah anlayışı ile tabiat ve tesadüfün ilahlığına da kapı açtılar.
Yaklaşık iki yüz yıldır bilim âleminde hâkim olan bu pozitivist yaklaşımın
sorgulanmasına, yaratılışın ve yaratıcının İslam’ın bildirdiği şekliyle takdimine ve anlaşılmasına büyük ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz.
Çünkü İslâmiyet ilmî çalışmaya ve bilim adamına büyük ehemmiyet veriyor, “Bilenle bilmeyen bir olur mu?”, “Düşünmez misiniz?”, “Akıl etmez misiniz?”, “Bunları ancak akıl sahipleri anlar” ifadeleri ile Kur’an ilim adamlarına ayrı bir önem atfediyor.
İslâm âlemi ise, bilim camiasına İslam’ın tevhid inancını ve bilime ve bilim adamına bakış tarzını takdim edemedi. Aslında bilimlerin konusu kâinat idi. Yani bir başka ifade ile kâinat kitabı. İşte bütün bilimler bu kâinat kitabının sayfaları, formları ve satırlarını anlamaya ve tefsir etmeye çalışmaktadırlar. Kâinat Allah’ın kudret sıfatının eseri olduğu gibi, Kur’an da kelam sıfatının eseridir. Yani her iki kitap ta Allah’ın eseridir. Bunlar nasıl birbirine karşı olur?
İşte yapmayı planladığımız kongrede bu konuların bilim ortamında ve platformunda konuşulmasını ve tartışılmasını istedik. Akıl ve fennin hükmettiği günümüzde her meselenin akıl planında ve ilim çerçevesinde konuşulması, tartışılması ve çözüm üretilmesi taraftarıyız.
Elbette bu kadar geniş kapsamlı bir konu bir veya birkaç kongre ile birden çözüme kavuşmaz. Ama yolu bitirme de ilk adımın atılmasıyla mümkündür.
Bu vesileyle, Tevhidin şehri, Peygamberler şehri Şanlıurfa’nın
tarihini, doğal güzelliklerini ve yemek zenginliğini yaşayacağımız
hem sosyal hem de bilimsel açıdan doyurucu olmasını temenni
etmekte olup, tüm bilim insanlarını Harran Üniversitesinde
ağırlamaktan büyük bir onur duyarız.
Prof. Dr. Mehmet ZELKA Üsküdar Üniversitesi Rekt. Yrd. | Prof. Dr. Hasan AKAN Harran Üniversitesi Fen Edeb. Fak. Dekanı |
İletişim: 0 535 683 03 47
Email: yaratiliskongresi@gmail.com
Kaynak: Nurdan Haber